Liz Çeviri Türkçe
5,497 parallel translation
You picked last time, Liz, so alphabetically after Lemon comes...
En son sen seçtin, Liz, yani alfabetik olarak Lemondan sonra...
Sorry, Liz, we got to get out of here before the roads close.
Üzgünüz, Liz, yol kapanmadan buradan gitmemiz gerek.
Really? Did Liz scream in your face?
Liz yüzünüze bağırdı mı?
Not really. You know Liz.
Liz'i tanırsın.
Liz, have you seen Jack today?
Liz, bugün Jack'i gördün mü? Hayır.
We have no idea, Liz.
Bir fikrimiz yok, Liz.
Tray is exactly where you think he is, Liz.
Tray tam da senin düşündüğün yerde, Liz.
We can't break him, Liz.
Onu alt edemiyoruz, Liz.
Give it up for Liz Lemon, everybody!
Liz Lemon'ı alkışlayayım, millet!
I don't want tonight's show to happen because... I don't know how to say good-bye, Liz Lemon.
Bu geceki programın olmasını istemiyorum çünkü nasıl veda edilir bilmiyorum, Liz Lemon.
Liz Lawrence.
Liz Lawrence.
Did you have someone threaten Liz Lawrence?
Liz Lawrence'i tehdit eden birilerini gördünüz mü?
Time to knock Liz's teeth out.
Liz'in dişlerini sökmenin zamanı geldi.
Get Liz and Mike to come, too.
Liz ve Mike'ı da çağırırız.
Don't lose the plot, Liz.
Saçmalama Liz.
Liz!
Liz!
Liz...
Liz...
Liz, just shut up!
Liz, kapa çeneni!
Liz?
Liz?
What are you gonna do, Liz?
Ne yapacaksın Liz?
Jesus Christ, Liz, you got him.
Tanrım, Liz, onu hakladın.
Liz and Mike are already dead.
Liz ve Mike çoktan öldü.
A little "hot for teacher" action, huh, Liz?
"Öğretmenime aşık oldum" olayları oldu galiba Liz?
Penny, Oz, come on.
Penny, Oz. Yapmayın. - Geri çekil Liz.
Stay back, Liz. You can't go out there.
- Dışarı çıkamazsınız.
Liz Fletcher.
Liz Fletcher.
Liz... Fletcher!
Liz Fletcher!
Why, Liz?
Niye Liz?
Michael, this is Liz.
Michael bu Liz.
Thank you, Liz. For everything.
Her şey için teşekkür ederim Liz.
Oh, hi, Liz.
Selam Liz.
How long are you here for, Liz?
Ne zamana kadar daha buradasın Liz?
Liz, this is Detective Harper.
Liz, bu dedektif Harper.
Liz is Joe's niece.
Liz Joe'nın yeğeni.
Liz is from Liverpool.
Liz Liverpool'dan.
How often do you visit, Liz?
Ne sıklıkta ziyarete geliyorsun Liz.
'You remember you asked me to find out about Liz Fletcher?
Liz Fletcher'ı bulmamı rica etmiştin, hatırladın mı?
Unfortunately, I can see that you can't help me find what I'm looking for, so, all you need to remember, Liz... Is that Stefan stopped by to say hello.
Maalesef ki aradığım şeyi bulmama yardım edemeyeceğini görüyorum, o yüzden senin hatırlaman gereken tek şey Liz Stefan'ın uğrayıp merhaba dediği.
You're Liz, right?
Sen Liz'sin, değil mi? Danny'nin anneannesi.
Liz, his grandmother, she's one of our sidesmen, and I used to teach the IT club at Danny's school.
Danny'nin anneannesi Liz, destekçilerimizden biridir. Ben de eskiden Danny'nin okulunda Bilişim kulübünde öğretim verirdim.
But I bumped into Liz at the school and...
Ama Liz'le okulda karşılaştım ve...
They'll have to catch me first, Liz.
Önce beni yakalamaları lazım, Liz.
Well, they didn't know names, but thanks to Thane and Liz, we now have a map of the distribution chain.
İsimlerini bilmiyorlarmış ama Thane ve Liz sayesinde artık dağıtım zincirine dair bir haritamız var.
Yeah, Liz, the mother, works part time at the American Fine Art Gallery.
Liz, annesi, Yarı zamanlı Amerikan Sanat Galeri'sinde çalışıyor.
Liz Allen...
Liz Allen...
Or maybe Liz has a second phone.
Veya Liz'in ikinci bir telefonu vardır.
And that looks a lot like Liz.
Ve bu da Liz'e çok benziyor.
Well, people are who they are, Liz.
İnsan yedisinde neyse yetmişinde de odur, Liz.
[Elevator bell dings] Hey, Liz.
Selam, Liz.
Liz?
- Liz?
Oh, please, Liz.
Yapma Liz.