Okay so Çeviri Türkçe
23,797 parallel translation
- So we're both okay.
Güzel.
So it's been on my mind to see if you're okay.
Gelip iyi olduğunu görmek istedim.
Okay, I was to get a key, to get a copy cut and then return it, so that someone could get into the flat.
Bir anahtar alacaktım ve çoğaltıp geri verecektim böylece daireye girebileceklerdi!
Okay, so anyway, I am making light of a situation... that was... it was horrible, man.
Aslında korkunç olan bir durumu hafife alıyorum.
Okay, so last week wasn't exactly the start we expected from Ginny Baker.
Geçen hafta Ginny Baker'dan pek beklediğimiz performansı göremedik.
Okay, so, maybe I got back together with Ross just to make Danny jealous, Because maybe I'm still hoping he'll apologize, admit he was completely wrong, and we get back together.
Ross ile Danny'i kıskandırmak için yeniden çıkmaya başlamış olabilirim çünkü hâlâ Danny'nin özür dileyip tamamen hatalı olduğunu itiraf etmesini ve yeniden çıkmamızı umuyorum.
Wait, it was... Okay, so you're saying the first and the second string are out?
Yani ilk ve ikinci sıradakilerin yaralandığını mı söylüyorsun?
So we... we need to tag-team on that, okay?
Bu konuyla ilgilenecek birileri lazım, tamam mı?
Okay, just so I understand. Were you drinking?
Peki, sadece anlamak için içmiş miydin?
Okay, so I don't know how this works.
Şimdi bu iş nasıl oluyor, hiç bilmiyorum.
Okay, look, I moved to L.A. a couple months ago, and, you know, everyone was so excited when Moby moved to town.
Tamam, Los Angeles'a taşınalı birkaç ay oluyor ve Moby taşındığında herkes nasıl havalara uçtu biliyorsun.
Okay, well, you know what? You guys have given us so much to think about.
Doğrusu sayenizde üzerine düşünmemiz gereken birçok şey olduğunu fark ettik.
Oh, almost forgot to tell you, Riley came by earlier to pick up Emma to take her to preschool, so no need to follow up on that story, okay?
Az kalsın unutuyordum, Riley, Emma'yı kreşe götürmek için buraya gelmişti. Senin detayları deşmene gerek yok.
Okay, look, I don't want Shawn involved either, so how about you blow us away with an offer so we can end this.
Pekala bakın ben de Shawn'ın olaya dahil olmasını çok istemiyorum. Bize şöyle reddedemeyeceğimiz bir teklif yapın ve burada işi bitirelim.
Okay, so what happened to you?
Tamam, sana ne oldu?
Okay, so what if I were able to provide my own resources and... and to get the supervision of a qualified lawyer?
Tamam, peki ya ben kendi kaynaklarımı bulsaydım ve resmi bir avukatın denetimini isteseydim?
Okay, then why don't you tell me this, what's the best thing about having so much money?
Tamam, o zaman neden bana şunu söylemiyorsun, "Çok fazla paranızın olmasının en iyi yanı nedir?"
Okay, so you got home, you told Jill, and she didn't believe you.
Sen de eve gittin, Jill'e anlattın, ve o da sana inanmadı.
So whatever it is you're gonna say, let's just pretend you said it, and I let it go, and we move in our separate directions, okay?
Yani her ne söyleyeceksen söylemişsin sayalım, boş verelim. Sonra da kendi yolumuza gidelim.
So just let him go to the jungle, okay?
Bırak da ormana gitsin, tamam mı?
So, Todd, you have to go get those supplies, okay?
Pekâlâ Todd git ve erzağı al, tamam mı?
Okay, well, thanks so much for the... yeah.
Pekâlâ, çok teşekkürler. - Hayır!
It's like you have some sixth sense that I'm not okay... when I so clearly am.
Alenen iyiyken, altıncı hissinle sanki iyi değilmişim gibi hissetmen benzeri bir şey.
Okay. We're looking at the diagrams, so hold on a moment.
Şimdi çizimlere bakıyoruz, bir dakika.
Okay, I-I-I think I get it and I need to warn my friends, so...
Tamam, sanırım anladım ve arkadaşlarımı uyarmam gerekiyor ki...
Okay, so where do you need it this time?
Tamam, bu sefer nerene ihtiyacın var?
O-okay, so...
Ta - tamam, pekala...
Okay. So, in that high-security building is one of the Inhuman registration information servers.
O yüksek güvenlikli binada Nainsan kayıt sunucularından biri bulunuyor.
Right on time. Okay, so we'll need to...
Pekâlâ, şimdi şöyle...
Okay, so clearly y'all have a beef over your cheating alien.
Tamam, eşini aldatan bir uzaylı sorunu yaşadığınız çok açık.
Okay, so I'll just pencil you in.
Tamam, o zaman sizin isminizi yazayım.
Okay, kids, your mom and I need to have a talk, so, uh... get in the pantry.
Tamam çocuklar, annenizin ve benim konuşmamız gerek. Bu yüzden kilere girin.
We can leave it to the Osaka team... so that we can just concentrate on surviving, okay?
Bu işi Osaka takımına bırakabiliriz böylece sadece hayatta kalmaya konsantre olabiliriz, tamam mı?
Okay, so, for our first lesson, I thought we would jump right in.
Tamam, bugünkü ilk dersimizde direk olaya gireriz diye düşündüm.
Okay. So, you are taking Paxil, Ambien, Chlordia... 11 different medications, actually.
Peki, yani içtiğin ilaçlar Paxil Ambien, Chlordia...
Okay. So... when you are back on the full course of your prescribed treatment, then we can revisit whether we can locate a place for you - in one of our alternative programs.
Peki, o zaman ilaç tedavine tam manasıyla yeniden başla ondan sonra seni alternatif tedavi yöntemlerimizden birine yerleştirmeye bakalım.
Okay. Thank you so much.
Tamamdır, çok teşekkürler.
Okay, so far, I have "takes up too much room in bed," "eats pizza with a fork."
Peki, şimdiye kadar "yatakta çok yer kaplıyor" ile "pizzayı çatalla yiyor" yazabildim.
Okay, so he's a British spy running rogue.
Tamam, yani kendisi kaçak bir Ingiliz ajanı.
Okay, so where was this party?
Tamam, peki bu parti nerede olmuş?
Okay, so this was El Hamadi's plan all along.
Tamam, demek El Hamadi'nin planı buydu.
Okay, then. So who you infiltrating?
Tamam kime sızmaya çalışıyorsun?
So, this has to be a secret, okay?
Bu aramızda kalacak ama tamam?
Okay, so I was talking to dickless over there and I got an idea.
Tamam. Şu çüksüzle konuşurken aklıma bir fikir geldi.
Huh. Okay, s-so what do we do next?
Ne yapacağız?
So it was okay to fly.
Yani uçmak için bir sorunu yoktu.
Okay, so I hacked the woman's cloud, and you were right.
Tamam, kadının bulutunu hackledim ve haklıydın.
So, this has to be a secret, okay?
Aramızda kalacak ama, söz mü?
Okay, so think of these four and tell me how do you feel when you are with them as compared to the changing fifth person.
Tamam, o zaman dörtünü düşün ve bana söyle Onlarla olduğun zaman nasıl hissedin Değişen beşinci kişiyle karşılaştırıldığında.
Okay, so let's talk about Harry Styles.
Tamam, hadi Harry Styles hakkında konuşalım.
Okay, so, now the bat has a gun, and the knives I gave him.
Tamam, şimdi yarasada silah ve benim bıçaklarım var. Ne?