English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ L ] / Lunch and dinner

Lunch and dinner Çeviri Türkçe

208 parallel translation
What are you going to do about your lunch and dinner?
Öğle ve akşam yemeğini ne yapacaksınız?
Missed you for breakfast, lunch and dinner.
Kahvaltıda, öğle ve akşam yemeğinde yoktun.
Look, Bullets, from now on in Payne Air, let's have it breakfast, lunch and dinner, shall we?
Bullets, Payne Havayollarında, kahvaltı, öğle ve akşam yemeklerini aynı anda yiyelim, tamam mı?
Breakfast, lunch and dinner!
Kahvaltı, öğle yemeği ve akşam yemeği!
Today, Easter Sunday many people in Parma won't even leave the table between lunch and dinner!
"Bugün, Paskalya pazarı pek çok insan Parma'da öğle yemeği ila akşam yemeği arasında masasını bile terk etmeyecek."
I usually pass among the tables during lunch and dinner, slowly.
Öğle ve akşam yemekleri sırasında yavaşça masaların arasında dolaşırım.
You should drink it at breakfast, lunch and dinner.
Sabah, öğle, akşam içersin.
Lunch and dinner. Ask Miss Dorothy to join us.
Yemek dahil, istersen Bayan Dorothy'ye de sor.
I, on the contrary, I think that would lead to sea... die soon, in love... this beautiful pool with lunch and dinner provided.
Bunu yapanları havuza koymalı. Denize dönmezlerse ölecekler. Nostaljik.
If you say no, Elwood and I will come here for breakfast... Lunch and dinner every day of the week.
Eger hayir dersen Elwood ve ben haftanin hergünün buraya... kahvalti, ögle ve aksam yemegi icin gelecegiz.
- Where you have lunch and dinner.
Öğle ve akşam yemekleri gibi, bilirsin.
I'm working lunch and dinner.
Öğlen ve akşam yemeğinde çalışıyorum.
Next to lunch and dinner, breakfast is the most important meal of the day.
Öğle ve akşam yemeğinden sonra en önemli öğün kahvaltıdır.
How to save the world between lunch and dinner.
İki öğün arası dünyayı kurtarmak gibi.
Fred, Paul, lunch and dinner?
Fred, Paul, hem öğle hem akşam yemeği.
All of these desserts will be sent to our restaurants... where they will be served for lunch and dinner.
Bütün bu tatlılar öğlen ve akşam yemeklerinde servis edilecekleri restoranlarımıza gönderilecek.
You're meeting him for both lunch and dinner?
Adamla hem öğle hem akşam yemeği için mi buluşuyorsun?
Meetings over the shelter, more work days and coffee and lunch and dinner and another dinner.
Sığınma evinde toplantılar... Daha fazla çalışma günleri... Bir kahve, yemek, ve akşam yemeği, sonra bir başka akşam yemeği.
THIS IS LUNCH AND DINNER FOR SATURDAY.
Bunlarda cumartesi günü için.
My father wants me to have 5 days a week... lunch and dinner.
Babam haftanın 5 günü öğle ve akşam yemeklerinde restoranda olmamı istiyor.
Man, when I was growin'up... I didn't see him running no diner room lunch and dinner.
Dostum ben büyürken onun öğlenleri ve akşamları restoran işlettiğini izleyerek büyümedim.
Mr. Craster is going to play The Red Shoes music at every lunch, tea and dinner you take until we open.
Bay Craster Kırmızı Ayakkabılar'ın müziğini, açılışımıza kadar her öğünde ve çay molalarında sizin için çalacak.
Now you'll going to stay in this room, and I mean without your lunch or your dinner
- Haklısın anne. Bu, onların işi. - Kesinlikle.
I'll buy your breakfast, your lunch, and your dinner if you can find me anybody who knows this man.
- Bu adamı tanıyan birisini bulursanız kahvaltınızı, öğle yemeğinizi ve akşam yemeğinizi de ısmarlayacağım.
And I'm not going to have lunch with Miss Kittredge, or dinner.
Ayrıca Bayan Kittredge'la yemeğe de çıkmayacağım.
And now for you ladies and gentlemen who enjoy early dinner music for lunch, it's the lovely, soft and tender strains of Cordovan and his world-famous string quartet playing Stout Rain.
Ve şimdi bayanlar ve baylar, öğlende akşam yemeği müziği sevenler, Cordovan ve dünyaca ünlü yaylı çalgılar dörtlüsünden Stout Rain'i dinleyeceğiz.
I promise you, you'll say your vowels correctly before this day is out or there'll be no lunch, no dinner, and no chocolates.
Sana söz, bugün bitmeden sesli harfleri doğru çıkaracaksın... yoksa öğle yemeği, akşam yemeği ve çikolata yok.
We'll have a lunch and again tonight, fireworks, cocktails, a magnificent dinner!
