I saw you there Çeviri Türkçe
855 parallel translation
It's funny. I... I could have sworn that I saw you there.
Tuhaftır seni orada gördüğüme yemin edebilirim.
I saw you there, Madame Barelli.
Sizi gördüm, Madam Barelli.
You were in his room last night, I saw you there.
Dün gece onun odasındaydın, seni orada gördüm.
I saw you there, dumb and paralyzed.
Seni orda uyuşmuş ve felçli bir halde gördüm.
I said to myself when I saw you there's a guy with the most normal-looking face I ever saw in my life. That's very nice of you.
Sizi görünce kendime... hayatta gördüğüm en normal suratlı insan bu dedim.
I believe I saw you there.
- Seni orada gördüğüme yemin edebilirim.
I saw you there once.
Seni orada bir kez görmüştüm.
The car. I saw you there.
Arabayı ve sizi gördüm.
Had I known that there was that kind of pain... I wouldn't have told you that I saw that woman, Cha Hee Joo hovering around you.
Böyle bir acın olduğunu bilseydim Cha Hee Joo'nun yanında olduğuyla ilgili bir şey söylemezdim.
What the hell that woman means by her attitude towards you, I... when i saw her there today, i had all my work out but to give her a bit of my mind.
O kadın sana karşı davranışlarıyla ne demek istedi? Bugün onu orada gördüğümde ona aklımdan geçenleri söylemek için elimden geleni yaptım.
You can't do that. He put it there. I saw him.
Bunu yapamazsın, parayı oraya koydu.Onu gördüm.
You're very quick to say so and yet a short while ago I saw two other men in this room and they didn't go back into the shop so there must be another exit and perhaps another room.
Böyle söylemekle acele ediyorsun, oysa biraz önce başka iki kişi daha gördüm, onlar dükkana dönmediler, o halde bir başka çıkış olmalı, belki de bir başka oda.
- Later I saw him there, and so did you.
- Sonra onu yerinde gördüm, sen de öyle.
You know what, I bet I saw some of your pictures there and didn't know it.
Biliyor musun Chris, eminim farkında olmadan orada bir kaç tablona bakmışımdır.
I saw your car piled into that tree down there, and I thought maybe you...
Arabanı ağaca çarpmış gördüm...
couldn't escape them.Somewhere out there were yo It's like the first time I saw you.
Sizi ilk görüşüm gibiydi.
Like our great Wanda I probably saw you there
Aynı bizim harika Wanda gibi. Sizi de muhtemelen orada görmüşümdür.
I know you're there. I saw the light from below.
Orada olduğunu biliyorum, kapının altından ışığı gördüm.
I know you, I saw you sneak out of there.
Seni tanıdım, gizlice içeri girdiğini görmüştüm.
It's funny, I came in and stood there and saw you sitting over here.
çok tuhaf, içeri girdim, orada durdum ve senin burada oturduğunu gördüm.
You know, the first day I saw you... riding across the plains on that little paint pony... with the antelope-skin shirt and the beads... and the feather in your hair... I thought there was nothing in the world so beautiful.
Seni o küçük poni üzerinde antilop kürkü eteğinle boncuklarınla ve saçlarındaki tüyle ilk gördüğümde dünyadaki hiçbir şeyin böyle güzel olamayacağını düşündüm.
Well, you can put me in the booby hatch too... because I saw this ship turn a bright green up there.
Beni de o gruba ekleyebilirsin... -... çünkü uçağın parlak bir ışık saçtığını gördüm. - Emin misin, Joe?
I saw you come from the window up there.
Pencereden geldiğini gördüm.
How do you explain the body I saw there?
Orada gördüğüm cesedi nasıl açıklayacaksın?
When I saw you outside I thought I'd better bring you inside the shop because there's a Jew living upstairs who's said to be a Separatist.
Sizi dışarıda gördüğümde mağazaya girmenizin çok iyi olacağını düşünmüştüm. Çünkü üst katta Separatist olduğunu söyleyen bir Yahudi oturuyor.
Well, you see, when I caught you peeking... I mean, when I saw you outside my kitchen a little while ago, well, I thought there might be something wrong with Mrs. Blanchard...
Şey, anlarsın, seni dikizlerken yakaladığımda... yani, seni bir süre önce mutfağımın dışında görünce, şey, Mrs. Blancharda'a bir şeyler olabileceğini düşündüm...
