So do it Çeviri Türkçe
12,801 parallel translation
So do it.
Yap o zaman.
So do it for us.
Bu yüzden bizim için yap.
What is it that has you suddenly so convinced that someone would do this to us?
Birden bire nasıl bizden birinin bize sırt çevireceğinden şüphelendin?
So, you didn't do it?
- Yani sen yapmadın öyle mi?
Yeah, so Laird thought it would be a fun idea to do a pop-up restaurant just in your honor tonight.
Evet, Laird sadece sizin için bu kaşam birden ortaya çıkan aşçının... iyi bir fikir olduğunu düşündü.
We do it family style here, so everyone just dig in.
Yabancı yok aramızda, gömülsün herkes.
So you do that in front of me again, I'm gonna take that cane, shove it up your ass, and break it clean off.
Bir daha önümde böyle yaparsanız, o bastonu alıp götünüze sokacağım ve içeride kıracağım.
If it's so important to you, we'll do it!
Senin için çok önemliyse, buyur.
So how do I push through it?
Peki bu sorunu nasıl halledeceğim?
So why not do it again..... but better?
Bu sefer daha iyisini.
I know it's not easy to look at those pictures, but the jury has to, and so do you.
O fotoğraflara bakmak kolay değil, biliyorum. Ama jüri bakıyor, o yüzden siz de bakmalısınız.
So you're talking about a guy who was so twisted, he creeped out other Satanists? Got it. - Where do we find him?
Yani adam o kadar değişikti ki diğer satanistleri bile korkuttu mu diyorsun?
When you see a moon like that, do you ever think... life is so amazing and maybe we shouldn't waste it by just getting high all the time?
Ay'ı bu şekilde gördüğünde hayatın inanılmaz olduğunu ve onu sürekli kafayı çekerek harcamamamız gerektiğini düşündüğün oluyor mu hiç?
So dad, how long do you think it would take?
Baba, sence ne kadar sürer?
Sorry I was so incommunicado, but it just felt like the right thing to do while I got settled, and then...
İletişimde kalmadığım için kusura bakma. Ama yerleştiğimde yapması doğru şey gibi gözükmüştü. Sonra da...
So how do you like it at Zynga?
Zynga'da olmaktan hoşlanıyor musun?
So, if that's something that you'd be interested in, I can make it happen, but I do have to warn you,
Eğer ilgini çeken bir şeyse oldurabilirim, ama seni uyarmam gerek Owen senden nefret edecek.
So, young lady, what is it you do when you're not murdering plants?
Ee genç hanım, çiçekleri katletmekten başka işiniz nedir?
- I'm betting on it. - So how do we find it?
- Peki parayı nasıl bulacağız?
I am so into this girl, and we're... we're... We're perfect for each other, but as long as her stupid boring boyfriend is in the picture, there... there's nothing I can do about it.
Kıza karşı çok ilgiliyim ve birbirimize mükemmel uyuyoruz ama şu aptal sıkıcı erkek arkadaşı işin içinde olduğu sürece yapacak hiçbir şeyim kalmıyor.
I put shame upon myself and all of science. Why did you do it if you hate it so much?
Bilimi ve kendimi utandırdım.
So, will you do it?
- Eee, katılacak mısın?
- Why so? It's assumed she'll do the bidding of her wealthy uncle and marry where he chooses.
- Varlıklı amcasının sözünü dinleyip onun seçtiği kişiyle evlenmesi beklenir.
So you grit your teeth and you do it.
Dişini sıkar yoluna devam edersin.
So, do it.
Yap o zaman.
So, do yourself a favor, experience the culture and... find out what it's all really about instead of what some... corporate-funded media is selling to keep you in a constant state of alert.
O yüzden kendine bir iyilik yap birkaç şirket destekli medyanın seni değişken bir alarm durumunda tutmasının yerine kültürü deneyimle ve gerçek amacını anla.
Ain't it fucked up how we spend so much time planning our lives, convincing ourselves with what we wanna do, what we have to do?
Hayatlarımızı planlayarak ne kadar çok zaman geçirdiğimiz neler yapmak istediğimize, neler yapmak zorunda olduğumuza dair kendimizi ikna etmemiz çok boktan değil mi?
So, let him do it.
Bırak yapsın.
Also, it took nine rings for someone to answer the phone, so can you do something about that, please?
Yoksa... Yarına sağ çıkamam. Bekle.
So that's how they do it up in the big house, is it?
Bütük evde işler böyle yürüyor demek?
Now it's time to do what I should've done so long ago.
Uzun süre önce yapmam gerekenin zamanı geldi.
So now I can do it a billion times on it.
Simdi binlerce kez yaparim.
