English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / It's our home

It's our home Çeviri Türkçe

368 parallel translation
We've lost our home, and it's still not enough?
Evimizi kaybettik, bu yetmiyor mu?
- It's my duty to our... brave boys at the front to keep our girls at home looking pretty.
Kızlarımızın güzel görünmesini sağlamak, cephedeki cesur askerlerimize karşı görevimdir.
It rather reminds me of our coastline at home.
Bana daha çok evdeki deniz kıyısını anımsatıyor.
It's our home.
Evimiz.
It's our home.
Bizim evimiz.
It's our home's attic.
Evimizin çatısı gibi.
This is our home and nothing's going to take me from it.
Burası bizim evimiz ve hiçbir şey beni ondan uzaklaştıramaz.
Well, it's not our home, it's your home.
Ben hallederim. Nasıl?
It may not take much to destabilize the Earth's climate to convert this heaven, our only home in the cosmos into a kind of hell.
Dünya ikliminin dengesini bozup evrendeki tek barınağımızı bir tür cehenneme çevirmek çok şey gerektirmeyebilir.
But I just as soon had cleaned out our pigsty at home, it's not half so much hard work.
Ama evimizdeki domuz ahırını temizlemek bile bu kadar vakit almıyordu. O iş, bunun yarısı kadar bile değil.
Well, if it's all the same to you, sir, perhaps we could be making our way home now, huh?
Sizin için de fark etmezse efendim belki eve doğru gidebiliriz, ha?
I own the place. It's as private as our own home. Yeah, I guess it is.
Evet sanırım öyle, sorun da bu.
It's our new mobile home, and I sleep in the other room.
Bu yeni mobil evimiz ve de yan odada uyudum gece.
I wander through our childhood home sometimes... where all is at once strange but familiar... and it seems I am in a dream... and an event of great importance is in store for us.
Çocukluğumuzu geçirdiğimiz eve gidiyorum bazen her şeyin garip ve yakın olduğu o yere ve kendimi rüyadaymış gibi hissediyorum ve çok önemli bir şeyler olacakmış gibi.
It's our first home.
Bu bizim ilk evimiz.
It might knock the guts out of our engines, but... it could get us all home.
Bunu sizin motorlarınız dışında enerjiye dönüştürmek mümkün olabilir, ama hepimize ev olabilir.
If he's on his way home, it solves our problem.
Eve dönüş yolundaysa, bu, sorunumuzu çözer.
Grandma says it's our home.
Büyükanne bu ev hepimizin, diyor.
It's not our home yet, but we can watch it at home.
Şu an göremiyoruz tabii ama eve gidince izleriz.
Our friends are on second base, trying to make it home.
Dostlarımız ikinci beyz'de, dönmeye çalışıyorlar.
"Come home, Thornie it's not our year." I am a good leader.
"Eve dön, Thornie bu sene olmayacak" dedi. İyi bir liderim.
It's not perfect, but we could make this our home.
Mükemmel olmasa da burası yuvamız olabilir.
It seems even our home is objecting to the number of people here tonight.
Görünen o ki bizim ev bile bu gece buradaki insan sayısını kaldırmıyor.
And, well, Friday, it's our last game, it's at home, and I'm a senior.
Ve biliyorsun, Cuma günü son maçımız, kendi sahamızda, ve ben de son sınıfım.
Close enough to home to bark our shins, and now it's gone.
Evimize, buradan kurtulmaya o kadar yakındık ki... Ve bunun için artık çok geç!
It's our home.
Burası bizim evimiz.
But it's our way of saying we want to go home.
Ama bununla biz, onlara "eve gitmek istiyoruz" diyoruz.
Obsess Completely returns we felt like the first season was like three seasons jammed into one we do move faster on our show then most shows it moves at about a mile a minute and it really just rocks along you brought him home
Birinci sezonda, sanki üç sezon, bir sezona sıkıştırılmış gibi hissettik. Bizim dizimiz, pek çok diziden çok daha hızlı ilerliyor. Dakikada 1,5 km yol alıyoruz ve çok sarsılıyoruz.