Şimdi güzel bir öğlen yemeği, gece de havai fişekler, kokteyller, mükellef bir akşam yemeği!
- I'll wait until you call... and I'll meet you when you come to buy the living room drapes at Bloomingdale's. Yeah, and then we'll have lunch downstairs... and we'll come up here till it's time to get dressed... and go out and buy lamb chops for his dinner.
Evet, sonra aşağıda yemek yiyeceğiz ve giyinme zamanı gelene kadar yukarı çıkmış olacağız ve akşam yemeği için kuzu pirzolası almak için dışarı çıkacağız.
Imagine... steak for breakfast, steak for lunch and steak for dinner.
Hayal et... kahvaltıda bifter, öğle yemeğinde biftek ve akşam yemeğinde yine biftek.
Two pills at lunch and at dinner.
Bu da yatmadan önce.
"Why does the ice cream truck have to come just before lunch, and just before dinner, ruin the child's appetite?"
Neden yemekten önce gelir, der. Çocuğun iştahı kaçacak der.
And I prefer having dinner to lunch.
- Ve akşam yemeği daha iyi olur.
I had a rotten lunch, despite a superb bearnaise sauce, and I can't wait to sit down for dinner.
Bu sabah çok kötü bir kahvaltı ettim, o güzel soslara rağmen. Ve sofraya oturmaktan hiç rahatsız olmayacağımı belirtmek isterim.
I asked her if she wanted to go out to dinner and she said, "No, maybe we could have lunch."
Akşam yemeğe gidelim mi diye sorduğumda bana, "hayır, belki öğle yemeği yeriz", dedi.
About to start school again soon, and I make his breakfast, lunch, and dinner every day.
Yakında yine okula başlayacak ve ben her gün onun kahvaltısını, öğlen ve akşam yemeğini yapıyorum.
And you will perform her chores in addition to your own without breakfast, lunch or dinner.
Sen de kendininkilere ek olarak onun işlerini de yapacaksın. Kahvaltı, öğle ve akşam yemeyi yemeyeceksin.
In fact, there are pages and pages of dialogue that you reported to the fbi of things that various people said over lunch, over dinner riding in cars, meetings.
Aslında, FBI'a verdiğiniz raporlarda, sayfalarca konuşma var. Bunları, yemekte, arkadaşlarınızın arasında, arabada veya toplantılarda anlattınız.
He eats med students for breakfast Residents for lunch, and he chews up the Attendings for dinner.
Kahvaltıda tıp öğrencilerini yiyor... ... hekimleri öğle yemeğinde ve kadroluları da akşam yemeğinde.
I've been going over my expense report, and, uh, I want to let you know, in case anyone from accounting should ask, that I had dinner with you on the ninth, on the 11th, a humdinger on the 23rd, and a light lunch yesterday, okay?
Gider raporlarına bakıyordum ve bilmeni istedim ki eğer hesaplarla ilgili birşey sormak istersen seninle, ayın 9'unda, 11'inde 23'ünde epey büyük bir tane ve dün de ufak bir öğle yemeğimiz vardı, tamam mı?
And after a light lunch, you resume work... until dinner at 6 : 00, except on wednesdays, when i dine with my cousins.
Küçük bir öğle yemeğinin ardından akşam altıda yemeğe oturana kadar çalışmaya devam ediyorsun. Çarşamba günleri dışında, ben kuzenlerimin evinde yemek yerken.
- For 20 years, I've eaten shit breakfast, lunch and dinner.
- 20 yıldır sürünüyorum!
I have an audition next Tuesday... and I was hoping that I could work dinner instead of lunch.
Önümüzdeki Salı seçmem var bu yüzden, öğlen yerine akşam çalışabileceğimi umuyordum.
We've been riding the same elevator line for years... and then we had lunch a few weeks ago... and then he invited me here to dinner.
Yıllardır aynı asansöre bineriz. Derken, bir kaç hafta önce öğle yemeğine çıktık. Sonra da beni buraya akşam yemeğine davet etti.
Breakfast, lunch, and dinner.
Kahvaltı, öğle ve akşam yemeği.
You've just finished lunch, and now you're planning dinner.
Öğle yemeğini yeni yediniz, şimdiden akşamı planlıyorsunuz.
So the lunch rush is almost over and then you're closed till dinner, right?
Yani öğle yoğunluğu bitti ve akşama kadar kapalısınız, değil mi?
Lunch, and dinner, and a midnight snack have all been taken care of.
Öğle, akşam yemeği ve gece atıştırmalarının hepsi hazırlandı.
My son is more important than breakfast, lunch, tea and dinner.
Oğlum, kahvaltıdan, öğle ve akşam yemeğinden daha önemli.
Lunch will be served at 1.00 and dinner at 7.30.
Öğlen yemeği 1.00 de, akşam yemeği 7.30 da servis edilecek.
breakfast, lunch, and dinner.
Kahvaltı, öğle yemeği ve akşam yemeği.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]