Milliseconds Çeviri Türkçe
81 parallel translation
His motor system is. 01 milliseconds faster... than the finest Omega built.
Motor düzeneği en iyi Omega sınıfından... 01 milli saniye daha hızlı.
That's 0.300 milliseconds.
0.300 milisaniye.
0.300 milliseconds, sir.
0.300 milisaniye efendim.
Owen has milliseconds of genius.
Owen'da mili saniye dahiliği var.
The sensor logs indicate all systems were within normal parameters 52 milliseconds before the explosion.
Algılayıcı kayıtları tüm değerlerin patlamadan 52 milisaniye öncesine kadar... normal sınırlarda olduğunu gösteriyor.
The specs and the seek times call for 100 milliseconds.
Özellikler ve arama hızı, 100 milisaniyeyi gerektiriyor.
We sustained fusion for 4.6 milliseconds.
- Füzyonu 4.6 miIIisaniyeye kadar uzattık.
It's stable... for 4.6 milliseconds.
Sabit.... 4.6 miIIisaniye.
'Since fighters work in milliseconds'they can see a right coming much faster than a jab.'
Dövüşçüler milisaniyelerle çalıştığından bir sağın gelişini, sol direkten çok daha hızlı bir şekilde görebilirler.
This baby will bake a man in 500 milliseconds
Bu bebek bir adamı 500 milisaniyede kızartır.
Sonic pulse. Five milliseconds.
Ses dalgaları... 5 milisaniye.
Configure the program to scan along all subspace bands, and set it for visual images every ten milliseconds.
Program yapılandırmasını tüm alt uzayı tarayacak ve on milisaniyede bir görsel imajlar alacak şekilde ayarla.
Now listen to me... stop giving orders for a few milliseconds and lie still.
Birkaç saniye için emir vermeyi bırak ve kıpırdama.
Increase the pulse duration to 20 milliseconds.
Nabız süresini 20 milisaniyeye çıkar.
and the computer does the rest. Plays out the spin in milliseconds, predicts the result, and then transmits a code to the receiver about where that ball will land.
Saniyenin binde biri kadar bir sürede turu tamamlayıp sonucu tahmin ediyor ve kodu alıcıya gönderiyor.
can't easily be stored, so generally, it has to be consumed within milliseconds of being produced.
kolayca depolanamaz, bu yüzden de üretildikten sonra milisaniyeler içerisinde tüketilmesi gerekir.
The physical nature of the game involves chance, so the difference between a hit and an out could be millimeters or milliseconds,
Oyunun fiziksel doğası değişiklikler içeriyor, yani, ıska ve vuruş arasında milimetreler ve milisaniyeler olabilir.
But those milliseconds of doubt had delayed me and I hit the girl.
Ama bu milisaniyelik tereddüt bana zaman kaybettirdi ve kıza çarptım.
I need a couple more milliseconds.
Birkaç saniyeye daha ihtiyacım var.
It's an inherent function of the networks that we use today that this data is stored, copied, stored, copied normally transient, normally very fast, you know, in milliseconds micorseconds specialized pieces of equipment such as switchers, routers, hubs etc.
Bugün kullandığımız ağların doğaları gereği, bu veriler depolanmakta, kopyalanmakta, depolanmakta, kopyalanmakta, HUB, anahtar ( swithcer ), yönlendirici ( router ) vb özel ekipmanlar sayesinde normal olarak çok hızlı biçimde, milisaniyeler içinde, mikrosaniyeler içinde iletilmektedir.
It's only a delay of five milliseconds.
Sadece beş milisaniye bir gecikme oluyor, o kadar.
If this works, we'll only be dead for a few milliseconds, and time within the bubble will reverse and we won't be dead and the ship won't be destroyed.
Bu işe yararsa, sadece bir kaç milisaniye için ölmüş olacağız, kabarcığın içindeki zaman tersine dönecek ve ölmemiş olacağız, gemi de yok olmamış olacak.
" every morning, there were these few precious milliseconds before reality set in, before dora remembered where she was, who she was.
" Her sabah gerçeklik yerine oturmadan Dora nerede olduğunu, kim olduğunu hatırlamadan önce geçen...
For 1.3 milliseconds, I truly believed I was a noble robot in days of yonder.
1.3 milisaniye için, geçmiş zamanlardan soylu bir robot olduğuma inandım.
I could probably knock a couple milliseconds off that if you...
Birkaç milisaniye daha hızlı olabilirdim aslında.
The particles remain passive until they're activated by a burst of microwave radiation from a satellite, at which point, they reflect the signal back for ten milliseconds.
Partiküller bir uydudan gelen mikrodalga ışınım tarafından yakılarak aktive edilene dek pasif durumda kalırlar. ve bu noktada sinyali on milisaniyede geri yansıtırlar.
The latest measurement that came back was from just two days ago, and the length of day was about 1.9 milliseconds more than 24 hours.
Bugünden iki gün önceki günün uzunluğu 24 saatten yaklaşık 1.9 milisaniye daha uzundu.
So, 24 hours, 1.9 milliseconds?
24 saat ve 1.9 milisaniye öyle mi?
