Let me just say Çeviri Türkçe
931 parallel translation
Well, let me just say this, Mr Hocker, I think that if...
Pekala, o zaman şunu diyecektim bay Hocker, Bence eğer...
Let me just say this.
Şunu söylememe izin ver,
And, in closing, as I have to do... let me just say that in my opinion... you have coined the great motto of our time :
Ve, artık sözlerimi bitirirken, itiraf etmeliyim ki bence... çağımızın müthiş sloganını buldunuz :
Let me just say, if any of you folks watching...
Bakın ne diyeceğim, eğer siz veya ailenizden biri izliyorsa...
Let me just say this because this has been bothering me.
- Bırak da söyleyeyim. Çünkü canımı sıkıyordu.
- All right. Let me just say this much.
- Şunu söylememe izin ver.
Let me just say...
Bir şey diyebilir miyim?
Let me just say that I have a feeling you'll do the right thing at the right time.
Senin doğru zamanda doğru şeyi yapacağına inandığımı söylememe izin ver.
In that case, let me just say... of all the cheap, small-minded, creepy, sophomoric pranks you have perpetrated in your long, arrested adolescence, this is far and away the worst.
Bu durumda belirtmek isterim ki takılı kaldığın uzun ergenliğin boyunca yaptığın ucuz, bencil, pis ve çocukça şakaların içinde bu en ama en kötüsüydü.
And let me just say this there's something inside this box that's so amazing so incredible, so astounding, it will take your breath away.
Söylemeliyim ki bu kutunun içindeki şey çok inanılmaz akıl almaz, hayret verici, nefesinizi kesecek.
Let me just say one thing.
İzin verin bir şey söyleyeyim.
Let me just say that we've invested a Iot of money in this and I've invested a Iot of trust in you guys.
Şunu söylemeliyim, bu filme çok para yatırdık ve size de oldukça güvendik.
Let me just say that I I really dig your music, and I'd like to record it.
Şunu söyleyeyim... müziğini çok beğendim ve onu kaydetmek istiyorum.
But let me just say this :
Yalnızca şunu söylememe izin ver :
Let me just say this in parting :
Ayrılmadan önce şunu söyleyeyim :
- Please, let me just say something.
- Bir şey söylememe izin verin.
Well, let me just say this.
O zaman şöyle sorayım :
Let me just say one thing here.
Birşey söylemek istiyorum.
Well, let's just say she she's a great support to me.
Şöyle diyelim, o o bana büyük bir destek.
Let us say we paid $ 200 for your story... and the $ 300 you just made... is a down payment on your helping me find Mrs. Kingsby.
Hikâyenize 200 dolar ödedik diyelim ve az önce kazandığınız 300 dolar da bayan Kingsby'i bulmak için yapacağınız yardımın ön ödemesi olsun.
Now, if you have any more trouble, Just let me know, and I'll try To straighten it out for you.
Başka sorununuz olursa haber verin, çözmeye çalışayım.
Finally you say, " Lord, let me just find $ 5,000 worth...
Sonunda dersin ki, " Tanrım, 5000 dolarlık altın bulayım...
Let's just say I wanna do to him exactly what he did to me.
Aynen bana yaptığını ona yapacağım desek daha doğru.
- Just let me say it.
- Söylememe müsaade et.
Just let me say I'm surprised.
Şaşırdığımı söylemek zorundayım.
All right, let's just say then that the whole thing, you know, it fascinates me.
Pekala, öyleyse şöyle diyelim : her şey, bilirsin, beni büyülüyor.
Well, let's just say in this case it means... your health and thank you for inviting me to dinner.
"Sağlığınıza ve beni yemeğe davet etmenize teşekkürler", demek diyelim.
Abigail... But if you'll just let me say it, then I'll go away and won't bother you any more.
Abigail... ama eğer söylememe izin verirsen,
Let me just, uh, briefly say that, uh... it's been an exhilarating experience for me being here today.
Kısaca söylemem gerekirse, ee... Bugün burada olmak benim için keyifli bir tecrübe oluyor.
Let's just say that she enjoys being with me.
Benimle olmaktan zevk alıyor diyelim.
- No, just let me say this as head of this commission.
- Hayır, komisyon başkanı olarak şunu söyleyeyim :
Just let me say good-bye to Mama and Cotton.
Sadece anneme ve Cotton'a hoşçakal diyeceğim.
- Just let me work.
- Sadece çalışayım.
Let's just say you owe me.
Borcunuz olsun.
All right, look, let's just say I enjoyed having her live downstairs from me, man.
Bakın, ben bu kadar güzellikte bir kızı falan öldürmedim... tamam. Bakın, onunla birlikte olmaktan hoşlanıyordum diyelim, dostum.
Let's just say there's something in Kevin that intrigues me.
Kevin'de ilgimi çeken bir şeyler var diyelim.
just let me say one thing.
Bir şey söylememe müsaade edin.
Let me say just one last thing.
Müsade et de son bir şey söyleyeyim.
"Let me tell you something" and "I just wanna say this."
"Bak sana ne diyeceğim", "Söylemek istediğim şey şu".
You say, "Just let me get this foot moving... and I'll make it to this fuckin'bed."
Durmadan şöyle dersiniz. "Hele şu ayağım bir hareket etsin. O kahrolası yatağa varırım."
Just let me lower the TV.
Televizyonun sesini kısayım.
That's right. I don't wanna be the kind of guy who rubs it in, so just let me say... I have a little bad news for you.
Doğru. Sana kötü bir haberim var Cliffie.
Just let me say one thing.
Sadece bir tek şey söyleyeceğim.
Well, just let me say there's a lovely young lady in the City Planner's office who will be my guest for dinner at La Palm.
Şey sadece, şehir planlama ofisinde çalışan genç bayanın..... La Palm'da akşam yemeği misafirim olacağını söylemeliyim.
Me... and let's just say... my girlfriend.
Ben... ve şöyle diyelim... kız arkadaşım.
Let's just say that I stole the milk money, but old Lady Simons stole it back from me.
Diyelim ki süt parasını ben çaldım, ama Bayan Simons da onu benden çaldı.
Well, let's just say he put me through a really bad scene when I was very young.
Çok küçükken tatsız manzaralara tanık olmama neden oldu diyelim.
Let me just be your most trusted friend now, .. the one that gets to say all the awful stuff ok?
Şimdi sadece, sana tatsız şeyleri söyleyen güvenilir dostun olarak konuşayım, tamam mı?
Let's just say that me and Mr Gekko have a serious conflict of interest.
Diyelim ki Bay Gekko ve benim ciddi bir çıkar çatışmamız var.
Let's just say... that I need another 8x1 0 glossy for my collection. Oh, trying to do some dirt to me huh baby?
Hayır, şunu söyleyeyim koleksiyonu tamamlamak için yeni bir kıza daha ihtiyacım var.
Just let me say something.
Sadece şunu söylememe izin ver.
let me just say this 25
let me see you 68
let me see 2571
let me go 3490
let me know if you need anything 71
let me guess 2650
let me know 632
let me show you 378
let me know what you think 20
let me explain 567
let me see you 68
let me see 2571
let me go 3490
let me know if you need anything 71
let me guess 2650
let me know 632
let me show you 378
let me know what you think 20
let me explain 567
let me in 830
let me think 405
let me get this straight 664
let me know how it goes 45
let me know when you're ready 18
let me help you 998
let me see your face 34
let me handle this 219
let me tell you 619
let me 1529
let me think 405
let me get this straight 664
let me know how it goes 45
let me know when you're ready 18
let me help you 998
let me see your face 34
let me handle this 219
let me tell you 619
let me 1529