In court Çeviri Türkçe
9,639 parallel translation
I was in court, dealing with my little traffic-citation situation.
Mahkemede, ufak trafik celp durumumla uğraşıyordum.
And we, the people, will see you in court.
We biz, halk, sizi mahkemede göreceğiz.
He's usually in court by now. I...
Genelde mahkemede olur bu saatte.
Look, what if the defense agreed in advance not to subpoena me, and what if they agreed in advance not to use my interviews in court, and what if, as a part of my story, I interviewed Slider's attorney and let him talk about the case?
Savunma beni mahkemeye çağırmayacağını önceden kabul etse röportajlarımı mahkemede kullanmayacaklarını önceden kabul etseler ve hikayemin bir parçası olarak, Kaypak'ın avukatıyla röportaj yapıp onu dava hakkında konuştursam?
Jack said, "nope, see you in court."
Jack "hayır, mahkemede görüşürüz" dedi.
I saw her in court.
Onu mahkemede görmüştüm.
I came here to help you. No, the Miranda warning is just a formality so that we don't get in trouble in court again.
Hayır, Miranda uyarısı, mahkemede başımız tekrar derde girmesin diye bir formalite sadece.
I have a motion to suppress Greg's confession in court tomorrow.
Yarın mahkemede Greg'in itirafını saklama talebim olacak.
You really think you can win in court with this?
Mahkemede bununla kazanabileceğini düşünüyor musun sahiden?
And anyway, you have to testify today against Slider in court.
Zaten bugün mahkemede Kaypak aleyhine ifade vereceksin.
And what's Spanish for "we'll see you in court"?
Peki İspanyolca "mahkemede görüşürüz" ne demek?
I have to be in court early tomorrow.
Yarın sabah erkenden adliyede olmam lazım.
- We'll see you in court.
- Sandalyede görüşürüz.
You didn't tell us because You wanted to blindside us in court.
Bizi mahkemede gafil avlamak istediğin için söylemedin.
But you do have an extension of your purchase option, which may or may not hold up in court.
Ama mahkemede kullanacağınız ya da kullanmayacağınız uzatmalı bir satın alma opsiyonunuz var.
Just take the money and walk away, or we will tie this up in court for years.
Sadece parayı al ve yoldan çekil yoksa bunu yıllarca mahkemede devam ettiririz. Sana kalmış.
I've gone up against in court, I'd never have time to argue another case.
.. mahkemeye saygısızlık yapmış olurdum, Başka bir dava için vaktimiz yok.
because my team threw up a "W" in court today and handed you yo'ass, which means now there's no need for me play the mole anymo'.
Çünkü takımım, bugün mahkemede kazandı. Senin kıçını tekmeledi. Bu yüzden artık senin için, köstebeği oynamama gerek yok.
My lawyer says your film cannot play in court.
Avukatim diyor ki mahkemede filminiz gosterilmezmis.
It doesn't matter if the film plays in court or not...
Filmin mahkemede gosterilip gosterilemeyecegi muhim degil...
Narco tests are not admissible in court and I want to be doubly sure about this.
Narco testleri mahkemede gecerli degildir ve bunun dogrulugundan iki kat emin olmak istiyorum.
You'll testify in court?
Mahkemede taniklik edecek misin?
You'll testify in court of your own will?
Mahkemede kendi rizanla sahitlik edecek misin?
Can the case be proved in court?
Dava mahkemede ispatlanabilir mi?
Your report says it would be difficult to prove the parents guilty in court...
Raporunuz diyor ki mahkemede ailenin suclu oldugunu ispatlamak zor...
Less is more in court.
- Mahkemede az ama öz olmak lazım.
Ball's in your court.
Top sende.
to be about Greg "Slider" Rasenick, the suspect accused of murdering Mariana and who's to be a defendant in your court next month.
Mariana'yı öldürmekle suçlanan ve gelecek ay mahkemenizde sanık olarak çıkacak şüpheli.
- Andy, come on! - Come on! - In a court of law.
-... mahkemede aleyhinize delil olarak kullanılabilir.
Anything you say can and will be used against you in a court of law.
