In the kitchen Çeviri Türkçe
6,418 parallel translation
There is no work in the kitchen?
Mutfakta iş yok mu?
We're gonna have a little flat-meeting in the kitchen in about 15 minutes, okay?
Yaklaşık 15 dakikaya mutfakta bir ev toplantısı yapacağız, tamam mı?
Well, we've lost a tiny bit of space in the kitchen, but I think that between the sliding doors and all this sunlight, it's just going to feel even bigger.
Mutfakta küçücük bir yer kaybettik ama... ama bence sürgülü kapılar ve gün ışığı, burayı daha büyük hissettirecek.
So, feel free to line up in the kitchen and take whatever you want.
Bu yüzden mutfak kapısında sıraya geçip istediğinizi alabilirsiniz.
So, please line up in the kitchen and take whatever you want.
Bu yüzden mutfak önünde sıraya geçin ve istediğinizi alın.
Your lunch is in the kitchen.
Yemeğin mutfakta.
Everybody, I need you in the kitchen.
Millet, mutfağa gelir misiniz?
Of course, you need to perform in the kitchen, so I asked Mills to compile some of his easier recipes.
Elbette, mutfakta çabalaman lazım, bende bu yüzden Mills'den birtakım basit tarifler derlemesini istedim.
Yeah, like we used to in the kitchen when I was little.
Evet, ben küçükken mutfakta dans ettiğimiz gibi.
He's in the kitchen.
Mutfakta.
We had to let Cook go and now Nellie's in the kitchen.
Aşçının gitmesini umursamadık. Şimdi de Nellie mutfakta.
The next day, I was in the kitchen and I saw Violet washing at the water trough in the yard.
Ertesi gün mutfaktaydım ve Violet'i bahçede su oluğunu yıkarken gördüm.
She's in the kitchen...
Mutfakta...
The everyday china's good enough for the likes of you, and you will find that downstairs in the kitchen.
Senin gibiler için gündelik Çin porseleni yeterince iyi ve alt katta mutfakta bulabilirsin.
I-I've got Germolene i-in the kitchen.
- Mutfakta Germolene krem var. - Göster.
I found it in the kitchen.
Mutfakta buldum.
In the kitchen, I have it together.
Mutfaktayken aklımı başıma alırım.
I promise. Did you wash your hair in the kitchen sink?
Mutfak lavabosunda saçlarını mı yıkadın sen?
Nothing more romantic than a man who can handle himself in the kitchen.
Mutfakta işini bilen erkek kadar romantik bir şey yoktur.
- That's the working place of a pro! If you're doing things for your hobby, go do it in the kitchen at home.
- Orası sadece ustalar için.
The fire was hot and fast, mostly contained in the kitchen.
Yangın çok şiddetli ve hızlıymış, özellikle de mutfak kısmında.
Fire department found this lighter in the kitchen at the fire's point of origin.
İtfaiye ekibi bu feneri mutfakta yangının ilk çıkış yerinde buldu.
I work in the kitchen.
Mutfak bölümünde çalışıyorum.
Oh. You also worked in the kitchen of Barb's all-day diner, didn't you?
Ayrıca Barb'ın lokantasında da tam gün mutfak bölümünde çalışmıştın, değil mi?
She's in the kitchen.
Mutfakta.
Will you just look at this while I'm in the kitchen?
Ben mutfaktayken, şuna bakar mısın?
We've got wine and nibbles in the kitchen for the grown ups.
Yetişkinler için şarap ve otlanmalık bişeyler var mutfakta.
She's just in the kitchen.
Kendisi mutfakta.
Well, your lunch is ready for you in the kitchen.
Öğle yemeğin mutfakta hazır.
Staff meeting in the kitchen now! [Laughs] Oh, would you look at that?
Mutfakta görevli toplantısı yapılıyor! Şuna bir bak.
Amy, sweetums, could I see you in the kitchen?
Amy, tatlım, benimle mutfağa gelir misin?
