On my life Çeviri Türkçe
4,504 parallel translation
Just don't make an attempt on my life And you'll find I'm quite gay.
Sadece hayatıma bir giriş yapmaya çalışma yoksa ne kadar yüzsüz olduğumu görürsün.
I bet on my life that they are not breaking up.
Ayrılmayacaklarına dair her şeyimi ortaya koyarım.
Am I to believe that an assassin can make an attempt on my life and then escape undetected?
Bir suikastçının hayatıma kastedip sonra da hiç fark edilmeden kaçabileceğini mi düşüneyim yani?
As I look back on my life, there have been so many twists and turns,
Hayatıma geri baktığımda... Sence sen daha iyi bir boksör müsün?
And, you know, it's important to me that he's there on the biggest day of my life, you know?
Hayatımın en önemli gününde orada olması benim için önemli, biliyorsun değil mi?
Um, I just want to say that it's really nice being at a women's meeting where I can talk about what's going on in my life without feeling judged.
Söylemek isterim ki kadınlar toplantısında olmaktan hayatımdaki olayları suçluluk duymadan anlatmak güzel bir şey.
What matters is the greatest scientific achievement of my life is based on a blunder.
Hayatımın en büyük bilimsel başarısının bir hataya dayanması çok önemli.
- We have to do something. - There's only one person on this plane capable of finding a solution for this, and I'm willing to bet my life that she will.
- Bu uçakta bir çözüm bulabilecek tek bir kişi var ve bulacağına dair hayatımı ortaya koyarım.
I never forced my life on you.
Benim gibi yaşamaya seni hiç zorlamadım.
I thought that killing Silas would allow me to move on with my life, but I was wrong.
Bak, Silas'ı öldürmenin hayatıma devam etmemi sağlayacağını sanıyordum ama yanılıyormuşum.
In this moment... are you going to feed on me... or are you going to save my life?
Şu an benden beslenecek misin yoksa hayatımı mı kurtaracaksın?
That's why Megan had a picture of my dad on her phone- - because he saved her life.
Bu yüzden Megan'ın telefonunda babamın fotoğrafı vardı. - Çünkü o Megan'ın hayatını kurtardı. - 100 sayfalık korkunç işkence kitabı var.
I won't let you down. I have been working, like, - my entire life on different poses...
- Hayatım boyunca farklı pozlar çalıştım.
Yeah, of course I'm still on it, because it's the biggest decision of my life, and you--you don't trust me to make the right choice.
Evet, tabi ki hala oradayım çünkü bu hayatımın en büyük kararı ve sen seçimime güvenmiyorsun.
I put antiperspirant on my forehead so that I could... find out what's going on in your life.
Hayatında neler olduğunu öğrenebilmek için alnıma terlemeyi önleyici sprey sıktım.
Everything great that's ever happened in my life has been because I've been willing to fall on my face.
Hayatımda olan her şey güzel çünkü ben yere kapaklanmaktan hiç korkmadım.
And, kids, as I stood on that lighthouse and looked at that girl, I felt something happen inside me, something that had only happened one other time in my entire adult life.
Çocuklar, o deniz fenerinde durup o kıza bakarken içimde bir şeyler olduğunu hissettim. Tüm yetişkinlik hayatımda ikinci kez başıma gelen bir şeydi.
I don't want to go on with my life anymore
Hayatıma daha fazla devam etmek istemiyorum.
You are difficult and exhausting, and maybe I don't want to put the rest of my life on hold to be your sidekick.
Sen zor ve yorucu, ve belki ben istemiyorum koymak için hayatımın geri kalanı beklemeye senin olmak sidekick.
What, you think I would put my life on the line just to impress Medusa?
Medusa'yı etkilemek için hayatımı tehlikeye atacağımı mı sanıyorsunuz?
You know, I've devoted my life to these creatures, and now one is depending on me.
Hayatımı bu yaratıklara adadım ve kimse bana bağlı değil.
I swear on my mother's life.
Annemin hayatı üzerine yemin ederim.
On my father's birthday, I'll celebrate his life, as he would have wanted it.
Babamın doğum gününde, hayatını aynı onun istediği gibi kutlayacağım.
In my old life, I go to spin class and lunch with friends, but you and I will just go outside and watch the guy who just got out of jail do pull-ups on the light post.
Eskiden olsa, spinning dersim var veya arkadaşlarla yemeğe gidiyorum derdim ama şimdi seninle sokağa çıkıp hapisten yeni çıkan adamın ışık direğinde barfiks çekmesini izleyeceğiz.
The greatest scientific achievement of my life is based on a blunder.
Hayatımın en büyük bilimsel başarısı bir hataya dayanıyor.
I swear on my life!
Hayatım üzerine yemin ederim!
I popped out for a ham panini, and I came back with a life on my hands.
Dışarıya tost ekmeği için çıkmıştım, geriye elimde bir hayat ile döndüm.
I bet my life on it.
Eminim. Değilse soyadımı değiştireceğim.
