It looks like you Çeviri Türkçe
3,618 parallel translation
It looks like you have a cheesecake on your head.
Seninki de kafanda peynirli kek var gibi duruyor.
It looks like you've broken into a Guardian's personal living space and discovered a hidden inner sanctum.
Bir Koruyucunun kişisel odasına izinsiz girmiş gibi görünüyorsunuz ve burada gizli bir iç oda keşfetmişsiniz.
Because it looks like you're thinking about leaving.
Gitmeyi düşünür gibi bir halin var.
Ms. Blye, Mr. Deeks, it looks like you're going back to school.
Bayan Blye, Bay Deeks, anlaşılan okula dönüyorsunuz.
There's a picture on Twitter and it looks like you guys are fighting.
Twitter'da bir resim var ve ikiniz kavga ediyormuş gibi gözüküyorsunuz.
Uh, it looks like you left your dry cleaning ticket for me.
Görünüşe göre bana bıraktığın kuru temizleme fişine benziyor.
Was, captain. - Well, it looks like you both learned a lesson today.
Öyle görünüyor ki ikiniz de bugünlük derslerinizi aldınız.
It looks like you did a lot more than that.
- Anlaşılan bundna fazlasını yapmışsın.
I'm a little busy right now. It looks like you could use a break.
Bir ara verebilirmişsin gibi görünüyor.
Put pillows in your bed so it looks like you're in it and sneak out.
Yatağına yastık koyarsın, yatıyormuşsun gibi görünür. Sonra da kaçarsın.
Okay, Lily, it looks like you are positive for the BRCA2 gene.
- Peki Lily, görünüşe göre BRCA2 genine sahipsin.
Well, it looks like you've made a new fan.
Anlaşılan yeni bir hayranın var.
It looks like you've got yourself a few bodyguards.
Görünüşe göre kendine bir kaç koruma buldun.
Well, it looks like you and Steve have worked things out.
Steve'le aranız düzelmiş gibi görünüyor.
Look, it looks like you need to see a doctor, man.
Bence doktora görünsen iyi edersin abi.
Um, it looks like you're cleaning your gun with my T-shirt.
Silahını tişörtümle temizliyormuşsun gibi görünüyor.
Well, it looks like you've had a productive session.
Verimli bir seans olmuş gibi görünüyor.
It looks like you're traveling everyday with them!
Bütün gün seyahat ediyor gibi görünüyorsun!
Because it looks like you're going to your room to charge when it's not your turn.
Çünkü şarj etmek için odana gidiyorsun gibi görünüyor. - Ve sıra sende değil.
It looks like you could film a douche commercial in here.
Duş jeli reklamı çekilecek bir yer gibi görünüyor.
'Cause it looks like you're moving product without me, and I know you wouldn't do that.
Çünkü malları bensiz götürüyormuşsunuz gibi görünüyor. Ama böyle bir şey yapmayacağınızı biliyorum.
Once again, it looks like you're the bottom and I'm the Top.
Bir kez daha sen alttasın ben üstteyim.
And it looks like you're stuck with me, - Detective Ruiz.
Görünüşe göre bana kaldın Dedektif Ruiz.
Guys, it's not what it looks like to get there, it's what it's like once you set it up to camp.
Beyler, bu amacına ulaşmış gibi görünmüyor, bu kamp yapmaya hazırlanman gibi bir şey.
If you want to see what good, cheap speed looks like, it is right here, gentlemen.
Neyin güzel ve ucuz süratin neye benzediğini görmek istiyorsanız, işte tam burada beyler.
- No. It just looks like there's a lot of people who are tweeting and taking pictures, so you might want to be gesture-aware.
Bir sürü insan tweet atıp, resim çekiyor gibi de elinize kolunuza hakim olmak isteyebilirsiniz belki.
- Looks like it's just you and me.
Görünüşe göre sadece ikimiz kaldık.
Looks like it was the college supplier Brenda was telling you about.
Brenda'nın sana anlatıp durduğu üniversite satıcısı bu kişi sanırım.
From the lay of the cards, it looks like they don't have the tools to kill you quite yet.
Kartların dağılımından henüz seni öldürebilecek şeylere sahip olmadıkları anlaşılıyor.
It looks like something you'd pick out of a salad.
Salatadan çıkardığın bir şey gibi görünüyor.
Looks like it's just me and you.
- Hey Johnny, sana herhangi bir şey söyledi mi?
That shirt looks like you've slept in it.
Gömlekle yatmışsın gibi duruyor.
I don't know about you guys, but it looks to me like we're in good hands, uh?
