No one's home Çeviri Türkçe
357 parallel translation
Guess there's no one home.
Herhalde evde yoklar.
That's no way to talk to your loved one... when he comes home to you from the brink of the grave.
İnsan ölümün eşiğinden dönüp eve gelen sevgilisiyle böyle mi konuşur hiç.
No one's making you go home.
Kimsenin seni bir yere yolladığı yok.
Well, no matter how fascinating distant places are, there's always someone at home one misses, isn't there?
Ne kadar muhteşem yerlere gidersek gidelim, evde daima özlediğimiz biri vardır, değil mi?
There's no one home.
- Evde kimse yok.
[Chuckles] They say no home's complete without one.
- Ev, onsuz tamam olmaz derler.
There's no one home.
Evde kimse yok.
No one's home.
Evde kimse yoktu.
No one's home.
Burada kimse yok.
No one's home.
Evde kimse yok.
I'm afraid there's no one at home.
Sanırım evde kimse yok.
No one would steal from the old man but it's better to take the sail and lines home as the dew was bad for them.
Kimse ihtiyar adamın bir şeyini çalacak değildi. Yine de çiğ zarar vereceğinden yelkeni ve ağır misinaları eve götürmek iyi olacaktı.
Well, she stopped for a minute when I called to her, and then she said, "There's no one home. There's no one home at all."
Seslendiğimde bir an durdu, sonra dedi ki, "evde kimse yok, hiç kimse yok."
You know I'm beginning to think no one's very happy I came home again.
Biliyor musun, eve dönüşüme sevinmediğinizi düşünmeye başlıyorum.
Don Vincenzo, no one's home!
Don Vincenzo, evde kimse yok!
No one's home?
Evde kimse yok mu?
The front door's locked and the windows too. Aye, no one could possibly break into our snug little home.
Küçük ve güvenli evimize hiç kimse giremez herhalde.
I phoned and no one's home, they're surely on their way.
Yolda olmalılar.
No one's at home.
Evde kimse var mı?
I'm very sorry, sir. There's no one at home.
Kusura bakmayın, efendim.
I don't understand why there's no-one home here.
Herkes nereye kayboldu, anlamıyorum!
And there's no one at home, so can you call later and tell my parents we'll be in -
Hayır, yoldayız. Ama evde kimse yok sen sonra ailemi arayıp haber verebilirsin.
Also, there's no one home.
Ayrıca evde kimse yok.
I get what I need from home when there's no one there.
Evde kimse olmadığında ihtiyacım olanı alıyorum.
There's no one at home to look after him.
Evde ona bakacak kimse yoktu.
There's no one home.
Orada kimse yok.
- Clearly there's no one at home.
- Belli ki içeride kimse yok.
Also spoke with someone at home a voice no one could hear.
O sırada evde bulunan biriyle başkalarının duyamayacağı şekilde konuştu.
Like going back to the house you grew up in, but no one's home.
Aynı büyüdüğün eve geri dönüp, orada kimseyi bulamamak gibiydi.
No party, kid. There's no one home.
- Parti değil evlat, binada kimse yok.
- There's probably no one home.
- Evde kimse yok galiba. - İçeri gir.
Maybe no one's home.
Belki evde kimse yoktur.
Let no one in this kingdom sleep until she's safe at home.
O eve dönene dek krallıkta kimse uyumasın.
It's maybe no accident... that the Amway business, for one, is in aid of Michigan... offering anybody, for very little money, a chance to start earning dollars... having their own store in their home.
Amway şirketinin Michigan'a yardım ettiği, insanlara çok küçük yatırımlarla büyük paralar kazanma ve evlerini dükkânları olarak kullanabilme şansı sunması bir rastlantı olamaz.
No one's home.
Evde kimse yok. - Mary hariç.
No one should be without a home in the 1990's.
1990'da hiç kimse evsiz olmamalı.
But no one's been escorted home before
Ama kimse evine bırakılmamıştı.
I thought I'd call, but no one's home.
Zili çalacaktım ama anlaşılan ev boş.
The lights are on but no one's home.
İşinin başında, ama aklı başında değil.
No one's taken me home since the first grade.
İlkokuldan beri kimse beni eve götürmemişti.
No One's Home.
Evde kimse yok.
A ruthless intruder brok e into his shabby home in search of loot but instead found one brave shoe salesman who, for all of us, finally said, "No more."
Acımasız bir hırsız, sefil evine değerli eşya bulmak için zorla girdi. Ama onun yerine cesur bir ayakkabı satıcısı buldu. Sonunda hepimiz için, artık soyulmak yok diyen adam.
No one's forcing us to invest in this country, we can just pack up and go home.
O benim kuzenim ama uzaktan, çok uzaktan. Kimse bizi, bu ülkede yatırım yapmaya zorlamıyor.
There's no one home.
Evde kimse yok ki.
Back home no one's heard of Sarajevo but they all know me.
Hadi oradan dostum, kimse Srajevoyu bilmiyor, ama herkes beni tanıyor.
At Rayanne's house, no one was home,
Rayeanne'lerin evinde kimse yoktu.
- She's not home. No one is.
- Burada değil, evde hiç kimse yok.
But there is no one named, Ajay in Mr. Saxon's home.
Ama Bay Saxena'nın evinde Ajay diye biri yok.
There's no one back home who's going to care one way or another whether I'm alive.
Hayatta olup, olmadığım veya eve geri dönüp, dönemeyeceğim konusunda endişelenen hiç kimse yok.
No one's home
"Kimse cevap vermez"
No one's gonna drive me outta my home.
Kimse beni yurdumdan kovamaz.
no one's coming 31
no one's stopping you 29
no one's safe 16
no one's here 81
no one's gonna hurt you 33
no one's going to hurt you 20
no one's gonna die 16
no one's going anywhere 44
no one's answering 16
no one's 28
no one's stopping you 29
no one's safe 16
no one's here 81
no one's gonna hurt you 33
no one's going to hurt you 20
no one's gonna die 16
no one's going anywhere 44
no one's answering 16
no one's 28
no one's there 25
no one's seen him 26
home 1821
homer 1748
homes 211
homework 149
homeland 50
homey 175
homecoming 21
homemade 43
no one's seen him 26
home 1821
homer 1748
homes 211
homework 149
homeland 50
homey 175
homecoming 21
homemade 43
homeless 99
homesick 24
home sweet home 121
homeboy 89
homer simpson 114
home invasion 31
home mom 34
home run 51
home at last 16
home again 38
homesick 24
home sweet home 121
homeboy 89
homer simpson 114
home invasion 31
home mom 34
home run 51
home at last 16
home again 38