Now can i Çeviri Türkçe
26,091 parallel translation
I can see that now.
Artık anladım.
I mean... - Now... you can reset the timeline, you can try to fix it, but no matter how hard you try... it's never gonna be exactly how it was.
- Şimdi zaman çizgisini sıfırlayabilirsin ya da düzeltmeye çalışabilirsin ama ne kadar çabalarsan çabala asla eski haline dönmeyecek.
That's a good idea, but right now, I would settle for "How can we stop it?"
İyi fikir de, şu anda önemli olan nasıl durdurabileceğimizi bulmak.
Jax and Professor Stein found a message from me in the future saying that, right now, I can't be trusted.
Jax ve Profesör Stein gelecekten gönderdiğim... güvenilmez olduğumu söyleyen bir mesaj almışlar.
I have faith that you can, but either way, now is not a very good time.
Senin halledebileceğine inancım tam fakat her şekilde bu çok iyi bir zaman değil.
I can't right now.
Şu anda yapamam.
I know is not much to look at now, but with your investment, we can make it a premier destination in the area.
Şu anda çok bir şey olmadığını biliyorum fakat sizin de yatırımınızla burayı birinci kalitede bir yer yapabiliriz.
I can't believe he's a doctor now.
- Doktor olduğuna inanamıyorum.
Now I just bone and go so I can save my energy for more important things.
Artık yatıp geçiyorum, bu şekilde enerjimi daha önemli şeylere saklıyorum.
Now, there is only one woman on the planet I can think of who would go for a hex nut setting.
Dünyada, bir altıgen somun tasarımını beğenebilecek tek bir kadın geliyor aklıma.
Now, you can call the authorities if you want, but I'm going after him.
Şimdi, isterseniz yetkilileri arayın ama ben peşinden gidiyorum.
Now, witnesses say that our shooter was stalking through the wreckage just moments after the blast, but nobody can give us enough information to get an I.D.
Şimdi, görgü tanıklarına göre katilimiz patlamadan hemen sonra enkazın etrafında dolaşıyormuş ama hiç biri kimlik tespitine yetecek kadar bilgi vermedi.
Okay, can I have my cell phone back now?
Tamam, artık telefonumu geri alabilir miyim?
Look, Laurel, I know you hate being told anything but the town has changed ; it's toxic now, and socializing across the aisle - can be misunderstood.
Bak Laurel, biliyorum söylenmekten nefret ediyorsun ama bu şehir değişti, artık zehirli... ve koridolarda sosyalleşmek yanlış anlaşılabilir.
Now I'll get the cops off my back and then we can relax.
Polislerden kurtulacağım ve rahatlayabileceğiz.
I can't stop now!
- Artık duramam!
Now I can't even talk to her.
Şimdiyse onunla konuşamıyorum bile.
I can take you there right now.
Seni hemen oraya götürebilirim.
Someday I'll be able to tell you why I had to leave that night, but I can't now.
Bir gün, o gün neden gitmek zorunda olduğumu sana söyleyebilirim ama şu an söyleyemem.
♪ I think I'll go for a walk outside now ♪ ♪ The summer sun's callin my name ♪ ♪ I hear ya now, I just can't stay inside all day ♪
İnsan bu şarkıyı çok seviyor değil mi?
Unfortunately, I can't tell you much right now other than the victim was male.
Maalesef, Şu anda daha fazla bilgi veremiyorum size Sadece kurbanın erkek olduğunu söyleyebilirim.
I can't leave now.
Şu anda ayrılamam.
Yes, I can see it now.
- Evet şu an görebiliyorum.
I'll just open this now so it can get nice and flat before we drink it.
Şimdi açayım da içmeden önce kıvamına gelsin.
Can you understand why I might be annoyed right now?
Neden şu an kızgın olduğumu anlayabiliyor musun?
Now, can I just ask Pat?
Sorabilir miyim, Pat?