I'm sorry, it's fine, i don't really care. I probably care about this job as much as you do so.
Muhtemelen senin kadar bu işi önemsiyorumdur.
But- - but if I didn't do it, they- - they'd just get someone else to, and then they'd be suspicious of me, so... so I said yes.
Ama ben yapmasaydım başka birine yaptırırlardı. Ardından benden şüphelenirlerdi bu yüzden bu yüzden evet dedim.
So, I guess we just won't do it.
O zaman biz de bu yola sapmayız.
So, do you believe it or not?
Peki, inanıyor musun, inanmıyor musun?
I love competition, so when you talk and tell me what you're gonna do, all it makes me wanna do is work harder.
Rekabeti seviyorum, bu yüzden konuş ve bana ne yapacağını söyle. Tüm bunlar beni daha çok çalışmaya sevk ediyor.
So, on the day, 100 is for my coach, that's how we do it, 100 meters for my coach, the 200 is for me, so he didn't say absolutely nothing to me when it comes to the 200 meters.
200 Metre Finali 2012 Londra Olimpiyatları, İngiltere 100 metre koç içindi, bizim olayımız böyledir. 100 metre koçun, 200 metre benim için. Bu yüzden 200 metre gelince bana kesinlikle bir şey söylemez.
All right, so how do I know when it's... When it's the good side of me or... or the evil side that's doing the choosing?
Seçimi iyi tarafımın mı yoksa kötü tarafımın mı yaptığını nereden bileceğim?
But I do get injured and I get to go to the hospital for two weeks and I sleep all day and I eat Jell-O and I watch so much TV and it's all covered by my insurance.
Ama yaralanırım ve iki hafta boyunca hastanede yatarım ve tüm gün uyuyup jole yerim ve doyasıya Televizyon izlerim ve tüm bunlar sigortam tarafından karşılanır.
So, what you would do is very gently, you would just kind of try to peel it back over like that to expose the head of the cock. Okay.
- Tamam.
Hey, hey, I didn't think it'd put a dent in our situation, so I thought I'd do something nice, you know, for, uh... for us, for our home, huh?
Hey, hey, Bunun durumumuzu etkileyeceğini sanmıyordum. Bizim için, evimiz için hoş bir şeyler yapabilirim diye düşünmüştüm.
If she can do it, so can we.
O yaşayabiliyorsa, biz de yaşarız.
It hurts so much. I don't know what to do!
- Ne yapacağımı bilmiyorum!
I have one, but it's so hard, I don't know if I want to do that to you.
Bir şey var, fakat bu çok zor, bunu senden istemeli miyim bilmiyorum.
I know we have to do something at the house, so let's make it as soon as possible and get it over with, okay?
Evde bir şey yapmamız gerektiğini biliyorum, bu yüzden onu en kısa zamanda yapalım ve artık bunları aşalım, tamam mı?
We didn't know what to do, so we just let it sit there.
Ne yapacağımızı bilemediğimiz için orada öylece bıraktık.
That 16 bucks... and I would do two loops a day, so it was $ 32 on a Saturday, $ 32 on a Sunday.
16 dolardan günde iki tur yapardım. Bu da cumartesileri 32 dolar, pazarları da 32 dolar demekti.
It wasn't his first one. He had a pacemaker. Guess it could only do so much.
Kalp pili varmış ama anlaşılan o da bir yere kadar.
Ishani, you keep telling me I could do so much to help The Flats, and now that I'm doing it, you're still not happy.
lshani bana The Flats'e yardım edebileceğimi söyleyip duruyorsun ama ettiğim halde hala mutlu değilsin.
So if it's a lost cause, why do it?
Madem ümitsiz bir vaka, neden yapasın ki?
so do i 1410
so do you 529
so don't worry 155
so do we 131
so don't 124
so don't worry about me 16
so don't go 17
so don't worry about it 39
so does she 37
so does he 29
so do you 529
so don't worry 155
so do we 131
so don't 124
so don't worry about me 16
so don't go 17
so don't worry about it 39
so does she 37
so does he 29
so do me a favor 42
so don't do it 20
so do we have a deal 18
so do 19
do it 5363
do it anyway 19
do it for me 171
do it right now 27
do it for yourself 17
do it up 17
so don't do it 20
so do we have a deal 18
so do 19
do it 5363
do it anyway 19
do it for me 171
do it right now 27
do it for yourself 17
do it up 17
do it later 23
do it today 16
do it tomorrow 16
do it to me 21
do it now 637
do it again 594
do it right 79
do it fast 39
do it yourself 113
do it quickly 49
do it today 16
do it tomorrow 16
do it to me 21
do it now 637
do it again 594
do it right 79
do it fast 39
do it yourself 113
do it quickly 49