English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I'm missing you

I'm missing you Çeviri Türkçe

700 parallel translation
So, I need you to report to me what memories I'm still missing since you're always watching me like a hawk.
Sekreter Kim de izinde olduğu için her zaman beni izlediğine göre hafızanı bir yokla.
I'm missing you terribly, darling.
- Seni çok özlüyorum, tatlım.
I hope you got a list of what's missing.
Umarım kayıp eşyaların bir listesini yapmışsınızdır.
I'm leaving, but I was missing you.
Hemen gitmem gerek ama seni görmeden yapamadım!
And for not missing your mountains... I'm going to show you ours!
Dağlarını özleyip durmayasın diye Sana dağlarımızı göstereceğim!
I think I know what you were missing.
Sanırım neleri özlediğini biliyorum.
I want you to tell me why my laundry comes back every week with one piece missing.
Benim çamaşırlarım her hafta niye bir parça azalarak geri gelir söyle bakalım.
Captain, I hope you do not mind a little professional advice but... when a person is nervous and irritable... you can be assured that something is missing in their life.
Kaptan, umarım küçük profesyonel tavsiyeme kızmazsınız. Bir insan gergin ve tedirginse kesinlikle bir şeyler eksik demektir.
Mrs. Amalia, would you also like to know, why I called the paper about the missing person that showed up here two days ago, and disappeared again?
Bayan Amalia, iki gün önce burada ortaya çıkıp, sonra yeniden ortadan kaybolan kayıp kişi için neden gazeteyi aradığımı bilmek ister miydiniz?
Well, you see, I'm looking for a missing person.
Kayıp birini arıyorum.
I came to tell you that your husband is missing in action.
Kocanın harekatta kaybolduğunu haber vermek için buradayım.
That's all very well, but I think you're missing the point.
Hepsi çok hoş, ama sanırım gözden kaçırdığın bir nokta var.
You know what? Last week, I find I'm missing her, so I calls...
Geçen hafta özleyip evine gittim...
I have my reputation to think of, you know? And just think on all the fun we're missing!
İtibarımı düşünmek zorundayım ve ayrıca kaçırdığımız onca eğlenceyi de.
You know, I bet I'm missing those lady shot-putters.
Bayan güllecileri kaçırdığıma eminim.
I searched the house while you were out and 2 cartridges are missing.
Siz havaalanındayken bütün evi aradım. İki kurşun eksik.
I'm a rotten shot and I'm tired of missing you.
Çok kötü bir atıcıyım, seni ıskalamaktan usandim artik.
Remember what I wrote you last year about missing you so badly?
Geçen sene, seni ne kadar çok özlediğim konusunda ne yazdığımı hatırlıyor musun?
And know that wherever I am, I'm missing you.
Ve bil ki, her nerede olursam olayım, seni çok özlüyorum.
- I understand you're looking for a missing girl.
- Anladığım kadarıyla kayıp bir kız arıyorsunuz.
Up to your usual standard, I think I could say, a few holes in the floor, the odd door missing, but nothing you can't be sued for.
Genel standardınıza bağlı olarak, sanırım diyebilirim ki... tabanda birkaç delik... tek kapımız eksik, ama dava edilecek bir şey yok.
I'm missing what you're getting at.
Ne demek istediğinizi anlamıyorum.
Yeah, and I'm sorry, Ma, about you missing your driver's test again.
Evet, yine ehliyet sınavını geçememene çok üzüldüm anne.
I'm tired of missing you.
ve seni özlemekten yoruldum artık. Soyadını bile bilmiyorum
Antonio... I'm missing my boot, and I love you so much
Antonio... botumu kaybettim ve seni çok seviyorum... ve gitmemiz gerektiği için...
Besides this I put the bottles under your care during supper and if any one of them is missing, or if anything gets broken you will be responsible for it, and pay it out of your wages.
Bunun dışında... Akşam yemeği sofrasında içkilerden de siz sorumlusunuz. Eğer bir şişe eksilirse ya da kırılırsa sizi sorumlu tutarım aylığınızdan da keserim.
I'm not interested. Oh! You don't know what you're missing.
- Ne kaçırdığını bilmiyorsun.
You think I'm happy about missing Burt Reynolds or about being locked up with this gutter trash?
Burt Reynolds'ı kaçırdığım için mutlu muyum? Bu batakhane rezilleriyle bir yere tıkıldığım için mutlu muyum?
