Make some money Çeviri Türkçe
1,013 parallel translation
Some of the fellows in the carnival I was traveling with said they knew how to make some money.
Beraber seyahat ettiğim karnavaldaki bazı adamlar para kazanmanın yolunu bulduklarını söylemişti.
If you want to make some money I'll give you a job.
Eğer para kazanmak istiyorsan sana iş veririm.
How'd you like to make some money?
Biraz para kazanmayı ister miydin?
- You see, I gotta make some money.
- Para kazanmam gerekiyor.
I'll make some money.
Biraz para kazanıp Zosh'u iyileştireceğim.
Boss, they sure wish they could make some money to spend in the teahouse, boss.
Çay evi için biraz para kazanmaya çok istekliler, patron.
Wanna make some money, Mitch?
Biraz para kazanmak ister misin, Mitch?
If we don't make some money in the next few months, we're out of business.
Gelecek bir kaç ay içinde biraz para kazanamazsak, işimizi kaybederiz.
I'm going to try to make some money.
Biraz para kazanmaya çalışacağım.
Did you make some money this way?
Bu şekilde mi biraz para kazandın?
Let's make some money from the losing.
Kaybederek para kazanmak.
Now we pull up our pants and we make some money, a pile of money.
Artık pantolonlarımızı yukarı çekip, biraz para yapalım, yığınla para.
So you plan to make some money at the festival.
Öyleyse senin planında festivalde biraz para kazanmak
As soon as I make some money, I'd do well to leave this place.
Kısa zamanda para kazanıp, bu yeri terketmeyi yeğlerdim.
You want to marry my daughter just to make some money!
Kârlı bir iş yapmak için kızımla evlenmek istiyorsunuz!
- Say, how would you fellas like to make some money?
Söyleyin bakalım. Para kazanmak için ne yaparsınız?
No particular reason... We are in this together Just trying to make some money along this path
bir sebebi yok... biz basit haydutlarız kolay yoldan para kazanmak istedik
You need to make some money in order to pay the installments.
Bana borcunu ödeyebilmek için para kazanman gerekiyor.
I got an idea how we can make some money.
Para kazanmak için bir fikrim var.
- Do you want to make some money?
- Biraz para kazanmak ister misin?
- We'll make some money for a change.
- Nihayet biraz para kazanabileceğiz.
Just give me a little time to make some money... and everything will be okay.
Sadece biraz para kazanmam için bana zaman ver... her şey yoluna girecek.
Just some fellas in the carnival I was working with said they knew a fast way to make some money.
Çalıştığım gezici sirkteki bazı arkadaşlar para kazanmanın en kolay yolunu bildiklerini söylediler.
- We can make some money.
- Para kazanabiliriz.
- Well how would you blokes like to make some real money?
- Peki gerçekten para kazanmaya ne dersiniz?
For once that we have a chance to make some honest money...
Bir kerecik olsun namuslu bir para kazanma şansımız oldu- -
Yeah, he'd make the rich people loosen up and lend us farmers some money.
Zenginleri biraz gevşetip çiftçilere borç verdirtirdi.
Well, I thought if I did that, that we could buy some new equipment and all sorts of things, and then Payne Air would be a big airline, and everybody'd make a lot of money, and then no one would have to wait until 1954 to get married.
Düşündüm ki eğer bunu yaparsam daha iyi cihazlar satın alabiliriz o zaman Payne Havayolları, daha büyük bir havayolu olur ve herkesin çok parası olur, böylece hiç kimse evlenmek için 1954 yıIına kadar beklemek zorunda kalmaz.
Would you like to make some extra money?
Biraz ek para kazanmak ister misin?
He's always wanted to make some improvements around here... build some cabins for tourists... buy a new car, have a little money in the bank.
Buralarda hep bir şeyler yapmak istemişti, turistler için kalacak yerler yeni bir araba, bankaya biraz para yatırmak gibi.
So you saw Ed Morgan assaulting that girl, too, and you thought you'd make some money out of it?