I saw you out there in the car, looking very grand.
Sizi dışarıda, arabada gördüm çok muhteşem görünüyordunuz.
Looks like there's a lot of changes going on today, Tate. I never saw you carrying a gun before.
Bugün bir sürü değişiklik oluyor gibi Tate, ne dersin daha önce seni silahlı hiç görmemiştim.
I saw you drive up in that fancy car out there.
Sizi şu tuhaf arabada giderken gördüm.
A fella I know saw you out there twice... tight as a tick and dancin', throwing your dress up, you didn't care how far!
Arkadaşlarım seni orada iki kez görmüşler. Kene gibi yapışmış, dans ederken, üzerinden elbiselerini atarken.
Well, that wasn't so bad, but when I walked in the back room and saw what you had stacked there.
Arka odaya girip, oraya yığdığın eşyaları gördüğümde, durum çok da kötü değildi.
I swear I saw a light out there on the moor as soon as you picked up the candle.
Sen mumu kaptığın gibi çalılıkta bir ışık söndüğünü gördüğüme yemin ederim.
Well you saw them there, when I met your parents, the way they were needling me and you couldn't do anything about it.
Ailenle tanıştığımda onları orada gördün. Beni iğnelerlerken gördün. Ve bu konuda hiçbir şey yapamadın.
You know, I saw the way he looked at you back there.
Dairedeyken adamın sana nasıl baktığını gördüm.
And then one day I saw a footprint in the sand and there you were.
Sonra bir gün kumda bir ayak izi gördüm Size aitti.
You mean that old woman I saw sitting in the window out there wasn't Bates'mother?
Gördüğüm yaşlı kadın annesi değil miydi?
I looked and saw you standing there
Baktım ve orada dikildiğini gördüm.
You see, I was looking out from my place, when I saw two men up there.
Evimin penceresinden bakıyorum. Şurada iki adam gördüm.
You know, I had a kind of a feeling the minute I opened that door and saw you standing there.
Bilirsiniz, içimde bir his... Kapıyı açtığım dakikada, sizi orada dikilirken gördüğümde uyanan.
As the years went by... I saw my dear, sweet Daddy dwindle away under this... till you practically didn't know he was there.
Yıllar geçtikçe benim zavallı, tatlı babacığım bu ağırlığın altında ezildikçe ezildi neredeyse orada olduğu bile belli olmuyordu artık.
Mister, I saw them chasing you back there.
Bayım, orada sizin peşinize düştüklerini gördüm.
Ha! I saw you come outa there with ma own eyes!
Sizin oradan dışarı çıktığınızı kendi gözlerimle gördüm!
I saw you at the station, and you frightened everyone there.
Sizi istasyonda gördüm, herkesi korkuttunuz.
Remember... He was there, facedown in the water, his legs thrashing. I'll say I was in the woods, that I saw you both.
Olay mahallinde kafası suyun içindeydi...
They've been there since the first moment I saw you.
Seni ilk gördüğüm andan beri bunu düşünüyorum.
- You know what I saw in there?
- İçeride ne gördüm biliyor musun? - Evet.
I never saw you there.
Seni orada hiç görmedim.
The marks are still there, I guess you saw them.
Orada hala izleri var, sanırım görmüşsünüzdür.
Until I saw you, there was nothing in my heart.
Seni görene kadar, kalbim bomboştu.
The first moment I saw you, I said to myself, " Now, there's a woman who'd understand.
Seni ilk gördüğüm anda kendi kendime "İşte anlayışlı bir kadın" dedim.
When I saw you out there, I couldn't believe it.
Sizi orada gördüğümde inanamadım.
i saw you 563
i saw it first 27
i saw the video 17
i saw the light 16
i saw it 804
i saw the sign 17
i saw it myself 35
i saw him yesterday 27
i saw 499
i saw everything 64
i saw it first 27
i saw the video 17
i saw the light 16
i saw it 804
i saw the sign 17
i saw it myself 35
i saw him yesterday 27
i saw 499
i saw everything 64
i saw it on tv 28
i saw you last night 21
i saw her 292
i saw you on tv 44
i saw them 162
i saw that 307
i saw him first 18
i saw your face 30
i saw nothing 44
i saw it all 35
i saw you last night 21
i saw her 292
i saw you on tv 44
i saw them 162
i saw that 307
i saw him first 18
i saw your face 30
i saw nothing 44
i saw it all 35