Nothing to be done Çeviri Türkçe
333 parallel translation
And there is nothing to be done about.
Yapacak bir şey kalmadı.
When I saw there was nothing to be done, I went to summon the duke.
Oraya gittiğimde henüz her şey sonlanmamıştı, dükü çağırdım.
- There's nothing to be done here.
- Burada yapılacak bir şey kalmadı.
So now it's nothing, nothing to be done?
Şimdi hiç bir şey mi, hiçbir şey yapılmayacak mı?
In any case, there was nothing to be done.
Yapılabilecek bir şey yoktu.
- There's nothing to be done.
- Sağ ol ama yapacak bir şey yok.
There's nothing to be done, I tell you.
Artık hiçbir şey yapılamaz dedim sana.
Nothing to be done.
Ne gelir elden.
There was nothing to be done!
Yapabileceğim bir şey yoktu!
There's nothing to be done about it.
Başka yapılacak bir şey yok.
There's nothing to be done, they're going to kill me!
Yapacak bir şey kalmadı, öldürecekler beni!
I know. There's nothing to be done about it.
Biliyorum.Bununla ilgili yapılacak bir şey yok.
The other baits were still in the water, but there was nothing to be done.
Diğer yemler hâlâ sudaydı ama yapılabilecek hiçbir şey yoktu.
He knew quite well the pattern of what could happen when he reached the inner part of the current but there was nothing to be done now.
Deniz yüzeyinin hemen altında neler olup bittiğini kafasında canlandırabiliyordu. Ama elden gelecek bir şey yoktu artık.
There's nothing to be done about it now.
Artık yapabilecek bir şey yok.
I know that. There's nothing to be done for them.
Elbette.bunu biliyorum.
There's nothing to be done
Yapacak hiçbir şey yok
But for the moment, there was nothing to be done.
O an için yapılacak birşey yoktu.
Look, Virginia, we've been all though this... .. away as much as I am, but there's nothing to be done about it.
# Bak Virginia, bu konuyu konuşmuştuk... #... yolculuğa çok çıkıyorum, ama yapacak bir şey yok.
There's nothing to be done.
Yapacak bir şey yok.
I'm afraid there's nothing to be done, Scott.
Orası mezara döndü. Yapılacak birşey yok, Scott.
There's nothing to be done about him.
Onun için yapılacak bir şey kalmadı.
l don't want your help... because there's nothing to be done.
Yardımını istemiyorum. Çünkü yapılabilecek bir şey yok.
But there's nothing to be done He violated the law
Ama yapılacak bir şey yok, o yasayı ihlal etti.
Facts are facts, there's nothing to be done.
Gerçek gerçektir. Yapılacak hiçbir şey yok.
There's nothing to be done but a small, clean curettage operation.
Kürtaj ameliyatından başka yapacak bir şey.
There is nothing to be done
Yapacak birşey yok.
"It's too late, he's dead, there's nothing to be done. " And I'm sorry, I can't come. "
"Artık çok geç, o öldü, yapılacak bir şey yok ve üzgünüm, gelemeyeceğim."
And nothing to be done about it.
Ve artık hiçbir şey yapılamaz.
Well there's nothing more to be done here.
Burada yapacak başka bir şey yok.
Heurtebise, there's nothing more to be done.
Heurtebise, yapılacak bir şey yok.
- He's done nothing here to be arrested for.
- Burada tutuklanacak bir şey yapmadı.
It's a terrible nuisance, but there's nothing to be done.
- Can sıkıcı bir durum ama yapacak bir şey yok.
I'm sorry, Stepp, but there's nothing more to be done about it.
Üzgünüm, Stepp ama burada daha yapılacak bir şey yok.
There's nothing else to be done... except to go to their uncle, tell him everything and force him to understand.
Yapılabilecek başka birşey kalmadı... sadece amcalarına gidip tüm gerçeği anlatabilir, anlamasına uğraşabilirim.
"Can nothing be done to disinter this human soul?"
" Bu insanın ruhunu kurtarmak için hiç mi bir şey yapılamaz?
There's nothing more to be said or done.
Yapılacak ve söylenecek bir şey kalmadı.
Nothing can be done with it but throw it out to be trodden underfoot.
Artık dışarı atılıp ayaklar altında çiğnenmekten başka bir işe yaramaz.
I know nothing can be done if Nature doesn't condescend to yield.
Eğer tabiat ananın bebeği vermeye niyeti yoksa hiçbir şey yapılamaz.
Nothing more to be done for these two, Judge.
Bu ikisi için yapılabilecek birşey kalmamış, Yargıç.
- There's nothing else to be done.
- Yapılabilecek bir şey yok artık.
Father, we've done nothing to be ashamed of.
Peder, utanılacak hiç bir şey yapmadık.
That's all there is to it. There's nothing left to be done that needs to be done.
Şu anda yapılacak bir şey yok.
" There's nothing personal in it, you understand, but it just has to be done.
" Bu kişisel bir şey değil, anlarsın, ama yapılmak zorunda.
Nothing can be done to stop the shouting lf every tongue were still
Bağırışları hiç bir şey durduramaz Bütün diller sussa bile
We've done nothing to be ashamed of - except that it makes me ashamed to have to say so.
Çok güzel söyledin. Ben daha iyisini söyleyemezdim.
There's nothing to be done here.
Seni gazetesine geri alacağını mı düşünüyorsun?
Nothing more to be done, except wait for the fever to break or to kill him.
Ateşinin dinmesini beklemek veya onu öldürmekten başka yapacak bir şey yok.
There was nothing more to be done.
Yapılacak başka birşey yoktu.
Nothing could be done to save him.
Hiç birşey kurtaramazdı onu.
Quite the contrary. Mrs. Errol asks... no, demands... nothing be said or done that would lead Lord Fauntleroy to understand you had separated him from his mother because of your dislike of her.
Aksine efendim, Mrs. Eroll Lort fountleroyun sizin annesini istemediğiniz için onu annesinden ayırdığınızı... anlamasına sebep olacak şeylerden kaçınılmasını şart koştu.
nothing to see here 87
nothing to hide 21
nothing to worry about 339
nothing to talk about 29
nothing to report 41
nothing to be afraid of 32
nothing to it 58
nothing to do with you 28
nothing to do with me 44
nothing to say 82
nothing to hide 21
nothing to worry about 339
nothing to talk about 29
nothing to report 41
nothing to be afraid of 32
nothing to it 58
nothing to do with you 28
nothing to do with me 44
nothing to say 82
nothing to be scared of 17
nothing to see 35
nothing to lose 17
nothing to be ashamed of 35
nothing too serious 20
nothing to tell 25
nothing to do 29
nothing 25771
nothin 482
nothing else matters 82
nothing to see 35
nothing to lose 17
nothing to be ashamed of 35
nothing too serious 20
nothing to tell 25
nothing to do 29
nothing 25771
nothin 482
nothing else matters 82
nothing much 304
nothing more 611
nothing happened 754
nothing at all 597
nothing changes 92
nothing yet 509
nothing's changed 230
nothing happens 85
nothing fancy 88
nothing has changed 127
nothing more 611
nothing happened 754
nothing at all 597
nothing changes 92
nothing yet 509
nothing's changed 230
nothing happens 85
nothing fancy 88
nothing has changed 127