Sizi pek tanımıyorum ama bana emin ellerdeymişiz gibi göründü.
Now we haven't dotted all the I's or crossed all the T's yet, but it looks like you're gonna get your funding.
Ama Avery paranızın kalmadığını söylemişti.
But women who base their self-esteem on their looks are usually pretty insecure, so when you point out a flaw, it freaks them out and they would do anything to get you to like them.
... ama özsaygısını dış görünüşüne dayandıran kadınların kendine güveni fazla yoktur. Bu yüzden ne zaman bir kusur belirtsen, bu onları çileden çıkarır ve kendisinden hoşlanman için her şeyi yaparlar.
♪ don't you tell me it's not what it looks like ♪
# Göründüğü gibi olmadığını söyleme bana #
Can you show us what it looks like?
Neye benzediğini bize gösterir misin?
It's 1981,'82, something like that, and Stephen Sondheim looks at me... and says, "you've got it."
Yıl 1981,'82... Öyle bir şeyler... Ve Stephen Sondheim bana baktı..... ve dedi ki ; "Sende var bir şeyler."
Well... it looks like just one of you is invisible.
Anlaşılan sadece biriniz görünmezsiniz.
What are you up to? Oh, watching the game over here and trying to find a beer for Jim, but it looks like I got to wait till tomorrow.
Maçı izleyip, Jim'e bir bira bulmaya çalışıyorum ama yarına kadar beklemem gerekecek heralde.
But if you did want to stop him, looks like it's now or never.
Ama onu durdurmak istiyorsan anlaşılan ya şimdi ya da asla.
Well, looks like it's just you and me, bud.
Görünüşe göre sadece seninle ben varız dostum.
Looks like it's diluted. How do I explain that you had it tested?
Seyreltilmiş gibi görünüyor.Testini yaptırdığın şeyi nasıl açıklarım?
So, what you're basically saying is it depends on what she looks like?
Yani bu konuşmamızdan her şeyin hatunun güzelliğine bağlı olduğunu çıkarabilir miyiz?
You see, it looks like a set of bands.
Bir sürü şerit olduğunu görebilirsiniz.
Looks like a telephone number, but I'm guessing it's not, otherwise you wouldn't be asking.
Telefon numarasına benziyor ama bence değil. Öyle olsa sormazdın zaten.
Mm, in slo-mo, it kind of looks like you might've.
Yavaş çekimde biraz fırlatmış gibisin.
You have a figure that looks like E.T., with the big eyes and the big head, and one hand is pointing to the sky and the other is pointing to Earth, as if it was some type of a message :
Büyük gözleri ve büyük kafası ile E.T'ye benzeyen bir figür var ; bir yandan gökyüzünü işaret ederken, diğer yandan Dünya'yı işaret ediyor. Bir tür mesaj gibi :
And this is where I say, "Oh, that's all right," like I do every time it looks like there's something going on between you and my boyfriend.
Ve burası da benim, "önemli değil" dediğim kısım sen ve sevgilim arasında bir şeyler olduğunu düşündüğüm her sefer yaptığım gibi.
- Oh. - Or I get it automatically if you buy anything that looks like it.
Ya da ona benzer bir şey alınca kendiliğinden almış oluyorum zaten.
If someone even looks like they're even thinking of looting, you shut it down.
Yağma yapacak gibi görünen birini görürsen vur.
it looks delicious 68
it looks great 138
it looks good 232
it looks so good 20
it looks awesome 16
it looks nice 52
it looks amazing 30
it looks beautiful 29
it looks like rain 21
it looks good on you 50
it looks great 138
it looks good 232
it looks so good 20
it looks awesome 16
it looks nice 52
it looks amazing 30
it looks beautiful 29
it looks like rain 21
it looks good on you 50
it looks really good 27
it looks lovely 16
it looks that way 85
it looks like 217
it looks like it 103
it looks fantastic 17
it looks like a 19
it looks 64
it looks like this 19
it looks pretty good 25
it looks lovely 16
it looks that way 85
it looks like 217
it looks like it 103
it looks fantastic 17
it looks like a 19
it looks 64
it looks like this 19
it looks pretty good 25
it looks worse than it is 28
it looks fine 48
it looks bad 45
looks like you 19
looks like you were right 19
like you mean it 28
like your brother 20
like your dad 19
like you and me 45
like you told me 16
it looks fine 48
it looks bad 45
looks like you 19
looks like you were right 19
like you mean it 28
like your brother 20
like your dad 19
like you and me 45
like you told me 16