Remember him Çeviri Türkçe
4,028 parallel translation
And I remember him telling his teacher
Öğretmenine liseden mezun olunca
- I particularly remember him singing Barbara Streisand.
Barbra Streisand'ın şarkısını söylediğini hatırlıyorum.
"and we've been working back here to try to kind of... " make him look the way that you remember him.
Biz geride kalanlarsa onu bir çeşit... hatırladığınız görünüme getirmeye çalışıyorduk.
- I remember him saying more than once,
Onun bir çok kez şunu söylediğini hatırlıyorum :
Jesus, I remember him.
Ben bu herifi hatırlıyorum.
Yes, I remember him.
Evet, onu hatırlıyorum.
I remember him.
Onu hatırladım.
You remember him any way you please but as I remember it, it was always just you and me.
Sen babamı istediğin şekilde hatırlayabilirsin, ama benim tek hatırladığım - sadece sen ve ben olduğumuz.
You remember him?
- Onu hatırlıyor musun?
Yeah. I remember him.
Evet, onu hatırlıyorum.
Yes, and I also remember him describing her as'Divorce Bait.'
Hayır unutmadım, ama "boşanma tuzağı" lafını da unutmadım.
You wouldn't wanna remember him like that.
Onu öyle hatırlamak istemezsin.
I know you thought he walked on water, but, you see, that how I wanted you to remember him- - as a good man who loved you.
sen onun suyun üzerinde bile yürüyebileceğine inanıyorsun, ama görüyorsun ki, bu benim senin babanı nasıl hatılamanı istediğimdir.- - seni seven, iyi bir adam.
That's how I want Thea to remember him.
ve thea'nın da bu şekilde hatırlamasını istiyorum.
I remember him saying, Iike :
Şöyle bir şey dedi :
Because when I remember him, it feels like I'm dying, too.
Çünkü onu hatırlayınca, ben de ölüyormuş gibi hissediyorum.
I remember him.
Onu hatırlıyorum.
That guy right there, I remember him from last year.
Şu adamı geçen seneden hatırlıyorum.
Yeah, I think I remember him.
Sanırım hatırlıyorum.
No, I remember him well.
Evet, onu çok iyi hatırlıyorum.
Of course I remember him...
Tabiki hatırlıyorum onu.
I'm sorry, I don't remember him.
Üzgünüm onu hatırlayamıyorum.
- just remember till you're home again â ™ ª you belong to me [song ends] - Tom and I reached a point Where we were ready for him to come to Montana.
Tom'la artık onun Montana'ya gelmeye hazır olduğu bir noktaydık.
I spent so long thinking I was him, it's gotten really hard to remember who I was when I wasn't him.
Matador olduğumu o kadar uzun süre düşündüm ki o olmadığımı hatırlamak gerçekten zor bir hale geldi.
If it's the gentleman I'm thinking of, I remember a fellow hunter bringing him in, but I recall very little else.
Eğer şu an düşündüğüm beyefendiyse,... bir başka avcının onu getirdiğini hayal meyal hatırlıyorum fakat başka pek bir şey yok.
It's what's different about you that's gonna make him remember you.
Sendeki bu farklılık, seni hep hatırlamasını sağlayacak.
You know, like, remember when you first started dating Grayson, and you said you would break up with him if he ever let himself go and gained 100 pounds?
Hatırlasana mesela, Grayson'la ilk çıktığın zamanlarda kendini salıp 50 kilo alırsa ondan ayrılacağını söylemiştin hani?
If he wins, it will be better for us, and if he loses no-one will remember that we wished him well and we can soon deny it.
Eğer kazanırsa, bizim için daha iyi olur. Eğer kaybederse, onlara şans dilediğimizi kimse hatırlamaz. Biz de reddedebiliriz.
Remember how you felt about Puck when you found out about him and Quinn?
Quinn'le olanları öğrenince Puck için neler hissettiğini hatırla.
Do you remember that doctor that killed his children to spite his wife for cheating on him? Jury found him not responsible. I don't know how, but they did.