I asked, but my parents never took me and Alex never cared, and now I can't even enjoy it because of this fucking patient that...
İstedim ama ailem beni buraya hiç getirmedi ve Alex hiç ilgilenmedi ve şimdi bu kahrolası hastam yüzümden buranın zevkini dahi çıkaramıyorum.
I can't deal with you second-guessing me right now, okay?
İkinci tahminlerle şuan uğraşamam, tamam mı?
Look, I can't deal with your drama right now.
Bak, şuan sizin triplerinizle uğraşamam.
I can't even look at you right now.
Şu an yüzüne bile bakamıyorum.
- I can't deal with this right now.
- Şu an bununla uğraşamam.
All I can do now is try not to get Sarah killed.
Tek yapabileceğim Sarah'ı öldürtmemeye çalışmak.
I can see that now.
Bunu şimdi görebiliyorum.
Elena. I can see her now.
Elena onu görebiliyorum şimdi.
I hope you can enjoy a nice day once in a while too now, Jon.
Umarım sen de arada güzel günlerin tadını çıkartırsın şimdi, Jon.
I don't really want to be alone right now, and so... can I please just... like, come help you guys make bread or whatever?
Şu an yalnız kalmak istemiyorum lütfen size yardım edebilir miyim ekmek ya da ne yapıyorsanız?
Um, now that I have both of you together, can I ask you, um...
Hazır ikiniz bir aradayken size bir şey sormam gerek.
I'm sorry. Just... Can you leave now, please?
Üzgünüm ama gider misin lütfen?
I can't think of any right now, but...
Şu anda aklıma gelmiyor.
I've been reassigned to assist on cases, so... for now, how can I help?
Soruşturmalara yardım ediyorum artık sadece. Nasıl yardımcı olabilirim yani?
Oh, I can't un-see that now.
Gel de unut şimdi.
d There must be some kind of way out of here d d Said the joker to the thief d d There's too much confusion now d d I can't get no relief d
# Jimi Hendrix - All Along The Watchtower #
Now I can take you back to my lab.
Artık seni laboratuvarıma götürebilirim.
Now I'm on the hook for a dress I can't afford.
Şimdi paramın yetmeyeceği bir elbiseyi almakla başım dertte.
I can't go now.
Şimdi gidemem.
I think now we can have an open casket.
Sanırım artık açık tabuta koyabiliriz.
So Richard, now, I can sense here that there is a pattern, but something's missing.
Richard, bir diziliş olduğunu sezebiliyorum ama bir şey eksik.
Is there anything, I can do for you now?
Sizin için yapabileceğim bir şey var mı?
Now I'm gonna have to e-mail them, and we're gonna seem like the annoying people.
Şmdi onlara mail atmak ve can sıkıcı insanlarmış gibi davranmak zorundayım.
Now I have to tell Dotty she can't read the poem she's worked so hard on.
Şmdi Dotty'e çok çalıştığı şiiri okuyamayacağını söylemek zorundayım.
Brad called Dollywood, and now I can go to Brick's graduation.
Brad Dollywood'u aradı ve artık Brick'in mezuniyetine gelebiliyorum.
now can we 16
can i ask you something 847
can i help you 3179
can i call you back 206
can i ask you a question 620
can i see you 43
can i go to the bathroom 24
can i come 228
can i come in 862
can i get you something to drink 121
can i ask you something 847
can i help you 3179
can i call you back 206
can i ask you a question 620
can i see you 43
can i go to the bathroom 24
can i come 228
can i come in 862
can i get you something to drink 121
can i come over 34
can i tell you something 197
can i get you anything 321
can i trust you 126
can i 1769
can i see it 212
can i talk to you 554
can it 278
can i come with you 95
can i go now 288
can i tell you something 197
can i get you anything 321
can i trust you 126
can i 1769
can i see it 212
can i talk to you 554
can it 278
can i come with you 95
can i go now 288