With the camera capturing the world in milliseconds, this is life 40 times slower than we're used to seeing it.
Kamera dünyayı milisaniyeler ile çekiyor, bu bizim gördüğümüz hayatın 40 defa daha yavaş hali.
You can break it down, you can break it down into milliseconds or microseconds, nanoseconds, picoseconds, attoseconds.
Saniyeyi milisaniyeye, mikro saniyeye nano saniyelere piko saniyelere, atto saniyelere bölebiliriz.
"In our first demonstration... " we will attempt to shift the test subject "100 milliseconds ahead in four-dimensional space."
İlk gösterimizde deneğimizi, dört boyutlu uzayda 100 milisaniye ileri taşımaya çalışacağız.
AND YET YOU HAVE TO POINT THAT TELESCOPE ANYWHERE IN THE SKY, AND YOU HAVE TO STABILIZE IT TO A FEW MILLISECONDS OF ARC.
Ancak teleskobu gökyüzünde herhangi bir yerde belirlemeniz ve birkaç milisaniyelik bir eğriyle sabitlemeniz gerekiyor.
Should give us a drag of only. 6 milliseconds.
Bize sadece sürtünme sağlayabilir. 6 milisaniye.
The blink of an eye takes about 15 milliseconds, and it takes the human brain about 150 milliseconds to process what we see.
Göz kırpmamız yaklaşık 50 milisaniye sürer, ve gördüklerimizi beynin algılaması ise 150 milisaniye sürer.
We're not aware of this time lag going on, but in those few milliseconds, there are things happening, extraordinary things that were never see.
Biz bu zaman atlamasının farkında değiliz. fakat bu birkaç milisaniyede gerçekleşen şeyler var, hiç görmediğimiz olağanüstü şeyler.
One every 25 milliseconds.
Her 25 milisaniyede bir.
Each snapshot lasts just 100 milliseconds.
Her bir bakışımız 100 milisaniye sürer.
Anything that happens in those milliseconds while we're processing information remains hidden.
Tam biz bu verileri işlerken, o birkaç milisaniyelik vakitte olanlar bizim için bilinmez olarak kalır
I started with 20 milligrams of midazolam, and remember, once the pipe is extracted, you have three milliseconds to suture the aorta.
20 miligram Midazolam'la başladım. Unutma, boruyu çıkardığın anda aortu dikmek için üç milisaniyen olacak.
Dual-clutch 7-speed gearbox cracks off shifts in a hundred milliseconds.
Çift debriyajlı 7-ileri şanzımanı vitesleri yüz mili saniyede değiştiriyor.
I can save almost 60 milliseconds every time I say your name.
Bu sayede ismini her söyleyişimde 60 milisaniye tasarruf ediyorum.
Well, the timing between the shock wave and the flame would be a matter of milliseconds.
Çarpma dalgasıyla alevler arasındaki zaman farkı birkaç milisaniyeden fazla değildir.
it takes the bullet 3 milliseconds to hit my camera.
Kameramı vurması 3 milisaniye sürüyor.
Now, with the amount of blood loss, I would hypothesize that the bullet hit him milliseconds after his neck was snapped clean by the rope.
Şimdi, kan kaybının miktarıyla birlikte bir varsayımda bulunursam, kurşun Banks'ı vurduktan milisaniye sonra boynu ip tarafından temiz bir şekilde kırılmış.
Provided if you could figure out how to sustain it beyond milliseconds.
Milisaniyelerin ötesinde bunu elinizde tutmaya çalışıyorsunuz.
But, even today, the rotation of the Earth is slowing down and our days are still getting longer but only by about 2.3 milliseconds every century.
Bugün bile, Dünya'nın dönüşü yavaşlıyor yüzyılda bir yaklaşık olarak 2,3 milisaniye günlerimiz daha uzuyor.
1,000 milliseconds in a second.
Bir saniyede 1000 milisaniye var.
The 7 speed gear box shifts in 50 milliseconds.
7 ileri vites 50 milisaniyede değişiyor.
In humans, a fear response happens in less that 40 milliseconds.
İnsanlarda korkuya verilen tepki 40 milisaniyeden daha kısa sürede gerçekleşir.
He'd have been dead in 7 milliseconds.
"Başına gelen şeylerin suçlusu biz değiliz."
Milliseconds.
Milisaniyeler...
millie 548
million 4041
millions 178
millionaire 40
millicent 40
millionaires 17
million years ago 118
million worth 18
million people 107
million won 77
million 4041
millions 178
millionaire 40
millicent 40
millionaires 17
million years ago 118
million worth 18
million people 107
million won 77
million dollars 237
million euros 46
million in cash 35
million years old 20
millions of them 19
million pounds 21
million last year 16
million bucks 60
million yen 73
million years 93
million euros 46
million in cash 35
million years old 20
millions of them 19
million pounds 21
million last year 16
million bucks 60
million yen 73
million years 93
million a year 47
million dead 17
million cash 19
million and 25
million for 18
million each 23
millimeters 51
millimeter 142
milligrams 93
million dead 17
million cash 19
million and 25
million for 18
million each 23
millimeters 51
millimeter 142
milligrams 93