Just you and i Çeviri Türkçe
33,755 parallel translation
And, you know, I just have to say one more thing.
Tek bir şey daha söylemek istiyorum.
I've set up a series of traps and obstacles in the Library and you're going to guide me through using just your voice.
Sen de sadece sesini kullanarak beni yönlendireceksin.. - Bu çok saçma.
It's just that I have some side dishes that I think would match your taste and thought of you.
Sizin damak tadınıza uyacağını düşündüğüm mezelerim var.
Don't make things more complicated and just do what I tell you to do, it's not like you don't know what card I have in my hand.
İşleri daha karışık hale sokma ve ne diyorsam onu yap. Elimde nasıl bir koz olduğunu gayet iyi biliyorsun.
I was going somewhere and I just stopped by to say hi and to thank you so much for the food last time.
Bir yere gidiyordum ve uğrayıp merhaba diyeyim ve geçen seferki yiyecekler için teşekkür edeyim dedim.
It's just important to you to be right and first all of the time and that makes you competitive and intimidating, and sometimes when I have a solution, I'm afraid to speak up because you can be dismissive,
- Hayır! Her zaman haklı ve birinci olmak senin için çok önemli. Bu da seni rekabetçi, korkutucu hâle getiriyor.
Look, if you ask me what I know as opposed to what I believe, I know we've inherited some important bits of DNA from our ancestors and as I suggested in my book, what we gained from the sensorium, the insula of the frontal cortices, which is fundamental to our capacity for empathy, isn't just any part.
Eger bana neye inandigimi degil, ne bildigimi sorarsaniz, bize atalarimizdan onemli DNA parcalari miras kaldigini biliyorum ve kitabimda da belirttigim gibi sensoriyum'dan kalanlar, on korteksteki adacik ki, o da oyle alelade bir parca degil, o empati kapasitemiz icin elzem.
And if you do, I'll have to call the embassy or something... If I leave you behind, just make a wish.
- O zaman beni çağırıverirsin.
You can just slack off and play while I'm gone.
Yokluğumda tembellik edip keyfine bakabilirsin.
You think I really wanted to just marry a goblin there and then when I met one?
Bir goblin ile evlenmeye sahiden de çok merak olduğumu mu sanıyorsun? !
I know it's just you and your mother and you want to help her.
Annenle ikiniz yaşıyorsunuz ve yardım etmek istiyorsun, biliyorum.
You're an amazing person, and I just want you to know I'll always love you.
Harika bir insansın ve seni her zaman seveceğimi bilmeni istiyorum.
Just between you and me, when Gunmar rules the surface, I'll do my best to look after your mother.
Aramızda kalsın, Gunmar yeryüzüne hükmetmeye başladığında annene göz kulak olmak için elimden geleni yapacağım.
I was so afraid you were gonna be mad at me, and we were never gonna be friends again, and it was just all these bad things I didn't want to think about.
Kızacağından ve bir daha arkadaş olmayacağımızdan korkuyordum. Aklıma düşünmek istemediğim bir sürü kötü şey geldi.
I just didn't want to worry you. And I know I have.
Seni endişelendirmek istemedim ama endişelendirdim.
And when you start to tear up, just do this and collect all of them. This helped me so much. Ah, I cried a couple of times.
Gözlerin dolduğu zaman böyle yapıp hepsini toplayıver.
No matter what you say, I'll stay by yourself without giving up, so don't get angry from not being able to say what you want and just say it.
Ne dersen de vazgeçmeyip yanı başında kalacağım. Dilediğin şeyi söyleyemediğin için sinirlenme. Söyle gitsin.
You need to talk, what should I hear when you're not opening your mouths and just staring?
Konuşsaydınız ya, hiç konuşmadan bakışırsanız ne duyacağım?
If you can just take care of Joon Jae, Chi Hyeon, you and I, we, three could live happily.
Joon Jae'yi halledersen sen, ben ve Chi Yeon üçümüz mutlu mesut yaşayabiliriz.
Look, if you ask me what I know as opposed to what I believe, I know we've inherited some important bits of DNA from our ancestors and as I suggested in my book, what we gained from the sensorium, the insula of the frontal cortices, which is fundamental to our capacity for empathy, isn't just any part.
Eğer bana neye inandığımı değil, ne bildiğimi sorarsanız, bize atalarımızdan önemli DNA parçaları miras kaldığını biliyorum ve kitabımda da belirttiğim gibi sensoriyum'dan kalanlar, ön korteksteki adacık ki, o da öyle alelade bir parça değil, o empati kapasitemiz için elzem.
I don't like letting someone like you live, but it would be a side-effect of my intervening in the life and death of human beings, so just go on living.
Senin gibilerin canını bağışlamaktan ben de hoşlanmıyorum ama bir insanın ölüm-kalımına müdahil olmamın yan etkileri olacağından yalnızca yaşa!
And now you're freaking out just because I held your hand.
Elinizi tuttum diye ciddileşiyorsunuz.
Anyway, I saw you leave your apartment with that woman and I just really hated that.
Her neyse, seni o kadınla evden çıkarken gördüğümde bundan gerçekten nefret etmiştim.
I've seen you with your son and I know that shit happens with couples, just... you're gonna find him, Clay.