The wall in the kitchen that you built I redecorated it.
Mutfağın duvarları, sizin yaptığınız gibi yeniden düzenledim.
In the kitchen.
Mutfağa.
Bring bail money and anything in the kitchen with "high fructose corn syrup" on the label.
Kefaret paramızı ve mutfaktan üzerinde "yüksek fruktoz ve mısır şurubu" yazan bir şeyler getir.
I mean, you're dancing in the kitchen, you're singing songs, you're doing makeovers, going to the pool, having a blast.
Mutfakta dans edip şarkılar söylüyorsun. Bakım yaptırıp, havuz kenarında eğleniyorsun.
Yeah, but the chef said Margarita was in the kitchen with him just seconds before the scream...
Evet ama aşçı çığlıktan az zaman önce Margarita'nın kendisiyle mutfakta olduğunu söyledi.
In the... in the kitchen.
- Mutfakta.
There's nothing in the kitchen.
Mutfakta hiç bir şey yok.
A "C" for health, thanks to you and your culinary debauchery in the kitchen!
C almışız. Mutfak eğlencen sayesinde.
Fiona, could I get a woman's help in the kitchen?
Fiona, mutfakta bir bayanın yardımına ihtiyacım var.
T.J., can I talk to you in the kitchen?
TJ, mutfakta seninle konuşabilir miyim?
At the age of seven, eight, nine, 10, 11, you had to go in the kitchen and find the most messed-up butter knife you could. The one that had bend marks and rust stains, and take that sucker back in the living room, because you were going to perform an operation. Right?
Yedi, sekiz, dokuz, on, 11 yaşında mutfağa gidip en kötü kahvaltı bıçağını bulup almak zorunda olurdunuz.
It was us, the three of us in the kitchen :
Üçümüz mutfaktaydık.
- If you're alone in the kitchen
Eğer mutfakta yalnızsan ve bir hata yapıyorsan...
Yeah, in the kitchen pantry.
Evet, mutfak kilerine.
Chokepoints as in junctions, like the main foyer, the kitchen, the top of the grand staircase, the...
Kesişme noktaları gibi yerler. Ana giriş, mutfak... -... büyük merdivenlerin başı gibi.
The kitchen in the basement, Eph, you got..., Eph?
Bodrum kattaki mutfak Eph. Duydun mu Eph?
Okay, so, the kitchen... is in here.
Pekala. Mutfak burası.
Woman : Records show that Deshaun repaired a leak in the studio's kitchen that week.
Kayıtlar o hafta Deshaun'un, stüdyonun mutfağındaki bir sızıntıyı tamir ettiğini gösteriyor.
Don't come in the kitchen.
- Sakın mutfağa gelme.
Right, and you were here that night in-in your suite off the kitchen?
Anladım, ve sen o gece burada, mutfağın üstündeki dairendeydin?
in the real world 60
in the meantime 2026
in the morning 1802
in the middle of the night 158
in the name of the father 223
in there 594
in the middle of nowhere 42
in the darkness 43
in the afternoon 211
in the criminal justice system 149
in the meantime 2026
in the morning 1802
in the middle of the night 158
in the name of the father 223
in there 594
in the middle of nowhere 42
in the darkness 43
in the afternoon 211
in the criminal justice system 149
in the beginning was the word 18
in the ass 21
in the flesh 166
in the basement 109
in the house 117
in the end 1091
in the beginning 230
in the old days 114
in the name of god 118
in the name of jesus 26
in the ass 21
in the flesh 166
in the basement 109
in the house 117
in the end 1091
in the beginning 230
in the old days 114
in the name of god 118
in the name of jesus 26
in the first place 155
in the 715
in the future 338
in the past 316
in the dark 154
in the bathroom 154
in the woods 135
in the room 59
in the back 227
in the city 96
in the 715
in the future 338
in the past 316
in the dark 154
in the bathroom 154
in the woods 135
in the room 59
in the back 227
in the city 96