I won't forgive even if my life depended on it.
Ölsem de onu affetmeyeceğim.
Never again... even if my life depended on it... am I going to run away and leave you behind.
Bir daha ölsem bile seni arkada bırakıp kaçmayacağım.
When I think about the things I've had to endure in my life... It's rather a miracle that I haven't lost my grip on my sanity already. The man that was my husband...
Neler yaşadığıma bakacak olursak hala aklımın başında olması komik.
I don't like him enough to hang my life on him like you.
Senin gibi hayatımı onunla geçirecek kadar sevmiyorum onu.
My life depends on it. Son.
Hayatım bunlara bağlı.
I've been on 10 blind dates in my life.
Hayatım boyunca başımdan on tane kötü randevu geçti.
He refused to put my name on his accounts, on his retirement, on his life insurance.
Banka hesaplarına beni de ortak etmeyi reddetti, emeklilik poliçesine, ya da hayat sigortasına.
I vouch my life on it.
Buna hayatım üzerine eminim.
It's just, the people in my life have a habit of disappearing on me and when you started making plans...
Hayatımdaki insanların böyle planlar yapınca arkalarına bakmadan gitme gibi bir huyu var.
From the outside, my life was a dream... great school, great friends, beautiful girl on my arm.
Dışarıdan bakılınca, hayatım bir rüyaydı- - harika bir okul, harika arkadaşlar, kollarımda güzel bir kız.
Οh, I just want to make sure I don't schedule the most important event of my life on the same day.
Hayatımdaki en önemli olayla aynı gün olmadığından emin olmak istiyorum.
I can get on with my meaningless life.
Anlamsız hayatıma devam edebilirim.
All this stuff is from my old life, when I made money, before I stupidly decided to go out on my own.
Bütün bunların hepsi benim eski hayatımdan, aptalca kendi işimi kurmaya çalışmamdan önce kazandığım paradan kalanlar.
Ever since the accident, it's like my life has been on autopilot.
Kazadan beri hayatımı sanki başka biri kontrol ediyor.
I don't know how to move on with my life.
Hayatım konunsunda Nasıl devam edeceğimi bilmiyorum.
Because I had on video what was one of the greatest nights of my life.
Çünkü o videoda hayatımın en güzel gecesi vardı.
I've never had sex on a dining room chair in my whole life.
Hayatımda hiç yemek odası sandalyesinde seks yapmamıştım.
I just wanted to say to everybody here that I am... on this special day... so grateful that you're all in my life... and in my wonderful childrens'life.
Bu özel günde, buradaki herkese, benim ve harika çocuklarımın hayatında olduğunuz için çok minnettar olduğumu söylemek istedim.
I've been on my own my whole life! - Mr. Brindle.
Tüm hayatım boyunca kendi başımaydım!
What would I be today if I wasted my life on video games?
Hayatımı oyunlarla geçirmiş olsaydım bugün ben ne olmuştum acaba?
Well, I'm certainly not going to travel downtown and work for 10 hours a day for the best 20 years of my life doing some dull, unimaginative work, certainly non-altruistic work.
Şehir merkezine gidip de hayatımın en güzel yirmi yılını günün on saatini sıkıcı ve hayalgücünden yoksun ve muhtemelen egoist zihniyetli bir işte çalışarak geçirmeyeceğim Hayır teşekkür ederim
Either this works and I live and I go on and live my life with her...
Ya bu iş olur, ben onunla yaşamıma devam ederim
Thomas stopped answering my calls, tried to go on living a normal life,
Thomas telefonlarıma cevap vermeyi bıraktı kendi normal hayatına dönmeye çalışıyordu.
on my way 423
on my way home 17
on my own 134
on my terms 16
on my knees 31
on my birthday 34
on my back 22
on my face 19
on my side 16
on my desk 26
on my way home 17
on my own 134
on my terms 16
on my knees 31
on my birthday 34
on my back 22
on my face 19
on my side 16
on my desk 26
on my honor 27
on my way out 19
on my mark 91
on my 37
on my word 25
on my command 56
on my go 16
on my count 157
on my signal 49
my life is in your hands 16
on my way out 19
on my mark 91
on my 37
on my word 25
on my command 56
on my go 16
on my count 157
on my signal 49
my life is in your hands 16
my life 415
my life sucks 24
my life is ruined 24
my life is over 106
my life is here 22
my life is 19
life 1101
lifetime 19
life is but a dream 17
life is good 62
my life sucks 24
my life is ruined 24
my life is over 106
my life is here 22
my life is 19
life 1101
lifetime 19
life is but a dream 17
life is good 62
life is beautiful 34
life goes on 120
life is short 124
life isn't fair 26
life sucks 30
life is too short 32
life's a bitch 23
life's too short 77
life or death 27
life is hard 20
life goes on 120
life is short 124
life isn't fair 26
life sucks 30
life is too short 32
life's a bitch 23
life's too short 77
life or death 27
life is hard 20