If he's right Çeviri Türkçe
1,476 parallel translation
F.Y.I., if the cuddling is the best part, he didn't do it right.
Bilgin olsun - - Eğer oynaşmanız en iyi kısımsa, doğru düzgün becerememiştir.
Even if he forgot to mention that we were right on the Afghan border.
Ama neredeyse Afgan sınırına geldiğimizi söylemeyi nasılsa unutmuş.
If I'm right, he's the prime object.
Eğer yanılmıyorsam, esas nesne o adam.
If I'm right, he's the prime object.
Eğer yanılmıyorsam, esas nesne o.
He's gonna have me fired if I don't get you in the truck right now!
Seni hemen bindiremezsem beni kapının önüne koyar.
Now, if I use that to destroy Grant... He's the centre of the whole system, right?
Şimdi onu Grant'i yok etmek için kullanırsam o tüm sistemin merkezi değil mi?
If he's such a schmuck... why should I have him be the best man, right?
Madem o kadar pislikse, neden o görevde olmalı?
Wayne, if we do this right... he won't know the heat is turned up until his ass is in the frying pan, okay?
Wayne, bu işi doğru yaparsak götün tavada olana kadar ısının arttığını bilmez, tamam mı?
So whenever I hear him fart, I can tell right away if he's in B - or A + condition.
Ne zaman osurduğunu duysam... o anki durumunun İyi mi, yoksa Pekiyi mi olduğunu anında anlarım.
But if that's true, God bless him, he did the right thing.
Fakat eğer bu gerçekse Tanrı onu korusun, o doğru olanı yaptı.
They don't know if he's under the radar coverage out there or not. All right. Get in touch with the metro towers, see if they got a visual.
Kulelere sor, görebiliyorlar mı?
I should go see if he's all right.
Gidip iyi mi diye bir bakayım.
He's all right, if that worries you.
Eğer merak ediyorsanız, durumu iyi.
- Is there a message you want to get to him? - If he's all right, tell him I'd like to see him.
Eğer iyiyse, onu görmek istediğimi söyle.
Right now he's under enormous stress. And we need him to believe, even if it's just for a little while, that we're way off the mark, that we're not close to arresting him.
Şu anda muazzam bir stress altında ve çok yakınında olsak bile onu yakalamaya çok uzak olduğumuza inanmasını sağlamalıyız.
He's saying if we hadn't screwed up, he'd be dead or in prison, and we wouldn't be doing this.Isn't that right?
Değil mi?
She said if there was any chance of finding the guy, he'd be at his daughter's recital, which is going on right across the street, so we staked it out and hoped for the best.
Bu adamı bulmak için en ufak bir ihtimal var ise şayet, kızının caddenin tam karşısında vermekte olduğu resitalde olabileceğini söyledi, biz de, pusuya yattık ve ümitle bekledik.
He's bound for Oregon, Miss Lady, with the handsome nigger you're talkin'to right now, if our luck holds to the afternoon.
Oregon'a varmak üzere, Sayın Bayan. Şansımız varsa akşama dek orada oluruz.
If we take the ball and we throw it far enough, he will keep going until he goes into the light, right?
Eğer topu alır ve yeteri kadar uzağa fırlatırsak, ışığa varana kadar gitmeye devam edecek, değil mi?
And if you ever see him again, if he ever tries to talk to you, you ignore him and you tell me right away, okay?
Onu bir daha görürsen ve seninle konuşmaya çalışırsa onu görmezden gel ve hemen bana söyle. Tamam mı?
He's not here right now. If you want, I can pass the message to him over the radio.
Şu an burada değil, isterseniz mesajınızı telsizden iletebilirim.
If he had just waited and heard what I had to say, he would be motivated right now, and not all wet.
Biraz daha bekleyip ne anlattığımı duysaydı.. .. şu an sırılsıklam değil tam anlamıyla motive olurdu.
He'd always say if his guys walked into an ambush, his platoon coming under fire... the first thing he'd do is put two bullets right into his radio.
Derdi ki, ekibi pusuya düştüğünde takımı ateş altındayken ilk işi, telsizine iki kursun sıkmakmıs.
All right, "ten ways to tell if he's a sensitive man."
Pekala, "ona duygusal bir erkek oldugunu soylemenin on yolu."
Because if he's not, we can end this right now.
Eğer yaşamıyorsa hemen bu işe bir son verebiliriz.
- If the weather's right, he sits out there in some lawn chairs, holds court.
- Eğer hava güzelse orada bir sandalyede oturup takılır.
If he's doing something wrong, maybe a gentle nudge in the right direction.
Eğer bir hata yaparsa nazik bir dürtmeyle onu uyarmalısın.
See if he's got a fictional brother, all right?
Sor bakalım sanal bir ağabeyi var mı?
Look, you just stay strong and proud, and if he IMs you again, we'll start a rumor that you're already going out with a senior, right?
Bak, güçlü ve gururlu duruyorsun, Senin birinci sınıf öğrencisiyle çıktığına dair dedikoduya başlayacağız?
If he's up in D ward, he's cleaner than a motherfucker right now.
D koğuşundaysa şu anda tüm piçlerden daha temizdir.
He spoke as if he'd always been right, and still was now, and asked rudely why I was there.