"Hayır, hayır, Gwen olmaz." - Sadece bıçağı yere bırak. - Onu duydun mu?
I had to make some extra money somehow.
Bir şekilde fazladan para kazanmam gerekiyordu.
I've never had nothing, I mean nothing till I got a chance to make some clean money in the ring.
Asla hiçbir şeyim olmadı. Ancak ringe çıkınca temiz para kazandım.
I've got to find some way to make money.
Para kazanmanın bir yolunu bulmam gerek.
Peggy and I are gonna earn some money, and when we do... we'll make another record, and then we'll be in business.
Peg'le ben biraz para kazanacağız. Sonra bir plak daha yapacağız. O zaman bu işe girdik demektir.
I wanted to make some extra money for the wedding.
Düğün için fazladan para kazanmak istedim.
You stick with old Pops, you'll make yourself some money.
Yaşlı Pops'a katıl, kendine para kazandırırsın.
Buy yourself some Underland, you'll make a lot of money.
Bunu hatırlayacağım.
I would take advantage of your ration coupons to make some extra money.
Senin kuponların da benim avantajım olacak.
Want to make some easy money?
Biraz para kazanmak ister misin?
I bought a piano and need to make some extra money.
Kendime bir piyano aldım ve biraz para kazanmam gerek.
You chug along decrepit old roads Some days you make money, some you don't Wouldn't you prefer partnership in a transport company?
Bazı günler para kazanıp bazılarında kazanmadan eski püskü yollarda ağır ağır yol almaktansa bir nakliye şirketine ortak olmayı yeğlemez misin?
Yeah, well, you just cover the bet and make yourself some easy money, Sam.
Bu tekerlekli bir kumarhane, anladın mı?
If you want it, get your ass out there and make me some money.
İstiyorsan, götünü kaldırıp dışarı çık da para kazandır biraz bana.
Some way to make a lot of money.
- Doğru söylüyorum.
You can give me money... or I'll make you some trouble.
Ya bana para verirsin ya da başına bela açarım.
A plumber, working overtime to make some extra money.
Zavallı bir tesisat işçisi, biraz daha iyi yaşamak için fazla mesai yapmak istedi.
To make yourself useful, go down to the pub and ask your dad for some money for ice cream ;
İşe yarar bir şey yapmak istiyorsan git babandan dondurma parası al ;
We could make a lot of money and at the same time do some good for the town
Çok para kazanabiliriz ve aynı zamanda kasabamıza da faydası dokunacak.
" I'm trying to make me some money.
" Βiraz para kazanmaya çalιşιyοrum.
I think Tucson might be a nice place for us to stay... till I make some more money.
Ben biraz para kazanıncaya kadar Tuscon'da kalmak... hoş olabilir bence.
make some noise 52
make something up 48
make some room 31
make some calls 17
some money 21
money 2165
moneypenny 26
money talks 25
money first 26
moneybags 16
make something up 48
make some room 31
make some calls 17
some money 21
money 2165
moneypenny 26
money talks 25
money first 26
moneybags 16
money isn't everything 29
money problems 28
money laundering 67
make your move 45
make it happen 119
make a wish 235
make it rain 28
make sense 40
make it count 38
make a difference 25
money problems 28
money laundering 67
make your move 45
make it happen 119
make a wish 235
make it rain 28
make sense 40
make it count 38
make a difference 25
make it last 17
make me proud 45
make it work 61
make it up 16
make your choice 53
make me happy 23
make it two 94
make me 142
make love to me 50
make a statement 17
make me proud 45
make it work 61
make it up 16
make your choice 53
make me happy 23
make it two 94
make me 142
make love to me 50
make a statement 17
make a decision 55
make a hole 97
make it stop 329
make it 257
make it look good 18
make it better 21
make it so 49
make it right 27
make love 46
make it quick 271
make a hole 97
make it stop 329
make it 257
make it look good 18
make it better 21
make it so 49
make it right 27
make love 46
make it quick 271