Seni oğlunla beraber gördüm ve çiftler arasında böyle şeylerin olduğunu biliyorum. Sadece... Onu bulacaksın Clay.
I know you're just doing your job, and a good one at that.
İşini yaptığını biliyorum, iyisin de.
So, if you just come and open this gate. So I can protect the king.
O yüzden şimdi gelip şu kapıyı aç ki Kral'ı koruyabileyim.
Do you mind if I just go and rest?
I gidip dinlenmek eğer sakıncası var mı?
If you do not think you can do... if you lost your touch just tell me and I'll understand.
Bunu yapabileceğini düşünmüyorsan... Dokunmuyorsan söyle, bana anlayacaksın.
And just so you know, I'm not a field agent.
Ve biliyorsun, ben saha ajanı değilim.
I just saw you there, and I...
- Seni öyle görünce...
I just need you to get down there and just pop it out.
Sadece oraya gidip sana açman gerekiyor.
Seashell phone, or do I just blow into the conch and you appear?
Deniz kabuğu telefonu, Yoksa sadece doğramaya darbe mi çekiyorsun?
And you guys just do the jobs that I hired you to do.
Ve siz sadece işe aldığım işleri yapıyorsunuzdur.
I just want to make sure that you and I start out on the right foot.
Sadece sen ve ben olduğumuzdan emin olmak istedim Sağ ayaktan başla.
I think it's just gonna be you and me.
Yalnızca ikimiz olacağız.
And I just want you to know that not a day goes by that I don't kick myself for doing that.
Şunu bil ki, bunu yaptığım için pişmanlık duymadığım tek bir gün yok.
What... what, am I supposed to be flattered that you just cashed out a billion and a half dollars?
Ne... ne mutlu olmam gerekiyor Sadece bir buçuk dolar harcadın mı?
Okay, ahem, I just left you, like, a 20-minute message and I got cut off.
Tamam, ahem, seni terkettim, 20 dakikalık bir mesajım kesildi.
Hey, it's me calling, I just want to let you know that I went to the store and I'm gonna cook you one hell of a sexy dinner.
Mağazaya gittiğimi haber vermek için aradım sana şu seksi akşam yemeklerinden birini pişireceğim, haberin olsun.
I just wanted to come by and say that it's been real fun hanging out with you.
Seninle vakit geçirmek gerçekten güzeldi.
You've been a grouch for the last three nights and I'm feeling kinda fragile, so please just be nice tonight, okay?
Son üç gündür sürekli kavga gürültüyle geçti kendimi iyice yorgun hissediyorum o yüzden bu akşam güzel vakit geçirelim, olur mu?
I I was just in the neighborhood and I thought I'd drop by to see if you want to have lunch.
Buralardaydım ve birlikte öğle yemeği yemek ister misin diye sormaya geldim.
And... you know, I just... I look for comfort...
Ve rahatlık arıyorum.
I just wanted to come... come and sit next to you.
Öylesine bir uğramak istedim. Gelip yanına oturmak.
- And I'm sure you were just being you.
- Eminim sen de senlik yapıyorsundur.
You know that, right? You just killed the fucking sheriff, and you're talking about the agreement?
Az önce Şerif'i öldürdün ve anlaşmadan mı bahsediyorsun?
Can I talk to you, just you and me?
Seninle yalnız konuşabilir miyim?
You know, I just read Emerson in AP English and now you're quoting him back to me.
Edebiyat dersinde Emerson okumuştum. Sen de şimdi ondan alıntı mı yapıyorsun?
Shut up. If I was you, I would stand on the edge of a building and just shoot it as far as I can...
Senin yerinde olsam bir binanın tepesine çıkıp atabildiğim kadar uzağa atmayı denerdim.
I just said that I could work really hard, and he could, he would, you know...
Çok çalışırsam beni şey... Anlarsın ya.
So I need you to be that girl who just takes your box and walks outta this office before you draw any more attention to the fact that I don't know what I'm doing.
O halde ben o kız olmalısın Kutuyu alır ve bu ofisten dışarı çıkıyor. Daha fazla dikkat çekmeden önce
just you and me 427
just you 428
just yours 18
just you wait 152
just you watch 20
just you wait and see 22
you and i 1254
you and i have a lot in common 16
you and i are done 20
you and i need to talk 36
just you 428
just yours 18
just you wait 152
just you watch 20
just you wait and see 22
you and i 1254
you and i have a lot in common 16
you and i are done 20
you and i need to talk 36
you and i both know 34
you and i are friends 19
you and i together 16
you and i both know that 16
and i 3645
and i will 353
and i'm proud of you 44
and i'm grateful 35
and i said yes 53
and i'm starving 33
you and i are friends 19
you and i together 16
you and i both know that 16
and i 3645
and i will 353
and i'm proud of you 44
and i'm grateful 35
and i said yes 53
and i'm starving 33
and i'm very sorry 29
and i'm not gonna lie 17
and i'm so sorry 99
and i'm an alcoholic 48
and i'm 661
and i'm really sorry 62
and i'm done 46
and i'm sorry 950
and i'm glad 37
and i'm like 248
and i'm not gonna lie 17
and i'm so sorry 99
and i'm an alcoholic 48
and i'm 661
and i'm really sorry 62
and i'm done 46
and i'm sorry 950
and i'm glad 37
and i'm like 248