I really don't remember Çeviri Türkçe
434 parallel translation
I don't really- - I don't really remember.
Pek hatırlamıyorum.
I don't really remember him, but he says he knows me very well.
Ben hatırlamıyorum ama o beni iyi tanıdığını söylüyor.
Oh, my dear, i've tried so many kinds, i don't really remember which this is.
O kadar çok çeşit denedim ki hangisi olduğunu hatırlamıyorum.
I don't remember, really.
Gerçekten hatırlamıyorum.
Really, I have an excellent memory, but I don't seem to remember that name at all.
Gerçekten mükemmel bir hafızam vardır ama bu ismi hiç hatırlamıyorum.
You know this game, don't you? I don't think I remember, auntie I really ought to go.
Hatırladığımı sanmıyorum, hala aslında gitmem lazım
I'm sorry, but I really don't remember meeting this gentleman.
Üzgünüm, bu beyi hatırlamıyorum.
I DON'T REMEMBER A DOGGONE THING, HENRY. I MUST HAVE REALLY BEEN PU NCHY FOR A SECON D
Ve yerde kollarını üzerimde sallayan hakeme bakıyordum.
I don't really remember, Uncle... not very clearly.
Gerçekten hatırlamıyorum, Amca çok net değil.
I REALLY DON'T REMEMBER.
Ben gerçekten hatırlamıyorum.
- I really don't remember.
- Amma klişe.
There's a cat, and I really don't even know his name but I remember that Chip said that his old lady just had a baby and that made me think.
Gerçekten ismini bilmediğim birisi gelip dedi ki, sanırım Chip demişti onu da yaşı geçkin karısı doğurmuştu da bu beni düşündürmüştü.
I - I really don't understand you, Sergeant, or your insinuations... Or whoever wrote this, I can't remember the next line.
Gerçekten, anlamıyor musun Çavuş ya da imalarda mı kim yazmış bunu, bir sonraki satıra hatırlamıyorum.
I don't really remember.
Gerçekten hatırlamıyorum.
- I really don't remember.
- Gerçekten hatırlamıyorum.
I don't really remember that part of it.
O kısmı gerçekten hatırlamıyorum.
Deedee... I don't really remember what I said about having the baby.
Deedee, bebek konusunda ne dediğimi gerçekten hatırlamıyorum.
Sorry, I really don't remember
Üzgünüm ama gerçekten de hatırlamıyorum.
I don't remember really.
Tam olarak hatırlamıyorum.
I mean, you don't really remember what you did.
O zaman ne yaptığını hatırlamazsın.
But I don't really remember happy.
Ama mutlu olduğumu hatırlamıyorum.
Maybe you do know me, but I really don't remember you.
Belki siz beni tanıyorsunuz, ama ben sizi gerçekten hatırlamıyorum.
I really don't remember.
Gerçekten hatırlamıyorum.
I don't really remember anything about my parents.
Ailem hakkında hiçbir şey hatırlamıyorum.
I really don't remember saying that but if you said I did... then...
Gerçekten öyle dediğimi hatırlamıyorum, ama sen söylüyorsan demişimdir... o zaman...
I can't take it... Tendo, you really don't remember?
Bunu ilk defa duyuyorum!
I don't really remember very much of-of anything, and... um, it's all mixed up, um...
Gerçekten hatırlamıyorum Pek çok şeyi, ve... şey, hepsi karma karışık, şey...
Mom and I left him. I don't really remember, but that's what she says.
Annem ve ben onu bıraktık.. Şey, ben tam hatırlamıyorum ancak onun söylediği bu..
I really don't remember my dad...
Ben söylediğim gibi gerçekten...
I don't really remember her.
Onu gerçekten hatırlamıyorum.
I don't remember much of'em, really.
Çoğunu gerçekten hatırlayamıyorum.
You know, I don't really remember what I watched.
Aslında ne izlediğimi hatırlamıyorum.
So you see, I don't really remember anything... about how I felt since that night you came back.
Görüyorsun ya, gerçektende döndüğün gece neler hissettiğime dair hiç bir şey hatırlamıyorum.
I don't really remember the details.
Detayları gerçekten hatırlamıyorum.
- I don't really black out, but I don't - I don't always remember everything.
Şey, hafıza kaybı değil fakat her şeyi hatırlamıyorum.
I don't really remember anything about it.
Bu konuyla ilgili hiçbir şey hatırlamıyorum.
- I don't really remember.
- Pek hatırlamıyorum.
I said it. I really don't remember what they said, Ruthie.
Tam olarak ne söylediklerini hatırlamıyorum...
To be honest, I really don't remember that much, if anything at all.
Doğrusu pek bir şey kalmadı aklımda, hatta hiçbir şey hatırlamıyorum.
I don't really remember.
Hatırlamıyorum.
I really don't remember.
Gerçekten de hatırlamıyorum.
I don't really remember.
Tam hatırlamıyorum.
I don't really remember the other shots.
Diğer atışları hatırlamıyorum.
I don't really remember.
Pek hatırlamıyorum.
I don't know. It's really hard to remember, exactly.
Hatırlamak çok güç.
I really don't remember.
- Hatırlamıyorum.
There's something arousing about curiosity and non-mainstream, whatever, I don't really remember...
Tam olarak hatırlamıyorum ama, merak ve farklılığın heyecan verici olduğuyla ilgili bir şeyler söyledi.
I don't really remember it.
Tam hatırlayamıyorum.
I don't really remember it being like that.
Ben bu şekilde hatırlamıyorum.
I mean, I don't remember ever wanting to talk about cake. I wasn't really that hungry.
Yani, Pasta hakkında konuşmak istediğimi hiç hatırlamıyorum.
Look. I really don't remember how this thing works.
Bak, gerçekten bu şeyin nasıl çalıştığını pek hatırlamıyorum.
i really appreciate it 275
i really do 1223
i really like you 290
i really miss you 52
i really love you 95
i really don't care 95
i really missed you 63
i really like it 60
i really don't know 273
i really don't 369
i really do 1223
i really like you 290
i really miss you 52
i really love you 95
i really don't care 95
i really missed you 63
i really like it 60
i really don't know 273
i really don't 369