Her zaman haklıymış gibi konuştu,... evine gittiğimde bile aynı kaba tavırla neden geldiğimi sordu.
My son's got a chance for a football scholarship if he's taught by the right coach.
Eğer doğru koç tarafından eğitilirse, oğlum futbol bursu kazanabilir.
- What if he's right?
- Ya haklıysa?
Mr. Spencer, if you can't name names, I'm afraid he's right this time.
Bay Spencer, eğer isim veremezseniz, maalesef ki bu sefer o haklı çıkacak.
So even if this dentist Cheslow did plan it, he's not gonna be some numb nuts hanging around waiting for love letters that're gonna point the cops in his direction, right?
Yani bu dişçi Cheslow planlamışsa bile gidip de aşk mektupları polisi ona yönlendirecekken etrafta aylak aylak dolanmaz, değil mi?
We're gonna call that producer tomorrow to see if he has any ideas, all right?
Yarın o yapımcıyı arayalım Onun bir fikri varmıymış bakmak için tamam mı?
If my son is gonna solicit a bribe, he's gonna do it the right way.
Eğer oğlum rüşvet isteyecekse bunu en doğru şekilde yapacak.
I figured House might go back to the pills, but if he's using his cane, he's right back to where he was before.
House tekrar ilaç kullanabilir, fakat eğer tekrar bastonunu kullanmaya başlarsa başladığı noktaya geri döner.
If he's not, letting him out is still the right move.
Ya değilse, onu serbest bırakmak gene de doğru hareket olacaktır.
'If Lawrence come in and finds us, he'll know it's right, and what he's been doing is trespassing.'
"Eğer Lawrence gelip te bizi bulursa, böylesinin daha doğru olacağını bilir."
All right, so if we can look at the traffic patterns in the vicinity of the attacks, that'll give us a chance to guess at those escape routes, which will give us a more general idea of where he goes afterward.
Eğer saldırıların çevresindeki trafik örüntülerine bakarsak, kaçış yollarını tahmin etme ihtimalimiz doğar, bu da bize nereye gittiği konusunda bir fikir verebilir.
All right, if he's here, then... why don't you ask him to tell you what happened to our marriage.
Pekala, eğer buradaysa o zaman... Neden evliliğimize ne olduğunu sana anlatmasını istemiyorsun?
Even if he could get his hands on the right equipment, he's not... reckless enough to do something like this again, especially given his condition.
Doğru araç-gereci ele geçirebilmiş olsa bile böyle bir şeyi tekrar yapabilecek kadar gözü kara değildir özellikle de bulunduğu koşullarda.
But if you go down there right now like this, you're going to blow it for him, and he's never going to forgive you.
Eğer bu şekilde oraya gidersen o adama patlarsın ve o da seni asla affetmez.
SO it, s all right if he dies so long as no One find Out he, s gay?
Demek ölürse ölsün ama eşcinsel olduğu öğrenilmesin.
- All right, if Carter's on the run, then he has access to all kinds of fake IDs, passports.
- Eğer Carter kaçıyorsa, her türlü sahte kimliğe ve pasaporta sahiptir.
All right? Not yet. We don't know if he's infected or not.
- Virüsü kaptığından emin değiliz.
All right, but why place himself at the crime scene if he's guilty?
Eğer suçluysa neden kendini suç mahallinde anlatsın?
What if he's not all right?
Ya Adam iyi değilse?
You know, so what i - if, if he's been proven right?
Yani, doğru söylediği anlaşılmışsa, ne olmuş?
I guess your husband's not home, because if he was, I'd probably be pulling his fist out of my face right about now.
Aferin sana Sanırım kocan evde yok Çünkü olsaydı
if he's still alive 35
if he's alive 49
if he's smart 25
if he's lucky 18
if he's innocent 26
if he's telling the truth 16
if he's here 40
if he's there 16
if he's not 30
if he's dead 32
if he's alive 49
if he's smart 25
if he's lucky 18
if he's innocent 26
if he's telling the truth 16
if he's here 40
if he's there 16
if he's not 30
if he's dead 32
if he's not here 16
if he's in there 17
if he's 16
if he's not there 17
he's right 2452
he's right behind me 20
he's right outside 22
he's right over there 72
he's right about that 26
he's right there 145
if he's in there 17
if he's 16
if he's not there 17
he's right 2452
he's right behind me 20
he's right outside 22
he's right over there 72
he's right about that 26
he's right there 145
he's right behind you 25
he's right here 197
right 138679
right now 7642
rights 33
righteous 110
righty 73
righteousness 17
righto 145
right back at you 108
he's right here 197
right 138679
right now 7642
rights 33
righteous 110
righty 73
righteousness 17
righto 145
right back at you 108
right here 3759
right on 537
right there 2847
right behind you 176
right on time 239
right back at ya 34
right foot 41
right as rain 57
right in the middle 29
right on schedule 82
right on 537
right there 2847
right behind you 176
right on time 239
right back at ya 34
right foot 41
right as rain 57
right in the middle 29
right on schedule 82
right or wrong 91
right away 1349
right back 46
right over there 262
right about now 62
right in there 66
right down there 39
right again 53
right this way 810
right over here 142
right away 1349
right back 46
right over there 262
right about now 62
right in there 66
right down there 39
right again 53
right this way 810
right over here 142