Let me see them Çeviri Türkçe
273 parallel translation
Let me see them.
Onlara bakayım.
Let me see them first.
Önce bir göreyim.
- Let me see them.
- Göstersene.
Please let me see them.
İzin ver göreyim.
Let me see them again.
İzin ver tekrar bakayım.
Now, let me see them.
Şimdi bir daha göreyim.
But you must give me your word you'll let me see them again.
Ama sen de sözünü tutmalı, onları buraya davet etmelisin.
Let me see them will you?
Bir bakayım, olur mu?
- Let me see them specs.
- Ver şu gözlüklere bir bakayım.
- Let me see them.
- Ver bakayım.
Let me see them live.
Onları canlı görmeme izin ver.
Whatever George's reservations were, he did his best not to let me see them.
George'un şüphesi ne olursa olsun, onları görmememi sağlayarak en iyisini yaptı.
Let me see them.
Onları göreyim.
Call them, let me see them.
Çağırın onları, göreyim.
Let me see them asses move.
Kaldırın kıçlarınızı.
You didn't let me see them.
Bana engel oldun.
- I was the killer! - Let me see them.
- Öldüren bendim!
Let me see them...
Bakayım şunlara...
Let me see them both
lütfen ikisinide uygulayın!
Let me see them.
Göreyim.
Let me see them all.
Hepsini görmeme izin ver.
Let me see them.
Onları görmeme izin ver.
- Let me see them.
- Evet, evet.
- Let me see them.
- Bir bakayım.
Let me see them.
Görmek istiyorum.
Empty your pockets, let me see them.
- Neden? - Ceplerinizi boşaltın!
Let me see some of them.
Gösterin bana.
Just let them see you telling it to me.
Sadece bana söylermiş gibi yapın.
Let them see you whisper it to me.
Bana fısıldadığınızı görsünler.
Having robbed them of the pleasure of my death the least I can do is to let them see me alive.
Ölümümden alacakları zevkten mahrum ettim en azından beni canlı görmelerini sağlayayım.
Let them see me in the weakness of the flesh and the meanness of the spirit!
Vücudumun zayıflığını ve ruhumun tamahkârlığını görsünler diye!
You see, I'm gonna let them think they've got me house trained, but they never will, the bastards.
Beni eğittiklerini düşünmelerini sağlayacağım. Ama o yavşaklar bunu asla yapamayacaklar.
Then you shouldn't write them down and let me see'em!
O zaman yazma da, görmeyeyim!
We'll see, when they come begging me to let them in down here.
Yakında, kapıyı açmam için bana yalvaracaklar.
Because, you see, they've let me be more like a son to them than like a lodger.
Çünkü görüyorsun onlar beni bir kiracıdan çok kendi oğulları gibi benimsediler.
Tell me... tell me... Let them see how we do it.
Söyle bana, söyle bana.
- And let me hear them and we'll see.
- Ve sonra bakarız.
Why don't you just unobtrusively... see if you can find out who they are, how they got here... who invited them, and come back and let me know.
Neden göze batmadan... kim olduklarını ve buraya nasıl geldiklerini... kimin davet ettiğini öğrenip bana bildirmiyorsun?
She's says not to let them see me blow.
Ne yani tüm elinizde gelen bu mu?
Take them home, see if you like them, let me know how many you need.
Eve götürün, bir deneyin, kaç tane ihtiyacınız varsa söyleyin.
Call a friend in town, I guess. See if somebody will let me crash with them for the night.
Bir kız arkadaşıma soracağım, onda kalabilirmiyim diye.
Don't let them take her away from me. I'll never see her again. - Wait, think of you then.
Onu uzağa götürürlerse, Onu bir daha asla göremem.
but i cannot let them see me like this.
Ama beni böyle görmelerine müsaade edemem.
Don't let them see me like this.
Beni böyle görmesinler.
The Self-Defense Forces, let me see... have them direct traffic!
Savunma Kuvvetleri, dur bi'bakalım... Trafiğe takılmışlar.
He takes X-rays, but I never let him take them of me because, if he looked inside, he'd see things that he wouldn't understand and he'd be terribly hurt.
Sürekli röntgen çeker, ama benim röntgenimi çekmesine izin veremem çünkü içime bakınca asla anlayamayacağı bazı şeyler görecek ve bu onu çok üzecek.
Don't let me see them.
Onları görmeme izin verme.
Well, let them see me.
Görsünler.
So, Bryson is going to toss a penny, and I want, I'm going to ask everybody on this side, let's forget about the gallery because I can't see them up there. Everybody on this side of me here, is to will it to come down heads.
Tamam, Bryson bir bozuk para atacak ve bu taraftaki herkesten - üst tarafı boşverelim çünkü o tarafı göremiyorum - benim tarafımdaki herkes tura demiş olsun.
Let me see your hands. Get them up!
Ellerinizi kaldırın!
Let me see both of them!
İkisini de! Haydi!
let me see you 68
let me see 2571
let me go 3490
let me know if you need anything 71
let me guess 2650
let me know 632
let me show you 378
let me know what you think 20
let me explain 567
let me in 830
let me see 2571
let me go 3490
let me know if you need anything 71
let me guess 2650
let me know 632
let me show you 378
let me know what you think 20
let me explain 567
let me in 830
let me think 405
let me get this straight 664
let me know how it goes 45
let me know when you're ready 18
let me help you 998
let me see your face 34
let me 1529
let me handle this 219
let me tell you 619
let me tell you something 1022
let me get this straight 664
let me know how it goes 45
let me know when you're ready 18
let me help you 998
let me see your face 34
let me 1529
let me handle this 219
let me tell you 619
let me tell you something 1022