Not that i care Çeviri Türkçe
694 parallel translation
Not that I care, but what kind of a line could he have that would impress you?
Bana göre hava hoş, ama seni etkileyecek ne söylemiş olabilir ki?
Not that I care, but who's this guy Pindar?
Sana hiç sormamıştım. Çünkü aslında umurumda bile değildi. Ama nedir bu Pindar, Allah aşkına?
Not that I care how I look, but out of respect for her.
Nasıl göründüğüm önemli değil, ama ona saygısız biri gibi göründüm.
Not that I care about him, but I'd be better off that way.
Onu düşündüğümden değil, ama bu benim için daha iyi. Ya ben?
Not that I care what they think.
Ne düşündükleri umurumda değil.
Not that I care for success, but I don't want another failure.
Başarı önemli değil ama başarısızlık istemiyorum.
Not that I care much.
Bu pek de umrumda değil.
Not that I care.
Umursadığım o değil.
Not that I care if you have.
Getirdiysen umurumda değil.
Not that I care.
Umursadığımdan değil.
Not that I care for him.
Bu onunla ilgilendiğim anlamına gelmesin.
If you get this cineplex off the ground, not that I care, I will own 75 % of the concessions... and 100 % of the vending machines.
Kompleksi kurabilirsen, hiç ipimde değil tabii ki, büfe gelirlerinin % 75'ini ve otomatların % 100'ünü alırım.
Not that I care. I'm glad that you asked that, Dad, because I'm not being all I can be.
Klüp Bud artık açılmıştır.
I'm such an odd freak that even if you ignore me and not take care of me...
- Dooly mi? Kayıtsızca ihmal edeceğin tuhaf biri de olsam iyi yaşayıp büyüyeceğim.
I don't care... whether that man is sitting there or not.
Bu yüzden onları uygula. Ben hala şurada oturan adamı görüp görmemeni umursamıyorum.
How very witty But I don't care for all that at all, not at all
Ne kadar da komik ama hiç hoşuma gitmiyor bunlar, hem de hiç.
I don't care whether we get that contract or not.
Sözleşme umurumda değil.
Well, I feel pity, not for you, but to those closest to you, all those you care about, and that you've sacrificed.
Sana değil, yakınlarına acıyorum ; bütün o değer verdiklerine, o feda ettiklerine.
You know, it's going to seem funny. I don't care whether it's a boy or a girl. Not that much.
Biraz komik olacak ama kız ya da erkek olması hiç önemli değil.
- I don't care whether you do or not. I believe that.
- İnanıp inanmaman umurumda değil.
Most parents nowadays don't seem to care what sort of people their children go around with, but I'm not like that.
Bugünlerde insanlar çocuklarının kimlerle görüştüğüne aldırmıyor ama ben öyle değilim.
I don't care if I killed him or not, for all that matters.
Onu öldürdüm mü öldürmedim mi anlamadım. Önemli olan da bu.
Not that I really care about such things...
Böyle şeylere önem verdiğimden değil ama...
I do not care who you are or what you are or what they may say about you, but I want to hear from your own lips that you are not a traitor, that you would not lead these people in revolt against me.
Kim olduğun ya da ne olduğuna aldırmıyorum... ama hain olmadığını ve bu insanları bana karşı ayaklandırmayacağını kendi dudaklarından işitmek istiyorum.
I don't care whether you hate my guts or not, that's beside the point.
Bak, benden nefret etsen de umurumda değil.
I know that due to our humble condition human justice will not care for us.
Bizim gösterişsiz durumumuza bağlı olarak insanların adaletinin bizi umursamayacağını biliyorum.
But that's not really why I care.
Ama bu yapacaklarımı değiştirmez.
I don't care about that old car, not now.
O eski araba şu an umurumda değil.
I'll take care of everything. That's not helping him!
Bunların başımıza gelmesini kim istediyse hepsine lanet olsun!
Tom, I maintain that in order to get the information that you want, we should get somebody that not only nobody knows, but someone that couldn't care less about our problems or anybody else's.
Tom, istediğin bilgiyi elde etmek için, sadece kimsenin tanımadığı birini olması dışında, bizim veya başkalarının sorunlarına duyarsız olmayacak biri gerekli.
So is the fact that an unmarried girl by the name of Holly Jones lives with the Kwimpers in a relationship that I would not care to explore.
Dahası, Kwimperlar mahallelerinde bir kumar tesisi kurmaları için tanınmış iki gangsteri cesaretlendirdiler.
