One more stop Çeviri Türkçe
181 parallel translation
I'd like to make one more stop.
Bir yere daha uğramak istiyorum.
I'm out of gas, That means one more stop I'll have to make,
Benzinim azaldı. Son bir kere daha durmam gerekecek.
Burt, just one more stop and I'll take you home and put you in a nice relaxing mustard plaster.
Burt, bir daha durursan seni eve götürüp yakı yakıp rahatlatırım.
I'm taking... I got one more stop, and then I'm taking you back.
Bir yere daha uğrayacağım sonra seni geri götürüyorum.
One more stop.
Bitmek üzere.
OK, so it's one more stop on the road to finding out who you are.
Tamam, kim olduğunu bulmak için yapman gerek.
Well, one more stop at dixon's for a little QA with the stockpilers, And then all my nausea will be yours.
Dixon'da stokçularla ilgili son bir röportajdan sonra, bulantımla beraber yanında olacağım.
I just wanna make one more stop before we do.
Gitmeden önce bir yere uğramak istiyorum.
No, I have one more stop to make and then I'm going to come home.
Hayır, uğramam gereken bir yer daha var, sonrasında eve geleceğim.
How about we make one more stop, you get six of them shits... and I suck your dick for the next 20 minutes.
Peki ya son bir kez daha bir yere uğrasan ve hepsini alsan bende 20 dakika boyunca seninkini ağzıma alsam.
We got one more stop to make.
Uğrayacağımız bir yer daha var.
Well, one more stop at dixon's for a little QA with the stockpilers,
Hamile kadınlar kasırgada etrafta dolaşmamalı.
One more stop first.
Son bir durağımız daha var.
We've got to make one more stop along the way, okay?
Yolumuzda son bir durağımız kaldı, tamam mı? - Çok önemli.
One more stop.
- Olmaz.
We got one more stop to make.
Bir yerde daha duracağız.
Got one more stop.
Bir yere daha uğrayacağız.
Just got one more stop to make.
Bir yere daha uğrayacağız.
One more stop.
Bir yerde daha var.
Because I know that if you so much as place one more bet, you can't stop, but I can.
Çünkü biliyorum ki, bir kez oynayıonca, kendini tutamıyorsun, bense tutabiliyorum.
Will you please stop it? I don't want to hear one more word about that train, understand?
Tren konusunda tek bir söz daha duymak istemiyorum, anladınız mı?
I don't mind if I am just a grain of sand in a machine because I know by putting more and more grains of sand in a machine, one day it'll come grinding to a stop.
Makinedeki bir kum tanesi olmak umrumda değil. Çünkü biliyorum ki... makineye kum tanelerini doldurmaya devam edersen... o kum taneleri bir gün, makineyi gıcırdatarak durduracaktır.
I've just one more thing to attend to, then I'll stop this gallivanting, and go to bed and wait.
İlgilenmem gereken bir konu kaldı, sonra bu serüveni bitireceğim... -... yatıp bekleyeceğim.
I bet you ten bucks the steps of that train don't stop no more than... _... one foot from that line.
On kağıdına bahse girerim ki tren durduğunda basamaklar bu çizgiyi... -... 30 santimden fazla geçmeyecek.
Sister... Stop it, I'll... If you don't comply you'll all die one more word and I'll kill you
abla... durun, ben... acırsanız, ölürsünüz konuşursan, ölürsün
- Wait. There's more than one way to stop a train.
Bir treni durdurmanın başka yolları da vardır.
Stop fussing, I'm gonna give you one more chance, just one.
Sana bir şans daha vereceğim.
And generous to stop for one more survivor.
Bir kazazede için daha duracak kadar da cömertsiniz.
And one more thing, Redl... tell your friend Kubinyi, to stop his'48 tirades.
Bir şey daha, Redl dostun Kubinyi'ye söyle, 1848 hakkındaki vaazlarına son versin.
Oh, one more thing... tell Laura to stop swaying her hips so much.
Oh, bir daha şey... Laura'ya kalçasını fazla sallamamasını söyler misin.
More likely one day a bandit will take aim... and it's good-bye, Michele Mastropaolo. Stop. Brigadier, I'm speechless.
Büyük ihtimalle günün birinde bir suçlu beni hedef alacak ve Michele Mastropaolo'ya elveda diyeceksiniz.
But I didn't really think about business, mostly because I couldn't stop thinking about the one thing... that I wanted more than anything in the world.
Bunun sebebi de hayatta her şeyden çok istediğim şeyi düşünmemdi Bir öpücük.
Wife called all my patients one by one... and managed to get more than half to stop visiting me.
Karım bütün hastalarımı teker teker aradı ve yarısından çoğu benle ilişkisini kesti.
One more chance to change direction... to stop something bad from turning into something worse.
