English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ K ] / Knocked

Knocked Çeviri Türkçe

6,543 parallel translation
The chemo drug that knocked out his Leukemia is what caused the Cirrhosis.
Lösemiyi tedavi etmek için kullandığı kemoterapi ilaçları siroza neden oldu.
Got knocked out cold.
- Ölmüş gibi bayıldın.
Brother got knocked off.
- Kardeşi becerememiş.
- Yeah, I just... I saw a weird shadow and then stupidly flew into a tree and got knocked out.
- Evet, sadece... garip bir gölge gördüm sonra salak gibi ağaca doğru uçtum ve bayıldım.
If Izzy knocked something off the killer while he struggled, it could be buried under the melted remains of these pleather seats.
Izzy, mücadele ederken katilin üstünden bir şey düşürseydi erimiş plastik deri koltukların altında gömülü olurdu.
I knocked on yours.
- Senin kapını çaldım.
Actually, you knocked on his door.
- Aslında ihtiyarın kapıyı çaldın.
I had knocked it out of the park so many times with the food campaigns, I got pigeon-holed.
Bir çok kez gıda şirketleri tarafından yarı yolda bırakıldım, unutulmuştum.
The last time anyone knocked on my door asking about Scarborough Fair, was 60 years ago.
Scarborough Panayırı'nı sormak için kapımı en son 60 yıl önce biri çalmıştı.
And postman knocked on the door with a card from the Queen, again...
Postacı kraliçeden bir tebrik kartı getirmişti.
The guard was knocked unconscious, but thank God the criminals were okay.
Gardiyan bayılmıştı ama neyse ki suçlular iyiydi.
They easily knocked me and the cans around.
Beni ve etraftaki kutuları kolayca savuruyor.
It knocked it off.
Raftan aşağı itti.
- She really got knocked out.
- Ciddi şekilde baygınlık geçiriyor.
- knocked into the closet...
- Ve dolaba çarptı...
The snowman must've knocked slappy's book down.
Kardan Adam, Slappy'nin kitabını düşürmüş olmalı.
A lady cop came up to the window and she knocked.
Kadın polis geldi ve camı tıklattı.
He knocked it over maybe a day or two before...
Bir ya da iki gün önce onu düşürdü.
"You got knocked the fuck out."
"Adamı böyle yıkarlar işte."
- I got knocked off my bike.
- Benim bisiklet çaldı var.
Yeah, I was knocked off my bike.
Evet, benim bisiklet kapalı çaldı.
The charge is knocked down to Murder II, with chance of parole.
Suçlama, şartlı tahliye şansıyla birlikte ikinci derece cinayete indirilecek.
You just knocked him flat.
Öyle bir yere yığdın ki.
My brushes got knocked over. It's not a reason to cry.
Fırçalarım düştü yani, ağlanacak şey değil ki bu.
Billy is not hitting, and getting the hell knocked out of him.
Billy yumruk atmıyor ve kendi canına da okutturuyor.
Whether he won the fight or not, he'll have tremendous satisfaction from having knocked Miguel Escobar down.
Dövüşü kazansa da kazanmasa da, Miguel Escobar'ı yere yığmanın muhteşem hazzı olacaktır.
Ramirez was the second opponent you've hospitalized, and still you've never even been knocked down.
Ramirez hastanelik ettiğin ikinci rakibindi. Hala seni yenen olmadı.
Until you get knocked into a coma?
Komaya girene kadar.
Last night, this kid knocked him out in the third round.
Dün gece bu çocuk onu üçüncü rauntta nakavt etti.
Burchard has never been knocked down.
Burchard hiç nakavt olmadı.
This round, he gets knocked down.
Bu raunt nakavt olacak.
This guy gets knocked down!
Bu adam nakavt olacak!
" Mittens jumped on to the table and knocked over the whole bowl of soup.
" Eldivenler masanın ustune atladı, kase devrildi ve butun corba dökuldu...
- Yo, Mike, you knocked him the fuck out.
- Mike, adamın ağzına sıçtın resmen ya!
And Jenny, she jumped off me so fast... bam! She smacked her head right on that thing, knocked herself out.
Jenny de üzerimden öyle hızlı fırlamıştı ki kafasını tam oraya çarpıp bayılmıştı.
This wall has to be knocked out.
Bu duvar satılmalı.
Well, I've been knocked down, blown up, lied to, shit on, and shot at.
Ben bayılttım, öldürdüm, gömdüm, üzerine sıçıp kafayı çektim.
# ª I dragged you out the fire # ª And now you knocked me down, you shut me out # ª And I can see it in your eyes # ª Somehow you got it in your head # ª That you could make it on your own # ª You were sheltered, loved and fed # ª But you just couldn't leave it alone # ª Leave it alone # ª Leave it alone # ª Leave it alone
â ™ ª Ve gözlerinde görebiliyorum â ™ ª Bir şekilde aklına takmışsın â ™ ª Kendi başına yapabileceğini â ™ ª Barınıktın, sevilmiştin ve yemiştin â ™ ª Ama sadece bırakamadın â ™ ª Yanlız bırak â ™ ª Yanlız bırak
We knocked around.
Geziyorduk.
Maybe the storm has knocked out some traffic signals.
Belki de fırtına trafik lambalarını bozmuştur.
Something knocked the camera over in the hallway.
Bir şey, koridordaki kamerayı yere düşürdü.
Your father and his gang knocked off an entire cavalry regiment, 120 men, five trunks filled with Yankee money.
Babanız ve çetesi, 5 sandık dolar taşıyan 120 adamdan oluşan koca bir süvari alayını soymuştu.
And the Mexican brother knocked this hard-ass'head off with a shovel?
Meksikalı kardeş adamın kafasını kürekle mi kopardı?
I tossed it, hit him in the mouth, and knocked his tooth out!
Fırlattım ve ağzından vurup dişlerini döktüm!
Are you kidding me? He got his tooth knocked out?
Dalga mı geçiyorsun?
With predestiny, it dictates that there is a force or something holding the strings and setting everything up just so they can be knocked down perfectly into...
Alınyazıtına göre ipleri elinde tutan bir güç gibi bir şey var ve her şeyi o ayarlıyor, böylece bütün taşlar mükemmel bir şekilde yerlerine...
He knocked the flag over.
Bayrağı devirdi.
If we've been knocked off the grid, that should show up on someone's monitor at HQ, no?
Bağlantımız kopsa, bu merkezdeki birinin monitöründe görünür, değil mi?
Would you believe I knocked him out with my charm?
Onu cazibemle bayılttığıma inanabiliyor musun?
Yeah, your sister's knocked up.
- Evet, kız kardeşin hamile.
I knocked up your sister.
Kız kardeşini hamile bıraktım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]