Look, I'm sorry to disturb you folks, but are you the same William Freeman who reported missing a son, David Scott Freeman, on July 4, 1978?
Bak, Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm millet, ama William Freeman'ın rapor ettiği kayıp oğlu Davidd Scott Freeman'a benziyorsun, 4 Temmuz, 1978 demi?
Pardon me, I think you're missing a very important decoration.
Pardon, sanırım önemli bir madalyayı unutmuşsunuz
Lewis, do you realise you just said "buttface" to the missing link? - I did?
Az önce, evrimin kayıp halkasına g.t suratlı dedin, farkında mısın?
In case you were missing me and you were too embarrassed to call I called first.
Beni özlediğin halde aramaktan çekiniyor olabilirsin diye... önce ben aradım.
You agree with Okona that I am missing an important human factor?
Okona gibi sen de, benim önemli bir insan unsurunu kaçırdığımı mı söylüyorsun?
If l`m not missing you, I won`t visit you today lf you don`t visit me in these days I will probably marry that doctor
Eğer seni bir gün özlemezsem o gün seni görmeye gelmem. Beni bugünlerde sık ziyaret etmezsen ben de, büyük ihtimalle, o doktorla evlenirim.
I missed you when I was away but now I feel as if i'm missing you even more.
Burada değilken seni özlüyordum, ama burada daha da fazla özlüyorum.
But if it was missing, I'm sure that you just threw it out by mistake, Rose.
Fakat eğer kayıp idiyse, eminim onu yanlışlıkla çıkarıp atmışsındır, Rose.
Look, Martin, I think you're missing the point here.
Bak, Martin, Sanırım bir noktayı gözden kaçırıyorsun..
I'm missing you already.
Seni şimdiden özlüyorum.
And I suppose you don't know anything about the missing body parts at the hospital?
Ve sanırım hastaneden çalınan insan uzuvları hakkındada bir şey bilmiyorsunuzdur.
I got you this expensive paper to type on, and I got a great deal on this 50-pound clunker on account of it's missing an "N."
- Yazman için en pahalı kağıtlardan aldım. Ve 50 papele bu daktiloyu aldım, sadece "N" harfi eksik.
Well, that... That isn't exactly the kind of information I'm after. You see, he's been missing for quite some time now...
Aradığım bilgiler bunlar değil bayan, uzun bir süreden beri kayıp ve bu böl...
Maybe tell me about the big city... all the things I'm missing living in this dinky town... and how you'd like to be the one to take me out of it.
Belki de bana büyük şehri burada yaşayarak kaçırdıklarımı ve beni buradan götürmek istediğini anlatacaksın.
I'm missing 2 bags, I leave you the caddie...
İki bavul daha var. Arabayı size bırakıyorum.
If you feel there are any details that I'm missing... you should feel free to speak up.
Eğer atladığım herhangi bir detay olduğu kanısındaysanız rahatça söylemekten çekinmemelisiniz.
You're missing the point of my saying I'm thirsty.
"Susadım" deme şeklimi görmüyorsun.
Do you mind if I look around to see if anything's missing?
Bir şey kaybolmuş mu diye etrafa baksam kızar mısınız?
Because I'm holding you personally responsible if anything turns up missing.
Çünkü herhangi bir şey kaybolursa seni kişisel olarak sorumlu tutarım.
I think you will find that many are missing photos, magazines, movies a very interesting material, including child pornography.
Sanırım çok ilginç şeyler bulacaklar. Birçok kayıp fotograf, magazin, film. Tabii bunlara, çocuk pornosu da dahil.
I'm here to announce that King Mufasa's on his way, so you'd better have a good excuse for missing this morning's ceremony.
Kral Mufasa'nın yolda olduğunu söylemeye geldim, sabahki töreni kaçırmana iyi bir mazeret bulasın diye.
Richard Goodwin with the Subcommittee on Legislative Oversight. I'm calling because the rate schedules for the Baltimore and Ohio for the first four months of 1954 seem to be missing from the documents you just sent me.
Yolladığınız raporlarda 1954'e... ait Baltimore-Ohio çizelgesine ait kayıtları bulamıyorum.
I just want to ask you questions about personal items... that are still missing, one in particular.
Halen kayıp olan bazı kişisel eşyalarım hakkında... soru sorumak istiyorum, bir tanesi özellikle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]