I told you no Çeviri Türkçe
2,611 parallel translation
Hmm? I told you no more talk about money.
Sana para konuşmayacağız demiştim.
I told you no hot tub.
Havuz olayı yok demiştim.
No. I told you, no.
Hayır, olmadığını söylemiştim.
I first told you that blood and sweat can be shed... but no tears.
Bir zamanlar sana demiştim ki, kan ve ter akıtılabilir ama göz yaşı akıtılamaz.
No, no, listen, I told you he is not part of this deal.
Hayir, hayir, dinle beni, sana demistim o, bu anlasmada yok.
I told you what happened, and you said we were the strongest and smartest things on the planet, so we had a responsibility to protect the smaller, weaker things, because if we didn't do it, then no one else would, that it was the right thing to do.
Sana olanları anlatmıştım sen de bana gezegendeki en güçlü ve en zeki varlıklar olduğumuzu ve bir sorumluluğumuz olduğunu bu küçük, zayıf canlıları korumamız gerektiğini çünkü biz yapmazsak kimsenin yapmayacağını yapılması gereken doğru şeyin bu olduğunu söylemiştin.
No! I told you.
Burada, buraya gelmeden az önce çektiğim soyunma odası saatinin bir resmi var.
No. I told you.
Söyledim ya, hayır.
I told you- - No, no, you don't want to get involved.
Tamam, karışmak istemiyorsun.
Because I want to tell you things which perhaps no daughter must have told her father.
Çünkü sana belki de hiçbir kızın babasına söyleyemediği şeylerden bahsetmek istiyorum.
I mean, you told me yourself Derek would drag her back, no matter what.
Yani, Derek'in onu hep geri getirdiğini bana sen söyledin, ne olursa olsun.
I who find something to love in everything told him... "May they shout my name in your ear in hell I have no blessing for you."
Her şeyde sevecek bir yan bulan ben "Cehennemde adımı kulağına bağırsınlar sana hakkımı helal etmiyorum" dedim.
No! - I told you.
- Evet, bahsetmiştim sana.
Bob, I told you there's no such thing as karma.
Sana söylemiştim Bob, karma diye bir şey yok.
To think that if you told me the truth, I wouldn't still love you no matter what.
Bana gerçeği söylersen, seni ne olursa olsun sevmeyeceğimi düşünmek.
No worries. I told you, it's never gonna happen.
Kızma ama sana söyledim, asla olmayacak.
No, for the zillionth time, I told you it wasn't Colleen's fault that Dartmouth didn't want me.
Darmouth'un beni kabul etmemesinin Colleen'in suçu olmadığını söyledim.
No, I told her that you would not do that.
Böyle bir şey yapmayacağını ona söyledim.
No, I told her I was over you, and, just to be clear...
Ona, bittiğini söyledim. Ayrıca, şunu netleştirelim -
No.I already told you, I'm not dealing with you when you're like this.
Hayır. Böyle davranırsan seninle ilgilenmeyeceğimi söylemiştim.
So basically, I - I was my typical stubborn self, and I told them, " You know what? I ain't doing this no more.
Aslında inatçı biriyimdir ama onlara daha fazla bunları yapamayacağımı beni eve götürmelerini söyledim.
What if I told you that I consume knowledge like no one you've ever met, and I've actually passed the bar?
Peki ya ben sana, hayatında hiç bilmediğin gibi bilgi kullandığımı,... ve gerçekten BAR sınavını geçtiğimi söylersem?
No disrespect, sister Catherine, but... I'm not sure I believe anything you've told me.
Saygısızlık etmek istemem Rahibe Catherine fakat bana anlattığınız hiçbir şeye inandığımı söyleyemeyeceğim.
Well, no, don't make me remind you that you owe me one. How's that? You told Louis I was working on Harvey's case before his.
Bana borçlu olduğunu hatırlatmam gerektiğini söyleme.
No, I told you I was coming.
Hayır, sana geleceğimi söylemiştim.
No, I already told you, it's at the end of the hall.
Hayır, çöp kanalının koridorun sonunda olduğunu söylemiştim sana.
