English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ N ] / Never again

Never again Çeviri Türkçe

21,948 parallel translation
Most of my CI's, once they got me their six busts, I never see them again.
Muhbirlerimin çoğu altı tutuklama işlerini yaptı ve onları bir daha hiç görmedim.
I am never swimming there again.
Denizaltı konusunu resmen kapattım!
When a self-driving car makes a mistake automatically all the other cars know about it, including all future unborn cars, will never make that same mistake again.
Kendi kendine giden bir araba hata yapınca daha doğmamış olanlar dahil diğer arabalar bunu öğrenir ve aynı şey bir daha olmaz.
If you never believe anything I say again, believe that.
Başka hiçbir şeye inanmasan da buna inan.
You'll never have to worry about me again.
Benim için bir daha endişelenmene gerek kalmayacak.
In the'60s, he was around in the music scene until he suddenly vanished and disappeared, never to be seen again.
60'larda müzik piyasasının içindeymiş ta ki bir daha ortaya çıkmadan, kaybolana kadar.
Yeah, that's true, but... after this I'll never have to hurt anyone again.
Evet, bu doğru, ama... bundan sonra bir daha kimseyi incitmem gerekmeyecek.
But what about the haunting thought that I'll never see my daughter again.
Peki ya kızımı bir daha göremeyeceğim düşüncesi ne olacak?
I never thought I'd see you again.
Seni tekrar göremeyeceğimi sanmıştım.
I could never live in the city again.
Tekrar şehirde yaşayamam.
Such behaviour in a gentleman is quite insupportable and it will never happen again.
Bu tarz bir hareket bir centilmene yakışmaz ve bir daha asla yaşanmayacak.
And then you need never, ever be that late again.
Ve bir daha asla ama asla geç kalmayacaksın.
I'm looking into the burner cell you gave me, and hopefully, for all our sakes, it leads to something that can end this whole damn thing, and I never have to see you again.
Bana verdiğin kullan-at telefona bakıyorum umuyorum ki, hepimizin selameti için her şeye noktayı koyacak bir şeye götürür o telefon bizi ve seni tekrar görmek zorunda kalmam.
One word about our little arrangement to ETU, and you will never see Abby again.
Anlaşmamızla ilgli ETU'ya tek kelime edersen... Abby'i bir daha asla göremezsin.
- I'll never be happy again.
Bir daha asla mutlu olamayacağım.
Never question your mother like that again.
Sakın bir daha anneni böyle sorgulamaya kalkma.
I'll see to it that you're never received by the society of this city again.
Bir daha asla bu şehrin sosyetisine kabul edilmeyeceksin benim sayemde.
The Albizzi must never challenge us again.
Albizzi ailesi bize bir daha asla meydan okuyamamalı.
You'll never have to worry about me again.
Bir daha benim için endişelenmek zorunda kalmayacaksın.
Not great, but... Good enough to make sure you never call me that again.
Harika değil ama bana bir daha onu dedirtmeyecek kadar iyiyim.
And I'll never let that happen again.
Bunun bir daha olmasına izin vermeyeceğim.
I thought... If Damon desiccates until Elena wakes up, I'll never see him again.
Düşündüm ki eğer Damon, Elena uyanana kadar kendini kurutursa onu bir daha asla göremem.
And I'm not okay with never seeing you my best friend, ever again.
Ve seni, en yakın arkadaşımı bir daha görmemeyi de kabullenmiyorum.
I never want to hear the name "Stefan Salvatore" ever again.
Bir daha asla Stefan Salvatore ismini duymak istemiyorum.
Now I never see you again, right?
Artık seni görmeyeceğim değil mi?
- If she loses her job because of me, she... she's still never gonna want to see me again.
Benim yüzümden işini kaybederse, beni bir daha asla görmek istemeyecek.
I have to admit, without the help of the Purrgil, we never would have gotten off the ground again.
Kabul etmeliyim ki Purrgil olmadan bir daha asla yerden havalanamazdık.
Thought I'd never get out of bed again.
Yataktan bir daha çıkamayacağım sanmıştım.
Make sure I never see him again.
Onu bir daha görmeyeyim.
Could never jerk his dick off right again.
Bir daha asla doğru düzgün çavuşu tokatlayamadı.
You shoot me, you'll never see that truck again.
Beni vurursanız o kamyonu bir daha göremezsiniz.
You shoot me, you'll never see that truck again.
Beni öldürürsen kamyonu Bir daha göremezsin.
You better hope we never solve this case, so you don't have to go home again.
Olayı çözmemiz için dua etsen iyi olur, böylece eve gitmek zorunda kalmazsın.
And then Regina will never let me see her again.
Regina kızımı görmeme bir daha asla izin vermez.
Probably never gonna see one of these again.
Büyük olasılıkla bir daha göremeyeceksiniz. - Ters olan- -
I never heard from her again.
Bir daha haber almadım.
I'm gonna set you up with a sweet cloud service so that this never happens to you again.
Böylece bir daha bu tarz problemler yaşamayacaksın.
Okay, I'm never telling you where I'm at again.
Pekâlâ, bir daha sana nerede olduğumu söylemiyorum.
I'm never taking a bath again!
- Bir daha asla banyo yapmayacağım!
And you'll probably never see Kim again.
Ayrıca muhtemelen Kim'i bir daha göremeyeceksin.
Never gonna see her again.
Onu bir daha asla göremeyeceğim.
Wyatt never spoke of Jack again, but I know he was the one that haunted him the most.
Wyatt bir daha Jack hakkında konuşmadı ama biliyorum ki onu en çok rahatsız eden kişi oydu.
And then camp was over the next day, and I never saw him again.
Sonra ertesi gün kamp sona erdi ve onu bir daha hiç görmedim.
I need to know exactly what went wrong so I can make sure it never happens again.
Bu açığın nereden kaynaklandığını öğrenip, tekrarlanmamasını sağlamamız gerekiyor.
If not, you'll never have access to this office again.
Aksi taktirde bir daha bu ofise asla adım atamazsın.
If innocent people die because you didn't speak... you're never gonna see the daylight again.
Konuşmadığın için masum insanlar ölürse bir daha güneşi göremezsin.
I swear I'm never gonna gamble again.
Yemin ederim bir daha kumar oynamayacağım.
While Patrick was recovering in the hospital, the mother left a good-bye note on the kitchen table and was never heard from again.
Patrick hastanede tedavi görürken annesi mutfak masasına veda notu bırakıp ortadan kaybolmuş.
And he never has to work again, and he never even believed in those pants.
Adam bir daha hiç çalışmak zorunda kalmadı. Üstelik yoga kıyafetlerini hiç sevmezdi.
Now I never see you again, right?
Şimdi sağ, bir daha asla göremeyeceğim ı?
You'll never see her again.
Eğer onu tekrar görmek asla.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]