English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / Interestingly enough

Interestingly enough Çeviri Türkçe

60 parallel translation
Interestingly enough, there was quite a scandal attached to it... because the company involved went bankrupt.
İlginçtir ki, bu olaya bağlı skandallar ortaya çıkmış. Çünkü işin içindeki şirket iflas etmiş.
Well, uh, you know, interestingly enough, uh... it harks back to, uh, the early Persian empire, about 500 B.C.
Enteresandır, bu sözün kökü Pers İmparatorluğu'nun erken dönemine dayanır. M.Ö. 500 yıllarına. - Bu doğru mu?
- Interestingly enough, no inasmuch as it is my paper.
- Çok ilginç, hayır benim gazetem olmasına rağmen.
Interestingly enough, Tess Carlisle was the class president and Jim was the lazy lacrosse-playing student with the C average.
İlginçtir ki, Tess Carlisle sınıf başkanı... Jim ise top oynayan, C ortalamalı, tembel bir öğrenciydi.
Interestingly enough, I've decided to give your job to someone who'll actually do it.
İIginçtir, senin işini, sahiden yapacak birine vermeye karar verdim.
But interestingly enough, not the same costume party.
Ama ilginçtir ki, benim gittiğim farklı bir partiydi.
Interestingly enough, there are some of his more loyal friends... who are insisting that I grant him mercy, which, of course, I cannot do, for I would quickly lose control of the whole crew.
Onu bağışlamam için direten, vefalı arkadaşlarının... olduğunu görmekse çok ilginç. Elbette, bu kabul edemeyeceğim bir şey. Bunu yaptığım zaman, tüm adamlarımın kontrolünü kaybederim.
( gagging ) You know, interestingly enough, since formaldehyde is alkaline and American caskets are sealed, there are more bodies in this country turning to soap now than at any other time in human history.
Ama ne enteresandır ki, formaldehit alkalik olduğu ve Amerika'da tabutların ağzı kapatıldığı için bu ülkedeki sabunlaşan cesetlerin sayısı insan tarihinde hiç olmadığı kadar çoğaldı.
Interestingly enough, Mandi and Randi have already given me... the contact information of their own psychologist.
İlginç bir şekilde Sean, Mandi ve Randi bana çoktan kendi psikologlarının iletişim bilgilerini verdiler.
And my doctor said I might not get any periods at all if it was working. Interestingly enough, you also don't get any periods if it isn't working, which is why you were supposed to get regular pregnancy tests. Mm-hmm.
- Doktorum işe yararsa âdet görmeyeceğimi söylemişti.
No tornadoes, Eric, but interestingly enough, there is a low-pressure storm moving in over the Park County Valley.
Kasırga yok, Eric, fakat, South Park Vadisinin, üzerinde bir alçak basınç hareketi var.
Well, interestingly enough, the D.M.V. says there's only four blue vans registered in town, and one of them is registered to a Mr. John Rudgate - ring a bell?
Oldukça iyi. Trafik Tescil kasabada 4 tane mavi minibüs olduğunu söylüyor, ve bunlardan bir tanesi Mr. John Rudgate adına kayıtlı... jeton düştü mü?
And interestingly enough, nothing major happened for about 30 days.
30 gün boyunca hiçbir şey olmadı.
Interestingly enough, this one here- -
İlginç bir şey var.
And interestingly enough, experimentation and surveys afterwards showed that these children instead of being of superior intellect were nothing close.
İlginçtir ki ; deney sonrası ve yapılan anketler sonrası, bu çocukların üstün akıl olmak şöyle dursun bunun yakınından bile geçmedikleri ortaya çıktı.
You know, interestingly enough, the dutch version of Santa used slaves to deliver the toys.
Gariptir ki, Noel Baba'nın Hollanda versiyonunda hediyeleri vermek için köleler kullanılırdı.
Interestingly enough, I mean - Well, it is a bookstore.
İlginç bir şekilde yeterli, yani... Bu bir kitapçı.
But interestingly enough, Excellency, even though they were deceitful to us all, I actually believe they ended up doing some good.
Ama yeterince enteresan olan, ekselansları hepimizi kazıklamış olsalar bile gerçekten bu işin sonucunda iyi bir şey yaptıklarına inanıyorum.
Interestingly enough, the investigation was never completed.
Ne ilginçtir ki bu araştırma hiç tamamlanmadı.
Judith mentioned that... using a lot of the same words, interestingly enough.
Judith bahsetmişti bundan ilginçtir ki hemen hemen aynı kelimeleri kullanmıştı.
Interestingly enough, I, I feel more comfortable with it.
Yeterince ilginç bir biçimde, silahla kendimi daha rahat hissediyorum.
Interestingly enough, Jason did manage to infiltrate the pop culture in a big big way.
Garip olan şu ki Jason çok büyük bir şekilde pop kültürüne sızmayı başardı.
Well, interestingly enough, the word "matrimony" is from the latin root word for "motherhood,"
Çok ilginçtir ki, "evlilik bağı" nın kökeni, Latince "annelik" kelimesinden geliyor.
Interestingly enough debunkers will say :
ilginçtir çürütücüler diyecekler ki :
Interestingly enough, detective,
İlginçdir ki dedektif ameliyattan önceki...
There will, Interestingly enough, Not be any animal torture, as with other psychopathologies.
İlginç şekilde, diğer psikopatolojilerdeki gibi hayvanlara işkence olmaz.
But interestingly enough, she couldn't bring herself to tear it down even after he died.