Yönü değiştirmek için bir şans daha... Kötü bir şeyi daha kötüsünden engellemek için.
Can I stop by just one more place?
Bir yere gitmem gerekiyor.
By that I mean, it's more flowing, there is continuity in movement instead of one movement, two movements, and then stop.
Bir hareket, iki hareket ve sonra durmak yerine harekette devamlılık vardır.
Okay. I just gotta ask one more question and then I'm gonna stop making this hard on both of us, I swear.
Bir soru daha soracağım, sonra ikimiz için de durumu zorlaştırmaktan vazgeçeceğim.
If I can put one more suture in, I can stop the ventricular bleeding.
Bir dikiş daha atabilsem ventrikül kanamasını durdurabiliriz. Kes.
The Ripper has one more traitor yet to kill and I will stop him.
Karındeşen'in öldürmesi gereken bir hain daha var... ve ben onu durduracağım.
We have one more day to stop these fucks from shooting this movie.
O düzüşmüşlerin filmi yapmalarını engellemek için bir günümüz daha var.
"Let a piercing cry that feeds on pain And leaves more sorrow than it gains Shall now be heard by one who seeks To stop the havoc that it wreaks"
"Acıdan beslenen ve götürdüğünden çok acı veren bir delici bir çığlık verdiği hasarı önleyebilecek olan tarafından duyulsun artık."
Stop it! One more line, and we have to pay for the song!
Bir satır daha söylersem telif hakkı ödemek zorunda kalırız!
You've only got one shot, and it will take more than that to stop me.
Sadece bir kurşunun var ve bu beni durduramaz.
If you don't stop, I won't carry that cross one more step.
Devam ederseniz çarmıhı bir adım daha taşımam.
No one cares more about Lex's mental health than I do, Clark... but it's not my prerogative to stop him from regaining those lost memories.
Lex'in akıl sağlığını benden başka kimse daha çok önemseyemez Clark ama o hatıraları geri kazanması bana karşı kötü değil.
No one would stop look and look at it for more than a couple of seconds.
Başka hiçbir çalışan birkaç saniyeden fazla dayanmıyor.
They only had time to paint one more face, so I let the kid behind me go to make him stop crying.
Sadece bir kişi daha alacaklardı, ben de ağlamayı kessin diye, sıramı arkamdaki çocuğa verdim.
Little girl, I'm gonna ask you one more time... to stop popping that gum.
Kızım, son kez söylüyorum. - O sakızı patlatma!
If I got to stop the train one more time for you dirt bags, I'm gonna come back here, and I'm gonna hurt somebody.
Eğer sizin yüzünüzden treni bir daha durdurmak zorunda kalırsam, buraya dönüp, birinin canını yakacağım.
Like everything our world was about to become, maybe we could just stop it and stay little kids for one more day.
Sanki dış dünyadaki her şeyi, bir an durdurabilecek, ve bir günlüğüne dahi olsa tekrar çocuk olabilecektik.
Actually, I was gonna stop by Mrs. Bonderman's house, go over the guest list from that dinner one more time.
Aslında ben Bayan Bonderman'ın evine uğrayıp o yemeğe katılanların listesine bir kez daha bakmayı düşünüyordum.
one more time 797
one more 931
one more shot 23
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one more minute 37
one more round 22
one more thing 865
one more drink 18
one more 931
one more shot 23
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one more minute 37
one more round 22
one more thing 865
one more drink 18
one more to go 21
one more game 27
one more step 47
one more week 20
one more question 124
one more try 17
one more big push 18
one more push 33
one more word 46
stop 27520
one more game 27
one more step 47
one more week 20
one more question 124
one more try 17
one more big push 18
one more push 33
one more word 46
stop 27520
stop it 13041
stopped 59
stops 49
stopping 31
stop here 153
stop the car 663
stop crying 318
stop lying 140
stop talking to me 36
stop laughing 101
stopped 59
stops 49
stopping 31
stop here 153
stop the car 663
stop crying 318
stop lying 140
stop talking to me 36
stop laughing 101
stop it now 137
stop him 644
stop talking 690
stop right there 656
stop the bus 85
stop the presses 25
stop talking nonsense 52
stop complaining 83
stop yelling at me 54
stop screaming 73
stop him 644
stop talking 690
stop right there 656
stop the bus 85
stop the presses 25
stop talking nonsense 52
stop complaining 83
stop yelling at me 54
stop screaming 73
stop running 76
stop fighting 156
stop saying 98
stop moving 156
stop right now 76
stop them 234
stop that 1063
stop it already 25
stop this 362
stop that man 40
stop fighting 156
stop saying 98
stop moving 156
stop right now 76
stop them 234
stop that 1063
stop it already 25
stop this 362
stop that man 40