Söyleyeceğin her şey mahkemede aleyhine delil olarak kullanılabilir. Avukat tutma hakkına sahipsin.
- Right before court this morning... - Mm-hmm. Jack tells the judge that he just this moment found evidence exonerating his client, so it was too late to be included in discovery.
Bu sabah duruşmadan hemen önce Jack yargıca, müvekkilini aklayan delili tam da o an bulduğunu söylemiş.
- Court starts in 15 minutes.
- Mahkeme 15 dakikaya başlıyor.
Anything you say can and will be used against you in a court of law.
Söyleyeceğiniz her şey mahkemede aleyhinize delil olarak kullanılabilir.
And then "in a court of law," initial.
Ve sonra... "mahkemede", paraf.
Anything you say can and will be used against you in a court of law.
Söyleyeceğiniz her şey mahkemede aleyhinize delil olarak kullanılabilir. Avukat tutma hakkına sahipsiniz.
Anything you say can and will be used against you in a court of law. You have the right to an attorney.
Söyleyeceğiniz her şey mahkemede aleyhinize delil olarak kullanılabilir.
I have been a lawyer and an officer of the court longer than you've breathed air, and I'm looking you straight in the eye and telling you that I am an honest man.
Şimdi benim sıram. Nefes aldığın süreden daha uzun bir zamandır avukatlık yapıyorum. Direk gözlerine bakıyorum ve dürüst biri olduğumu söylüyorum sana.
Court is in session.
Mahkeme başlıyor.
Alfred's court decided I should be executed.
Alfred'in mahkemesi idam edilmeme karar verdi.
We gracefully accept the requisite slap on the wrist and a brief, but ultimately pointless, trial in the court of public opinion.
Hafif bir cezayı ve kamuoyu mahkemesinde kısa ama nihai bir anlamsız yargılamayı memnuniyetle kabul ederiz.
I need someone to cover for me in bond court.
Kefalet duruşmasında yerime bakacak birine ihtiyacım var.
Okay, but I have to be in probate court at 4 : 30.
Tamam ama saat 4 : 30 da veraset duruşmasında olmam gerek.
I have an inheritance matter in probate court.
Veraset duruşmasında miras sorunu var.
No loyal servants exist in my court, only faithful dogs.
Ülkemde bir tane bile sadık hizmetkârım yok, sadece sadık köpeklerim var.
And, I know I'm late to the party, but reserve me a spot in the court.
Eğlenceye geç kaldım, biliyorum, ama sarayda bana da bir yer ayır.
Evidence that would stand up in an American court of law.
Amerikan mahkemesine delil olarak sunulacak bir kanıt.
Anything you say can and will be used against you In a court of law.
Söyleyeceğin her şey mahkemede aleyhinde delil olarak kullanılabilir.
But since the crash of'08, not a single banker without a Muslim name has been tried in a criminal court in the United States of America.
Fakat 2008'deki krizden beri Müslüman ismi taşımayan tek bir bankacı Amerika Birleşik Devletleri'nde ağır ceza mahkemesinde yargılanmadı.
And I did not put my hand on this court's Bible to be burnt at the stake, and especially by a petty, foolish, amateur prosecutor who doesn't deserve mine or anyone else in this court's respect!
Ve mahkemenin İnciline elimi basarken, burda haşlanmak için yapmadım bunu. Ve özellikle de dar kafalı, aptal ve amatör bir savcı tarafından. Benim ya da bu mahkemedeki kimsenin saygısını hak etmeyen.
And the court has released the accused in the Shruti murder case, on bail.
Ve mahkeme Shruti cinayeti davasinin zanlisini kefaletle serbest birakti.
Case went to juvenile court and he ended up in state psychiatric for 20 years.
Dava çocuk mahkemesine gitmiş ve sonra eleman Eyalet Tımarhanesi'nde 20 yıl geçirmiş.
court 157
courtney 292
courtesy 22
courtois 20
courtside 17
court is in session 17
court is now in session 32
court is adjourned 44
court press 23
court adjourned 25
courtney 292
courtesy 22
courtois 20
courtside 17
court is in session 17
court is now in session 32
court is adjourned 44
court press 23
court adjourned 25