My nephew Çeviri Türkçe
1,949 parallel translation
- I am here with my nephew - kevin
- Siz? - Yeğenim Kevin'la birlikte geldik.
- He's my nephew, you've met him.
- Yeğenim, onunla tanışmıştın.
I always considered you to be more than just my nephew, but in the end, and this is the end, you are a disgrace to your bloodline.
Her zaman bana bir yeğenden daha yakın olduğunu düşündüm. Ama sona geldiğimizde soyunun utanç kaynağı oldun.
They can save us all from the toy I'm building for my nephew.
Yeğenim için yaptığım oyuncaktan bizi kurtarabilirler.
What do you hear from my nephew?
Yeğenimden bir haber var mı?
- My nephew.
- Kuzenim.
HE'S NOT MY NEPHEW. HE WAS MY PATIENT. SORRY, DID YOU SAY, "PATIENT"?
O benim yeğenim değil, benim hastamdı afedersiniz, acaba hasta mı dediniz?
You have not answered my nephew's letters.
Yeğenimin mektuplarını cevaplamamışsın.
"I stupidly left it in my nephew's stroller a few feet away."
Bekle, buraya gel! Çünkü yeğenimin bir kaç metre ötedeki, pusetin içinde bırakmıştım.
We're getting out of here now, and then I'm trading you for my nephew.
Buradan çıkıyoruz ve seni yeğenimle takas ediyorum.
Your son is my nephew, and there's nothing i wouldn't do for him.
Oğlun benim yeğenim, ve benim onun için yapamayacağım şey yok
My nephew's life depends on this working.
Yeğenimin hayatı bunun işe yaramasın bağlı.
My nephew mentioned a bank
O geldi aklıma.
I found my sister and my nephew's bodies.
Kız kardeşimin ve kuzenimin cesetlerini ben buldum.
Send my love to my nephew.
Yeğenime sevgilerimi ilet.
And my nephew will come?
Yeğenim gelecek mi?
tell my nephew what is being done to me here!
İsa ve tüm kutsal şeyler aşkına, yeğenime, bana burada yapılanları anlatın!
I know also your malice against my nephew the emperor.
Yeğenime karşı da hep kötü niyetli oldun.
Well, yes, since my nephew austin is benjamin's biological father, that makes me benjy's great-aunt- - a term I don't exactly love, but it's better than "grandma," which is what you are.
Evet, yeğenim Austin Benjamin'in biyolojik babası olduğuna göre, ben de Benjy'nin büyük teyzesi oluyorum.. Hiç hoşlanmadığım bir terim, ama yine de, senin gibi büyükanne olmaktan iyidir.
Please move. - And you call yourself my nephew.
- Ve kendini yeğenim mi sanıyorsun?
My nephew is becoming a real tribesman!
Yeğenim gerçek bir otağ adamı olmuş.
My nephew!
Yeğenim benim!
I finally talked my nephew into singing us a song!
En sonunda yeğenimi bize şarkı söylemesi için ikna ettim /
This year, the Final Jam winner will not only get a Camp Rock trophy and a big one, I might add, he or she is gonna get a sweet prize, a chance to record with my nephew, pop star Shane Gray!
Bu sene, kazanan sadece ödül almayacak, hem de büyük bir tane, yeğenim Shane Gray ile kayıt yapma şansını yakalayacak!
My nephew, Carlos, has, uh how we say, taken over the family business.
Yeğenim Carlos, nasıl desem, baba mesleğini o devraldı.
My nephew, he's a thief and a liar.
Yeğenim, hırsızın ve yalancının tekidir.
My nephew has taken over the business.
İşleri yeğenim devraldı.
He's my nephew.
Yeğenim.
My nephew, my sister's kid.
Yeğenim, kız kardeşimin çocuğu.
And take my nephew, he might learn something.
Yeğenimi de al o da bişeyler öğrensin
Search my nephew.
Yeğenimi almaya.
He's my nephew.
O benim yeğenim.
I transferred all my business affairs over to my nephew.
Tüm işlerimi yeğenime devrettim.
Trife, the yout you killed... was my nephew.
Öldürdüğün genç Trife, benim yeğenimdi.
I'll always be grateful to him because he diagnosed my nephew's cancer.
Ona hep minnettar olacağım. Çünkü yeğenime kanser teşhisi koydu.
The Russians for sure, my nephew has Just come from Erzurum...
Ruslar elde bir de, benim yeğen Erzurum'dan geldi hocam...
- Yes! He near ruined the life of my nephew.
Neredeyse yeğenimin hayatını mahvediyordu.
- And what is my nephew up to?
- Yeğenim neler yapıyor?
Veysel's my nephew!
Veysel benim yeğenim!
YOUR NEPHEW GABRIEL LAWRENCE APPLIED FOR A JOB HERE IN MY BUILDING, SO I WANTED TO CALL AND ASK YOU SOME QUESTIONS,
Yeğeniniz Gabriel Lawrance bana bir iş başvurusunda bulundu ben de size onun hakkında bir kaç soru sormak istedim
You've always been my favourite nephew, Sam.
Sen hep en sevdiğim oldun, Sam.
You've always been my favourite nephew, Sam.
Sen hep benim en sevdiğim yeğenim oldun, Sam.
No one's ever broken out of this place before, let alone with a week to plan it, so... you tell these people, whoever it is that took sara and my nephew... you tell them I get it, and I'm going to do everything I can.
Buradan daha önce kaçabilen olmamış. Bir haftalık süre çok yetersiz. Yani...
He sent his idiot nephew and jason molinaro to my father-in-law's store.
O beyinsiz yeğeniyle Jason Molinaro'yu kayınpederin dükkânına yollamış.
But listen, allow me to express my condolences regarding your nephew.
Dinle, yeğenin için başsağlığı dileklerimi kabul et.
Your nephew's widow, she get my flowers?
Yeğeninin karısına çiçek yollamıştım, Almış mı?
Are you gonna give a stag party for my favorite nephew?
Yeğenime bekârlığa veda partisi düzenliyor musunuz?
It would, but... is the nephew of my wife.
Olurdu ama eşim buna üzülür
I'd just prefer if my future niece or nephew didn't become flatulent every time they ate an eskimo pie.
Sadece gelecekteki erkek ya da kız yeğenlerimin her Eskimo çöreği yediklerinde gaz çıkarmamalarını tercih ederim.
Your attention... Ladies and gentlemen dressed as women, Let me show you my favorite nephew.
Bayanlar, baylar ve erkek gibi giyinmiş olanlar size sevdiğim yeğenimi tanıştırayım.
My three-year-old nephew can speak it and he's an idiot.
Üç yaşındaki yeğenim bile öğrendi ki o da aptaldır.