English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ M ] / My phone

My phone Çeviri Türkçe

10,308 parallel translation
Of course I am, though my ankle, some ribs and my phone screen are all busted.
Tabii ki yaşıyorum. Ayak bileğim, kaburgalarım ve telefon ekranım mahvolsa da.
Where's my phone?
Telefonum nerede?
I don't have my phone.
Telefonum yanımda yok.
I forgot my phone.
Telefonumu unutmuşum.
Mm-hmm? I think maybe my phone isn't working right,'cause guys don't send me pictures of their junk on it.
Telefonum bozuk galiba çünkü erkekler bana aletlerinin fotoğrafını göndermiyor.
I can plug my phone in and play some stuff?
Telefonu takıp, müzik çalarım.
And to show you how naive I was, at that time, I still had my phone listed in the phone book, and my address, and it was all...
Ne kadar saf olduğumun bir kanıtı da o sırada telefon rehberinde hala telefon numaramın, adresimin falan yer almasıydı.
This is my phone!
Lan bu benim telefonum!
Oh, my bad. My phone is charging in my room.
- Telefonum odamda şarjdaydı ya.
I'm away from my phone right now, so please leave a message.
Telefona bakamıyorum, lütfen mesaj bırakın.
Well, it's private because it is on my phone, okay?
O özel çünkü benim telefonumda, tamam mı?
'Cause she's still not returning my phone calls.
Telefonlarıma halen cevap vermiyor.
Forgot my phone.
Telefonumu unutmuşum.
So my phone got stolen.
Telefonum çalındı.
Yeah, well, you-you're not returning my phone calls, my-my emails, my-my text messages...
Telefonlarıma cevap vermiyorsun, e mail'larıma da, mesajlarıma da...
But if you're too big-time to take Teddy Pendergrass'phone call, how I know what you'll do with my phone calls?
Ama eğer Teddy Pendergrass'le konuşamayacak kadar üstünsen ben aradığımda ne yapacaksın?
That's my phone!
O benim telefonum!
Will you just give me my phone back?
Telefonumu geri verecek misin?
I'm gonna get my phone.
Telefonumu alacağım.
- Just gonna get my phone. - Ah!
Telefonumu alacağım.
I'm at this bluegrass festival in Cooperstown, and my phone died.
Cooperstown'da bir festivaldeyim ve şarjım bitti.
My phone...
Telefonum.
I just showed people the photo on my phone.
Sadece birkaç kişiye telefonumdaki fotoğrafı gösterdim.
I left my phone in the car.
Telefonumu arabada unutmuşum.
Now, I prefer to use my phone but there is voice activation.
Şimdi, telefonumu kullanmayı tercih ediyorum, ancak sesli uyarlama var.
Man, I told you, my phone was broken.
Dostum, söylemiştim ya, telefonum bozulmuştu.
I actually think Carla may have booty texted you off my phone.
Galiba telefonumdan popo mesajı atan kişi Carla'ydı.
Alinta, can you get my phone, please?
Alinta, telefonumu getirebilir misin lütfen?
He has to because I can't'cause my phone's almost out of credit.
Aramak zorunda çünkü telefonumun kontörü neredeyse bitmek üzere.
Where's my phone, you Hairy bitch?
Telefonum nerede tüylü kaltak?
She's got my phone.
- Telefonumu almış.
I can't turn my phone all the way off.
Telefonumu tamamen kapatamam.
Hey, Deej, in the spirit of honesty, um... I lost my phone in your baby's diaper and I butt-answered your call.
Deej, dürüstlük ruhuyla... telefonumu bebeğinin bezinde kaybettim ve aramanı kıçından yanıtladım.
And I leave my phone here because my mom tracks me.
Telefonumu da bırakayım çünkü annem beni izliyor.
So I can get a signal on my phone and I can call the police.
Böylece telefonun çektiği bir yer bulup polisi arayabilirim.
My phone's about to die and I just wanna tell you that I love you.
Şarjım bitmek üzere ve sana seni sevdiğimi söylemek istiyorum.
They were all cutting me with their eyes'cause my clothes weren't all this and that and my phone's jacked.
Gözleriyle beni kesiyorlardı çünkü giysilerim bu kadar değildi ve benim telefonun fişi.
- Five stars if you hit it. - Dude, give me my phone.
- Gazı köklersen 5 yıldızı kaparsın.
- I'm tracking my son's phone.
- Oğlumun telefonunu izliyorum.
I really do, so why am I always on the phone, getting dumped, crying my eyes out like an idiot?
Gerçekten öyle, öyleyse neden her zaman telefonda terkedilip gözlerim şişene kadar aptal gibi ağlıyorum.
You asked for my mom's phone number.
- Annemin telefon numarasını istemiştin.
So who should i call next to tell my story? I'm not cleaning till you get off the phone, nicole.
Hikayemi anlatmak için şimdi kimi aramalıyım?
Find My Friends says your phone is in an abandoned church on Deighton.
Arkadaşımı Bul uygulaması telefonunun Deighton'da terk edilmiş bir kilisede olduğunu söylüyor.
Call me back on my cell phone, um... or text me, either way.
beni cepten ararsın. ya da mesaj atarsın, fark etmez.
Once all that stuff is done, if you have any questions, just either shoot me an email, or call me on my cell phone.
Tüm bunlar bittikten sonra, sorun varsa, ya bana mail at ya da cepten ara.
- Do I need my cell phone?
- Herkes hazır mı?
And, of course, my cell phone is in my purse and my purse is inside the house and my keys to the house are inside my purse.
Cep telefonum çantamın içinde, Çantam evde kaldı, Evin anahtarları da çantamdaydı.
I'd throw on my dress, but your roommate tore it in half like a phone book.
Muhtemelen üstlerine kusardım ama ev arkadaşın onları telefon rehberi gibi ikiye böldü.
It's... it's 10 hours, and if I could just use your bathroom and your phone, call my wife, let her know I'm safe,
10 saat oldu. Tuvaletini ve telefonunu kullanıp karıma iyi olduğumu söyleyebilirsem çok minnettar olurum.
I have a cell phone between my tits and keys in my twat.
Göğüslerimin arasında bir cep telefonu var ve kıçımda da anahtarlar.
I gave my kid $ 10 and a cell phone and I dropped him off at Arby's.
Çocuuğuma 10 dolar ve bir telefon verdim Sonra da Arby'ye bıraktım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]