I don't even care if you're not altogether sincere in that statement, WaIter...
Kamera nasıl yalan söyleyeceğini bilmiyor. Ekran temiz bir ayna.
Well, I hope I'm never like that, pretending not to care.
Umarım ben de öyle olmam, umursamıyormuş gibi davranmam.
Yes, that I'm not capable of taking care of myself, eh?
Ben kendi başımın çaresine bakamıyor muyum?
Yesterday, when the note came, I realized I didn't care about anything, and that means I'm just like my stepmother.
Dün, not geldiğinde, benim için hiçbir şeyin önemli olmadığını farkettim, demek ki üvey annemden hiçbir farkım yok.
Madam, if you do not care to get snowed in... I suggest that you hitch up your wagon and head for Dodge.
Bayan, eğer karlı hava seni ilgilendirmiyorsa sana önerim arabaya atları bağla ve Dodge yolunu tut.
I would say, captain, that M-5 is not only capable of taking care of this ship, it is also capable of taking care of itself.
M-5 sadece gemiye değil, kendisine de bakma yeteneğine sahip.
Please inform him that I do not care to drink with him... or any other Russian son of a bitch.
Ona söyleyin, ne onunla ne de başka bir Rus pisliğiyle içmeyeceğim.
I'm not gonna go cornball on ya or give ya any big speeches or anything like that... but I'll tell you right now, just as sure as God made little green apples... you play like that this coming Friday night... and you're gonna lose if you don't care.
Size aptalca şeyler anlatıp nutuk çekecek değilim... ama size şunu söylüyorum, Tanrı'nın küçük yeşil elmaları yaptığı... kadar eminim ki eğer gelecek Cuma akşamı... eğer umursamazsanız kaybedeceksiniz.
I can take care of myself. Every day I see them carry in people who can take care of themselves. - I'm not gonna let that happen to you.
Sadece... tüm eğitimini bir kenara atıyorsun.
I will not have it insinuated that I was in any way remiss in taking care of Tomlin Dudek.
Tomlin Dudek'in bakımından herhangi bir ihmalim bulunduğu dokundurmasını kabul etmeyeceğim.
I don't care as long as it's not contracts. I hate that son of a bitch Kingsfield.
"Sözleşmeler" olmadığı sürece umurumda değil... o, orospu çocuğu Kingsfield'den nefret ediyorum...
Just that... it may seem to you boys like a hard way to make the papers, but I'm not ashamed of robbing that train, of blowing bridges, sticking up banks, or for my careless devil-may-care gunplay.
Sadece şu ; sizin için bu söyleyeceklerim işi zorlaştırmak gibi gelebilir, fakat tren soymaktan utanç duymuyorum. köprüleri patlatmaktan, bankalara musallat olmaktan veya o yana bu yana ateş etmekten de!
It's not that I don't care.
Umursamadığımı düşünmeyin.
I'm not here to scold you, in fact I'll tell you now that you're right to stay home and care for your children.
Seni azarlamaya gelmedim ; tersine evde oturup çocukları büyütmeye hakkın var, diyecektim.
If anyone had told me that I could care for a child as I care for Cedric, I would not have believed it.
Birisi bana Cedric için üzüldüğüm kadar bir çocuğa üzüleceğimi söylese inanmazdım
"I used him as an instrument." "I do not care that in all this time... he hasn't seen a woman to compare with me... that his life has been a desert without me... that he sacrificed everything for me."
Bunca yıl benden başka hiçbir kadınla olmaması, bensiz hayatının bir çöl olması benim için her şeyden vazgeçmiş olması, umurumda değil demelisin!
That's not for you to decide and I don't care to discuss it.
Karar vermek sana düşmez ve ben de tartışmak istemiyorum.
I do not care about that.
Şu anda bu umurumda değil.
All you care about is yourself, not that I blame you for this.
Kendi menfaatini düşünüyorsun, iyi de yapıyorsun, yani.
No, that's not life, and if it is, I don't care.
Hayır, bu hayatla ilgili değil. Öyle olsaydı, umursamazdım zaten.
not that i know of 367
not that i'm aware of 114
not that much 88
not that way 143
not that guy 21
not that bad 52
not that i can think of 48
not that many 24
not that 758
not that long ago 19
not that i'm aware of 114
not that much 88
not that way 143
not that guy 21
not that bad 52
not that i can think of 48
not that many 24
not that 758
not that long ago 19