Nothing to lose Çeviri Türkçe
1,036 parallel translation
I have nothing to lose, so why not?
Zaten yeterince zaman kaybettik, Hadi devam edelim.
- And nothing to lose by trying to make one.
- Denemekle kaybedecek bir şey de yok.
There's nothing to lose, yet he refuses.
Kaybedecek bir şeyi yok, ama reddediyor. Hadi gidelim.
I've got nothing to lose.
Kaybedecek bir şeyim yok.
You had nothing to lose.
Kaybedecek bir şeyin yoktu.
You got nothing to lose.
Kaybedecek hiçbişeyiniz yok.
We simply had nothing to lose by being prepared.
Sadece kaybedecek bir şeyimiz yok diyelim.
He has nothing to lose.
Çünkü kaybedecek hiçbir şeyi yok.
In that case, we have nothing to lose by pursuing our present course.
Rotamızı izleyeceğiz kaybedecek hiçbir şeyimiz yok.
There's nothing to lose.
Ne kaybederiz.
Don't be discouraged, Charlie Brown, you have nothing to lose.
Hemen cesaretin kırılmasın, Charlie Brown. Kaybedecek bir şeyin yok.
Someone who knows he has nothing to lose, and yet is not afraid.
Kaybedecek bir şeyi olmadığını bilen ; ancak korkmayan biri.
They're just small cons, there's nothing to lose by waiting
Onlarınki ucuz numaralar, beklemekte fayda var.
We have nothing to lose but four cents. Please, George!
Dört sent dışında kaybedecek bir şeyimiz yok, lütfen George!
When an individual seizes absolute power... he must be put to death by free men. who've nothing to lose but the chains... you've laden us with.
Bir şahıs mutlak gücü eline geçirdiğinde bize giydirdiğiniz zincirlerden başka kaybedecek bir şeyi olmayan özgür kişilerce öldürülmeli.
If the polls are right, we have nothing to lose.
Anketler doğruysa kaybedecek bir şeyimiz yok.
We've got nothing to lose.
Kaybedecek birşeyimiz yok.
If they can't kill him, I've got nothing to lose.
Eğer onu öldüremezlerse, kaybedecek bir şeyim yok.
I think I ought to warn you, Comrade Senior Sergeant, you're getting on my nerves and I have nothing to lose.
Sanıyorum sizi uyarmalıyım, üstçavuş sinirlerime dokunuyorsunuz, kaldı ki kaybedecek hiçbir şeyim yok.
I've got nothing to lose now.
Artık kaybedecek bir şeyim yok!
So we got nothing to lose.
Artık kaybedecek bir şeyimiz yok.
- Nothing to lose by trying.
- Aramaktan bir şey kaybetmeyiz.
We have nothing to lose, do as he says.
Kaybedecek bir şeyimiz yok ne diyorsa yerine getir.
I have nothing to lose!
Kaybedecek bir şeyim yok!
We can monitor, Roxy. She's got nothing to lose.
Denetleyebiliriz, Roxy.
We've got nothing to lose.
Kaybedecek bir şeyimiz yok.
We got nothing to lose!
Kaybedecek hiçbir şeyimiz yok!
- They have nothing to lose.
- Kaybedecek bir şeyleri yok.
I have nothing to lose, Heinz.
Kaybedeceğim birşey yok, Heinz.
You got nothing to lose.
Kaybedecek bir şeyin yok.
You have nothing to lose.
Bir şey kaybetmezsin.
We got nothing to lose!
Kaybedecek bir şeyimiz yok!
Devon, he's got nothing to lose.
Devon, onun kaybedecek hiçbir şeyi yok.
I had nothing to lose.
Kaybedecek bir şeyim yoktu.
You have nothing to lose but your virginity.
Bekaretinden başka kaybedecek bir şeyin yok.
You have nothing to lose, and everything to gain.
Kaybedecek hiçbirşeyin yok, ama kazanacak çok şey var.
Charlie, at least meet the guy, okay? You got nothing to lose by looking it over.
Charlie, sonunda adamla tanışacaksın tamam mı?
The proletariat has nothing to lose but its spare change.
İşçi sınıfının kaybedecek bir şeyi yoktur, ama bu, bir parça değişimi.
I got nothing to lose.
Kaybedecek hiçbir şeyim yok.
I don't believe in it, but I've nothing to lose...
İnanmıyorum, ama kaybedeceğim bir şey yok...
He's got nothing to lose.
Kaybedecek bir şeyi yok.
I had nothing to lose.
Oysaki burjuvalar korkuyorlardı.
- ♪ Freedom's just another word ♪ - Fine. - ♪ For nothing'left to lose ♪
Daha iyiyim.
All he has to lose is his honor, which is worth nothing here.
Yitireceği tek şeyi kalmıştı, onuru, o da burada para etmiyor.
You let me go on hassling Nurse Ratched here, knowing how much I had to lose and you never told me nothing!
Kaybedeceklerimi bile bile hemşireyle uğraşmama göz yumdunuz ve bana hiçbir şey söylemediniz!
Got the old Istanbul blues Istanbul blues they give me 30 years ain't got nothing left to lose...
Got the old lstanbul blues lstanbul blues they give me 30 years ain't got nothing left to lose...
With nothing to live for, people lose hope.
Yaşama nedenin yoksa umudunu yitirirsin.
It's 10 : 25..... and I've got nothing left to lose.
Saat 10 : 25 ve kaybedecek bir şeyim kalmadı.
of the payment for the house, of my wife - but not only did all this lose its significance, but also it all turned to nothing.
Ev için ödeme, hayatım - ama tüm bunlar önemini kaybediyordu. Aynı zamanda her şey döndü.
There is nothing in the world I'd like less than to lose Jack Forrester as a client.
Jack Forrester gibi bir müşteriyi hayatta kaçırmak istemem.
Or perhaps you'll lose your nerve. Either way, it has nothing to do with Quentin.
Veya pes edeceksin, ama Quentin'in bununla bir ilgisi yok.
nothing to see here 87
nothing to hide 21
nothing to worry about 339
nothing to talk about 29
nothing to report 41
nothing to be afraid of 32
nothing to it 58
nothing to do with you 28
nothing to do with me 44
nothing to say 82
nothing to hide 21
nothing to worry about 339
nothing to talk about 29
nothing to report 41
nothing to be afraid of 32
nothing to it 58
nothing to do with you 28
nothing to do with me 44
nothing to say 82
nothing to be done 17
nothing to be scared of 17
nothing to see 35
nothing too serious 20
nothing to be ashamed of 35
nothing to tell 25
nothing to do 29
lose 119
loser 540
losers 201
nothing to be scared of 17
nothing to see 35
nothing too serious 20
nothing to be ashamed of 35
nothing to tell 25
nothing to do 29
lose 119
loser 540
losers 201
lose it 38
lose some 16
lose something 24
lose him 19
nothing 25771
nothin 482
nothing else matters 82
nothing much 304
nothing more 611
nothing happened 754
lose some 16
lose something 24
lose him 19
nothing 25771
nothin 482
nothing else matters 82
nothing much 304
nothing more 611
nothing happened 754