Need to know Çeviri Türkçe
23,239 parallel translation
First, I need to know that I can trust you.
Önce sana güvenebilirmiyim onu bilmem gerek.
And I need to know that won't interfere with things.
Ve bunun bir şeye etki etmeyeceğini bilmem lazım.
I need to know what you are willing to do for me.
Benim için nereye kadar gidebileceğini bilmem gerek.
I need to know that you are willing to kill for me, Thomas.
Benim için öldürebileceğini bilmem gerek, Thomas.
But I need to know that everything isn't gonna always be about our weight.
Ama bilmek istediğim bir şey var, hayatımızda her zaman kilolarımız mı olacak? Pekela?
But you need to know that there is travel required.
Ama öncelikle bilmen gereken şey seyahat zorunluluğun olduğu.
I need to know what happens with Kitty and Simon and Bug.
Kitty'ye, Simon'a ve Bug'a ne olduğunu bilmem gerek.
But you need to know this.
Ama şunu bilmen lazım.
If you're having problems, I need to know.
Sorunların varsa, bilmem gerekiyor.
I need to know what you're thinking.
Ne düşündüğünü bilmem lazım.
Everything you need to know is in this book.
Bilmen gereken her şey bu kitapta var.
Chuck, the greatest act of terrorism since 9 / 11 was just perpetrated on our soil, and I need to know what happened.
Chuck, 11 Eylül'den sonra topraklarımızdaki en büyük terörist saldırı gerçekleşti ne olduğunu bilmeliyim.
Why don't you take a break from deciding what the police need to know and just tell us everything?
Neden polisin bilmesi gereken şeylere karar vermeyi bırakıp bize her şeyi anlatmıyorsunuz?
I need to know that you're willing to kill for me.
Benim için öldürmeye hazır mısın bilmeliyim.
All I need to know is :
Bilmem gereken şeyler :
You don't need to know all of the details. It's okay.
- Bütün detayları bimene gerek yok.
I want to find every single person involved in this attack from planning to execution and rip them limb from limb, which is why I need to know exactly who did this.
Planlanmasından uygulanmasına kadar bu saldırıda kimin parmağı varsa bulmak, sonra da.. ... onları lime lime etmek istiyorum. Bundan dolayı kimin sorumlu olduğunu kesin bilmeliyim.
I need to know what my legal options are right now.
Hukuksal seçeneklerim neler, bilmek istiyorum.
I just need to know what Lena knows.
- Lena'nın bildiklerini öğrenmeliyim.
If it's Nightingale, I need to know everything.
Eğer öyleyse, her şeyi bilmem gerek.
I need to know that you're taking this seriously.
Bunu ciddiye alıp almadığını bilmeliyim.
Doesn't that tell you everything you need to know?
Bu size yetmiyor mu? Lisa'ya sorun.
I need to know for sure!
- Yap şunu!
I need to know what happened back there.
Orada ne olduğunu bilmem lazım.
On a strictly confidential basis, I need to know myself : can Kurtwell blackmail you in any way?
Gizli kalmak kaydıyla ama benim bilmem gerekiyor Kurtwell size herhangi bir şekilde şantaj yapabilir mi?
We need to know who made this I.D.
Bu kimliği kimin yaptığını öğrenmemiz gerek.
Son, I need to know when exactly Marcus left here.
Oğlum, Marcus buradan tam olarak ne zaman gitti bilmem lazım.
I really need to know what this little guy is.
Bu küçük adamın ne olduğunu bilmem gerek.
Anything that you need to know or the patient wants to know is available at any time.
Hasta hakkında bilmek istediğin ya da hastanın bilmek istediği her şey elinin altında.
I need to know whether you're gonna take the job.
İşi alıp almayacağını öğrenmem gerek.
And if he's coming over, I need to know about it ahead of time!
Ve eğer gelirse, gelmeden önce haberim olacak!
- Because I need to know!
- Çünkü bilmeliyim!
I need to know if what my father is telling me is right.
Babamın bana söylediklerinin doğru olup olmadığını bilmek istiyorum.
We need to know what is going on.
Neler olduğunu bilmemiz gerekiyor.
'Cause people need to know that she's an even bigger fraud than Robert Baden Powell, the founder of the Boy Scouts.
Çünkü insanların, onun Boy Scouts'ın kurucusu Robert Baden Powell'dan daha büyük bir sahtekâr olduğunu bilmesi lazım.
That means one day, I'm gonna come to you and ask for a favor. But I need to know something.
Yani bir gün ben de senden bir iyilik isteyeceğim ama bir şeyi bilmem gerek.
I need to know that you're gonna say yes when that day comes.
O gün geldiğinde "tamam" diyebileceğini bilmem gerek.
You know, I need to...
Biliyorsun benim...
Do you know how many pools need to stay sparkling clean?
Temiz olması gereken kaç havuz var biliyor musunuz?
You know, they need to see I really want it.
Biliyorsun, gerçekten istekli olduğumu görmeleri gerekiyor.
I need you to know that I cannot do this without you.
Bunu sensiz yapamayacağımı bilmeni istiyorum.
I need you to know that I want that, too. - What?
Bilin ki, ben de istiyorum.
I need you to know that words could never express how sorry I am for your loss.
Kaybınız için ne kadar üzgün olduğumu anlatmaya kelimeler yetmez.
Uh, listen, take your car to, you know, wherever you need to take it to get it repaired.
Baksanıza, arabanızı tamir ettirebileceğiniz bir yere götürün.
I know you don't wanna hear this... but you really, really need to, Jules.
Bunu duymak istemediğini biliyorum ama gerçekten duyman gerek, Jules.
You know, if you and your friends go out, you need to be careful, please. I'm...
Biliyorsun, eğer sen ve arkadaşların dışarı çıkarsanız, dikkatli olmalısınız, lütfen.
Hey, you know that futon you said I need to get?
Almam gerektiğini söylediğin şu şilte vardı ya niye şu an gidip almıyoruz?
We need to let everyone know.
Herkese haber vermeliyiz.
You know, as much as I enjoy you both sitting there with your mouths shut, you two need to bury the hatchet and...
Bilirsiniz ne kadar ikinizin bu şekilde çeneleriniz kapalı oturmasına... bayılsam da aranızdaki sorunları çözmelisiniz... Bunu söyleyeceğime inanamıyorum... eski belalı haliniza dönmelisiniz. Ve...
A lot has changed recently at work, and I need to get my head straight, and I don't know if I'm gonna be able to do that while I'm living here.
İşim son zamanlarda çok değişti ve artık başımı dik tutmam gerek ve burada yaşarken bunu başarabileceğime inanmıyorum.
I don't need 48 hours to know something's happened.
Bir şeyler olduğunu anlamak için 48 saat geçmesine gerek yok.
need to 17
need to talk to you 16
need to talk 21
to know 22
know 759
knowing 61
knows 86
known 107
knowledge 78
knowles 44
need to talk to you 16
need to talk 21
to know 22
know 759
knowing 61
knows 86
known 107
knowledge 78
knowles 44
knowledge is power 34
know your place 28
know your enemy 19
know thyself 21
know why 81
know what i'm saying 125
know it 54
known what 18
know what i'm sayin 29
know what 656
know your place 28
know your enemy 19
know thyself 21
know why 81
know what i'm saying 125
know it 54
known what 18
know what i'm sayin 29
know what 656