But I think it's time for our son to come home to find a wife.
Oğlumuzun artık evine dönüp bir eş bulma vaktidir.
It's our ride home.
Eve yolculuğumuz.
And it's our only home.
Bizim tek evimiz burası.
It's our old home, after all. Where Cathy and I grew up.
Ne de olsa eski evimiz, Cathy ve benim büyüdüğüm ev.
Not only spiritually, but it would give us the incentive to solve some of our problems here, at, uh, at home.
Bu, Amerika'daki siyahların sadece ruhani sorunlarını değil tüm sıkıntılarını çözmelerini teşvik edecek bir yoldur.
Here, in our home. - Rosie. - It's in our yard.
Burada, evimizde, bahçemizde.
Cadillac Heights may not be much, but it's our home. It's all we got.
Cadillac Heights bizim evimiz.
Michaelangelo, it's our home.
Michaelangelo, bizim evimiz orası.
It seems even our home is objecting - to the number of people here tonight. - ( ALL LAUGHING )
Görünen o ki bizim ev bile bu gece buradaki insan sayısını kaldırmıyor.
It's our home... ... and I'm not leaving, Josie.
Burası bizim evimiz... ve ben gitmeyeceğim.
Asabi, see to it that Miss Lane is invited to our little party... and let's make sure that she has all the comforts of home.
Asabi, Bayan Lane'in küçük partimize davetli olduğuna bak... ve onun burada evinde gibi rahat olacağına emin ol.
But sitting here now with you and the kids in our cozy home in this beautiful, free country it just makes me feel that I'm really a lucky guy.
Ama bu özgür ülkede seninle ve çocuklarımla bu sıcacık evde yaşamak bana çok şanslı hissettiriyor...
On top of that, my sweetheart Sam is taking our home apart and putting it back together in some mysterious new form.
Üstüne üstlük sevgilim Sam her yeri kırıp dökerek evimizi yepyeni ve esrarengiz bir şekle sokmaya çalışıyor.
It's on our wall at home.
Bir tanesi bizim evde duruyor.
Our ride home is grounded, and AI- - well, it's been nice knowin'him.
Eve gidiş biletimiz yere serilmiş, ve Al- - şey, onu tanımak güzeldi.
Now, before we get going here, we just want to remind all of our viewers at home that this March, for the second year in a row, Katie and I, along with Twin City Travel, will be leading a two-week riverboat trip down the Nile. It's a terrific time.
Buraya dönmeden önce, evlerinde bizi izleyen tüm seyircilerimize hatırlatmak istiyoruz, bu Mart, bu yıl ikinci kez Katie ve ben Twin Cities'e 2 hafta sürecek bir nehir gezisi düzenleyeceğiz.
It's our only lifeline to home.
Anavatanla tek bağlantımız o.
It's part of our work program back home.
Anavatandaki programımızın bir parçası.
How's it that at home in our village of Kaluga, the peasants have spent their all on drink and now pay us nothing?
Duyduğuma göre köylüler sürekli içki içiyormuş. Oysa çok az ücret alıyorlar.
It's our home!
Orası bizim yuvamız!
If he gets rid of the Earth ships and weakens our forces he could convince the folks back home that it's just aliens making trouble.
Dünya gemilerini yok edip saflarımızı zayıflatırsa halkı sadece yabancı gemilerinin sorun çıkardığına ikna edebilir.
We owe it to them to do everything in our power to find them and bring them home. It's the honorable thing to do.
Doğru, ama bu noktadan itibaren temas olasılığı artacak ve aldığım emirler çok açık.
Since we're not exactly privy to every new piece of music or hoIonoveI that's written back home, I think it's only natural that we should start creating our own.
Evimizde yeni çıkan müziklere ve sanal hikayeler ulaşamıyorsak, sanırım kendimize ait olanı yaratmamız çok doğal olacaktır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]