When you told me you were pregnant, I said that I would be there for you, no matter what, and I haven't been.
Bana hamile olduğunu söylediğinde yanında olacağımı söylemiştim. Hem de ne olursa olsun. Ama olamadım.
No, craig, I told you.
No, craig, I told you.
No you told me to marry him because if he cheats on me I'll get half his stuff.
Onunla evlenmemi söyledin çünkü beni aldatırsa mal varlığının yarısı benim olacaktı.
No, I talked to your assistant and she told me where l could find you.
Hayır, asistanın burada olacağını söyledi.
I already told you that I have plans tonight, and then you arrange to have Perez Hilton show up at my house so that I couldn't say no.
Sana bu akşam planım olduğunu söyledim. Ama sen, hayır dememem için evime Perez Hilton'u gönderdin.
No, just exactly what I told you.
Hayır, sadece sana söylediklerimi söyledi.
No, you told me because I didn't give you a choice.
Hayır, söyledin çünkü sana başka bir seçenek bırakmadım.
No injuries. I told you, I was home.
Söyledim ya, evdeydim.
No, but I told you, I'm not a killer.
Hayır, ama sana söyledim. Ben katil değilim.
No, I told you Terrence is welcome to come back to therapy whenever he wants.
Hayır. Terrence'a istediğinde terapiye gelebileceğini söyledim.
Yeah, told you, don't call me. No, I know.
Sana beni arama demedim mi?
I already told you, no.
Sana zaten söyledim, olmaz.
No, I told you, I just found that.
Hayır, size söyledim.
I'm told you have the courage of Achilles, no?
Sende Aşil'in cesareti varmış, doğru mu?
N-N-N-No, I-I-I told you, I flew to D.C., ditched the medals, and flew home.
H-h-h-hayır, b-b-ben önce başkente uçup madalyayı attıktan sonra buraya uçtuğumu söyledim.
I already told you, No.
Daha önce de söyledim, bilmiyorum.
And if I told you I had no money for bribes?
Peki ya size rüşvet için param olmadığını söylersem?
No, I told you, it's fine.
- Hayır, güzel dedim işte.
No, no... but what if I told you I could offer you the most relaxing sleep you've had since you were a child?
Yo, yo. Ama ya sana çocukluğundan beri çektiğin en rahat uykuyu önersem?
That's what I told the guy, but I wanted to come here and clear it with you before I told the guy no.
Benim de adama söyleyeceğim bu, ama ona söylemeden önce buraya gelip seninle bunu netleştirmek istedim.
I told you I ain't no faggot.
Sana ibne değilim dedim.
If I told you, that in the next decade, millions of people would be exterminated, you would say "impossible, no one would do such a thing".
Eğer size önümüzdeki on yılda milyonlarca insanın yok edileceğini söyleseydim, "imkansız, kimse öyle bir şey yapmaz" derdiniz.
I told you, no food allowed.
Dedim sana, yemeğe izin verilmiyor.
You see? I told you three days would go by in no time.
Üç gün su gibi geçer demiştim.
No, I told you, I just knocked him out so I could buy us some time!
- Hayır. Dedim ya, bize zaman kazandırmak için bayılttım sadece!
i told you not to do that 20
i told you not to 46
i told you not to come 29
i told you not to come here 19
i told you not to move 17
i told you 7735
i told you yesterday 20
i told you so 405
i told you before 196
i told you that in confidence 28
i told you not to 46
i told you not to come 29
i told you not to come here 19
i told you not to move 17
i told you 7735
i told you yesterday 20
i told you so 405
i told you before 196
i told you that in confidence 28
i told you everything i know 35
i told you to shut up 41
i told you to stay in the car 34
i told you about it 24
i told you i would 20
i told you already 105
i told you a thousand times 24
i told you the truth 55
i told you to go 23
i told you to stop 35
i told you to shut up 41
i told you to stay in the car 34
i told you about it 24
i told you i would 20
i told you already 105
i told you a thousand times 24
i told you the truth 55
i told you to go 23
i told you to stop 35