Ama amcan öldükten sonra bile, bunun kendisini yıkmasına izin vermedi.
Like constantly quoting Erich Fromm and cite "Steps" from Hermann Hesse as favourite poem, this Cheer up-Pamphlet for remorseless carrying on, on which interestingly enough all Germans can agree, that's because, as my mother readily said to underpin her good taste,
Erich Fromm'dan bir alıntı gibi "Adımlar" Hermann Hesse'nin bir şiiri gibi, Annem ağzının tadını bilirdi,
This one, interestingly enough, never been used.
Ama ilginçtir, hiç kullanılmamış.
It's a long story, but survived - interestingly enough.
Uzun hikaye, ama nasıl olduysa hayatta kalmayı başardım.
Well, interestingly enough, if you're wearing one of these outfits, nobody bothers to look at your face.
Pekâlâ, yeterince dikkat çekici olan bu kıyafetlerden birini giyiyorsan kimse yüzüne bakmaya bile tenezzül etmiyor.
The closest they ever got was, "Scotty, beam us up" in "the gamesters of Triskelion" and "the savage curtain" episode, but interestingly enough... reid, reid, come on.
Buna en yakın şey "Triskelion Kumarbazları" ve "Vahşi Perde" bölümlerinde geçen "Scotty, bizi ışınla" sözüdür.
Interestingly enough, none of his neighbors or the policemen on guard ever saw the actual black dog.
"DÖRTYOL AĞZI" İlginçtir ki, komşuları ya da tetikteki polislerden hiçbiri kara bir köpek görmemiş.
Interestingly enough, Hammond, the producers said that because your dog wasn't real, that is minus two points. Oh, dear. Minus two?
Ah, canım, ne tuhaf ki prodüksiyon köpeğinin gerçek olmaması nedeniyle - 2..
Uh, which, interestingly enough, kind of brings me to something I wanted to talk to you about.
Bu da beni seninle konuşmak istediğim bir noktaya getirdi sayılır.
The only way you can make sure that a film or anything of a moving image is gonna be around, maybe, 60 to 70 years from now - interestingly enough, ironically enough - is celluloid.
Çektiğiniz bir filmi ya da hareketli bir görüntüyü önümüzdeki 60 70 yıl boyunca saklamak için şaşırtıcı bir şekilde selüloit yeterli.
And even though Kubrick, in his film of Lolita, only uses the number once, interestingly enough on a hotel room door, I think at some level of consciousness, Kubrick was always also drawing from Nabokov's use of that particular number as a symbol of danger and malevolence and disaster.
Ve Kubrick çekmiş olduğu "Lolita" filminde bu sayıyı oldukça ilginç bir şekilde bir otel kapısının üzerinde yalnızca bir kez kullandığı halde sanırım, kendisi de bilinçli bir şekilde Nabokov'un bu özel sayıyı tehlikenin, kötülüğün ve felaketin bir sembolü olarak kullanmasından yararlanıyordu.
You know, interestingly enough, the most worn book is "The Count of Monte Cristo."
Garip olan şu ki, en yıpranmış kitap "Monte Kristo Kontu".
Interestingly enough, heterosexual monkeys.
En ilginci ise maymunların heteroseksüel olmasıdır.
Well, interestingly enough, I've just been fired, so it's probably good timing.
Çok ilginç gerçekten,... daha şimdi kovuldum, yani iyi bir zamanlama oldu.
I would've, but you kinda sprung it on us, the whole Rayna slide show thing, although interestingly enough, you were in most of the pictures.
Kendinle ilgili minicik de olsa birşeyler... -... anlatmaya ne dersin? - Benimle ilgili konuşmuyoruz.
Interestingly enough, the moon is still geologically active today.
İlginçtir ki, Ay günümüzde dahi jeolojik olarak aktiftir.
Interestingly enough, if it weren't for the camera, I, personally, probably wouldn't be that interested in skydiving.
Ve ilginç olan, eğer kamera olmasaydı şahsen atlayış o kadar ilgimi çekmezdi.
Interestingly enough, in South Carolinam, the largest crop is not cotton.
Garip şekilde, Güney Carolina'da en çok yetişen şey pamuk değil.
Interestingly enough, they left behind one single Dorito... and this CD booklet for a rock band.
Gel gör ki arkalarında tek bir Doritos'la bir rock grubunun bu CD kabını bırakmışlar.
His last meal, interestingly enough, was a pastie.
Son yemeği, ilginçtir, börekmiş.
Interestingly enough, the offshore current pushed most of the debris this way under the pier.
İlginç bir şekilde akım enkazı bu iskelenin altına kadar sürüklemişti. - Yani?
And so, interestingly enough, cotton, and what they put on their body, even though the skin's the largest organ on your body, isn't even on their radar screen because they're not getting the connection of, " Oh, I eat this organic apple,
Ve merakla, pamuk konusu gündeme geldi. Üzerinize ne giyersiniz? Deri vücudumuzun en büyük organı olmakla birlikte, ona pek önem verilmez.
Interestingly enough, if a boy meets a girl, the family has no problem at all.
İlginçtir ki, bir erkek bir kızla tanışırsa onun, aile tarafında hiçbir sıkıntısı yoktur.
Harrison Wells, and interestingly enough, my facility is the very place I would like to take him.
Harrison Wells evet, ama ilginçtir ki tesisim onu götürebileceğim en iyi yerdir.
Do you think I painted the picture interestingly enough?
Sence yeterince ilginç bir resim çizebildim mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]