English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / It started

It started Çeviri Türkçe

11,738 parallel translation
And that's when it started.
Ve işte o zaman başladı.
It started when I was, like...
Her şey ben...
And that's kind of where it started, just sandcastles on the beach.
Bu bir nevi böyle başladı, sahildeki kumdan kalelerle.
Skydiving, it started as a way to save your ass when you got out of a plane that was falling out of the sky.
Hava dalışı, gökyüzünde düşen bir uçaktan atlayan insanların kendilerini kurtarma yolu olarak başlamıştır.
It started a couple weeks ago.
Bir iki hafta önce başladı.
Yeah, well, Miko was dropping that money all over the Island before he was killed- - guess it was just a matter of time before some of it started turning up.
Evet, Miko ölmeden önce bastığı paraları adanın her yerine dağıtmıştı. Sanırım bunu birilerinin fark etmesi an meselesiydi.
Oh, uh, yeah, it started going in and out about an hour ago.
Evet, bir saat önce kesilmeye başladı.
Her daughter must be as young as we were when it started.
Kızın yaşı bizim bu işe başladığımız zamanlardaki yaşımız kadardı.
- As far as we can tell, it started right after they formed the task force.
- Anladığımıza göre özel ekip kurulduktan hemen sonra başlamışlar.
Ok, so it started as a long form piece that I'm writing for "Esquire" on campus violence against women.
Her şey Esquire için yazdığım ve kampuste kadınlara uygulanan şiddetle alakalı yazı ile başladı.
It started to feel like home.
Sonra farkına vardım ki gitmek istemiyorum.
It started shortly after my wife died.
Karım öldükten kısa bir süre sonra başladı?
I think it started when I was inventing that new dental floss.
Yeni bir diş ipliği icat etmek üzereyken başladı her şey.
I'm sorry we're early, but it started to snow in Tahoe and you know there's nothing like fresh powder.
Üzgünüm erken geldik ama Tahoe'ya kar yağmaya başladı ve taze kar gibisi yoktur.
This is exactly how it started out when I found out my father wasn't really in space.
Babamın aslında uzayda olmadığını öğrenmeden önce de aynen böyle olmuştu.
I got here before it started.
- Başlamadan geldim ya.
I'm guessing it started as a simple addiction to painkillers or benzos.
Tahminimce basit bir ağrı kesici ya da antidepresan bağımlılığıyla başladı.
It means that I need a detailed account of all the cases he's worked on since he started here.
Açıklayayım, buraya başladığından beri çalıştığı bütün dosyaların dökümünü istiyorum.
Because you started it.
Çünkü sen başlattın.
And once it's started, a fire doesn't care who it burns.
Ve bu yangın bir kez başlarsa kimi yaktığı umurunda bile olmaz.
You started it.
Sen başlattın.
Started touching me when I was 8, told me if I ever told my mother, it would kill her.
Anneme söylersem bunun onu öldüreceğini söyledi.
Well, it seems Harvey won't be joining us, so we may as well get started.
Görünüşe bakılırsa Harvey bize katılamayacak bu yüzden başlasak iyi olur.
When you first started coming into this place, it was really intriguing about the lifestyle and the characters.
Buraya ilk gelmeye başladığımızda, hayat tarzı ve karakterler çok merak uyandırıcıydı.
When I started snowboarding, I quit everything for it, and it was the only thing I thought about.
Snowboard'a başladığımda diğer her şeyi bıraktım ve aklımdaki tek şey buydu.
When everything got blown apart by the Internet, everybody started doing their web clips and stuff, it became very different.
Her şey internette patlayınca, herkes web klipleri falan çekmeye başladı, her şey değişti.
Because you gave it to me when we first started dating, and I knew it was important to you, so... I lied.
İlk çıkmaya başladığımızda bana vermiştin, bende senin için önemli diye sakladım ve yalan söyledim.
Once Harrison's issues started getting in the way, he ended it.
Harrison'nun sorunları engel olmaya başladığında ilişkiye son verdi.
I think it's time we started charging her rent.
Bence ondan kira almaya başlamamızın zamanı geldi.
In 1963, Flayre from Holland burnt it... 3 days later, his mother started to... suffer an incurable disease.
1963'te, Hollanda'dan Flayre bunu yaktı... 3 gün sonra annesi amansız bir hastalığa tutuldu.
Whenever he started something new, it was best just to leave him be.
Ne zaman yeni bir şeye başlasa onu kendi haline bırakmak en iyisiydi.
It just... started... H-h-happening!
Daha yeni... olmaya...
Stick it to the man, right? Countenance sent me a cease and desist letter, I posted that on the site and that's when I really started to get hits.
Doğru, adama sopa? Teveccüh bana bir ateşkes ve vazgeçmek mektup gönderdi, ben yayınlanmıştır Ben gerçekten hit almak başladı ve sitedeki olmasıdır.
It happened before Precrime started, when you three were still in training.
Siz henüz deneme aşamasında iken Önsuç başlamadan önce oldu.
So, they gave it to me, like, six months after I started.
Onlar bana başladıktan yaklaşık altı ay sonra bunu bana verdiler.
Right? Yeah, I've just started, but I really like it.
Daha yeni başladım ama gerçekten hoşuma gitti.
I mean, it was great at first. But then after he was done playing, everyone started talking about politics.
Güzel başlamıştı ama gitardan sonra herkes siyaset konuşmaya başladı.
I wrapped a sweater around my waist, then hooked up with Bobby Henderson anyway. And started the whole, um, sweater-around-the-waist trend while I was at it. So, you're welcome.
Belime bir kazak bağladım, sonra da Bobby Henderson'la takıldım ve bu arada bele kazak sarma modasını da başlattım o yüzden bir şey değil.
Then I started thinking, "I've got to show up to this party to see in what gruesome way it could all go wrong."
Ben de kendi kendime, "Şu partiye gidip hangi dehşet verici şekilde bitebilir görmeliyim." dedim.
Now that I think about it, ever since we started renting that upstairs apartment...
Şimdi düşündüm de, yukarıdaki daireyi kiraya vermeye başladığımızdan beri...
- Well, he started it with his...
- O başlattı...
It's started.
Başladı.
I started sketching as soon as I read it.
Okuduğum an eskiz çizmeye başladım.
We have started working on it.
Üzerinde çalışmaya başladık.
This is where it all started.
Burası her şeyin başladığı yer.
As far as I can see, it never got started.
Benim gördüğüm kadarıyla hiç başlamadı.
The sex started out pleasant enough, but then things escalated and it got rough.
- Travmatik. Seks başta tatmin ediciydi ama sonra ivmelenip şiddetlendi.
I was making copies, the printer jammed, she was helping me un-jam it, and we s... started talking.
Fotokopi çekiyordum, kağıt sıkıştı o da yardımcı oluyordu sonra biz sohbete başladık.
Half a town flipped their gourds and started attacking people, but it turns out they'd eaten rabid possum meat.
Şehrin yarısı delirip diğerlerine saldırmaya başlamış ama kuduz sıçan eti yedikleri içinmiş.
No, I mean, it was quiet, you know, till, uh Till she started hatching killers and rallying monsters to raise armies.
Hayır yani başlangıçta sessizdi ta ki insanların birbirini öldürmesine ve yaratıkların ordu kurmasına sebep olana kadar.
It was about a serial killer investigation that started in Mexico.
Meksika'da başlayan bir seri katil soruşturmasıyla ilgiliydi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]