Hakem heyeti ceza ehliyetinin olmadığını söyledi, nedenini bilemiyorum fakat durum bu.
Who would tell him or - - or how he would act or if he'd even remember me when he was 3.
Kimin ona söyleyeceği ya da onun nasıl davranacağı ya da 3 yaşındayken beni hatırlayıp hatırlamayacağı.
There has to be a way to get him past that and remember.
Onu aşıp hatırlamasını sağlamak için bir yol olmalı ama.
He was, you know, I can't remember if I told him yet.
Söylediysem bile hatırlamıyorum.
Remember him?
Hatırlıyor musunuz onu?
I followed him because I thought he might have information. The difficulty with undercover work, Grace, is to remember what you are. CAMPBELL ".
Bir bildiği olabilir diye düşündüğümden onu takip ettim.
I married him, remember?
Onunla evlenen benim, unuttun mu?
Today We remember Jochem Steeman, who passed away so unexpectedly.
Bugün him beklenmedik şekilde aramızdan ayrılan Jochem Steeman'ı anmak için buradayız.
You have nothing to be nervous about, as long as you remember that your husband is your partner and your equal, and you are never gonna let him treat you as anything less.
Gergin olacak bir şey yok. Kocanın partnerin olduğunu eşit olduğunuzu ve sana bundan daha kötü davranmasına izin vermeyeceğini unutmazsan.
Do you remember anything about him?
- Onunla ilgili bir şey hatırlıyor musunuz?
Remember, we did beat him once.
Onu bir kere yenmiştik. Öyle gibi...
If I remember correctly, she wanted him to rot to death in hell.
Yanlış hatırlamıyorsam cehennemde onun ölesiye çürümesini istiyordu.
You help him win, he'll remember why he needs you.
Kazanmasına yardım edersen sana neden ihtiyaç duyduğunu hatırlayacaktır.
We bring him in, he can't remember anything.
Adamı sorgulamaya getirdik ama nedense bir şey hatırlamıyor.
Right now, I need you to remember that little Cuban boy whose mom sent him to school with a whole fried fish and a cigar for dessert.
Ama şu an, annesinin kurutulmuş balık ve tatlı niyetine puroyla okula gönderdiği o küçük Küba'lı çocuğu hatırlamanı istiyorum.
You're not gonna remember what I say, but you're going to find Jeremy Gilbert, and when you do, you're going to kill him.
Ne dediğimi hatırlamayacaksın ama Jeremy Gilbert'ı bulacaksın ve bulduğunda onu öldüreceksin.
I remember the first time I stabbed him.
Onu ilk kez şişlediğim anı hatırlıyorum.
Janice, remember when I pushed him into the lake?
Janice, bunu nasıl göle ittirmiştim ama?
I remember when I compelled him to feed on Elena, he fought so hard, he actually managed to resist.
Onu Elena'dan beslenmesi üzerine etki altına aldığım zamanı hatırlıyorum da o kadar çok karşı koydu ki gerçekten direnmeyi başarabildi.
I remember, civil suit- - he collected damages after somebody assaulted him, right?
Hatırlıyorum, hukuk davası, ona saldıran kişiye tazminat davası açmıştı, değil mi?
Okay, remember to ask questions about him.
Onunla ilgili sorular sormayı unutma.
Soccer parents only remember seeing him At the beginning and the end of the game.
Futbol maçındaki kişiler sadece oyunun başında ve sonunda onu gördüklerini hatırlıyor.
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
remember 10256
remember me 722
remembered 17
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
remember 10256
remember me 722
remembered 17
remember who you are 28
remember your training 25
remember this 223
remember when 16
remember your promise 19
remember this day 16
remember us 50
remember when we were kids 18
remember this one 18
remember what i taught you 16
remember your training 25
remember this 223
remember when 16
remember your promise 19
remember this day 16
remember us 50
remember when we were kids 18
remember this one 18
remember what i taught you 16