Soldier boy Çeviri Türkçe
233 parallel translation
Soldier boy is giving orders!
Asker oğlan emir mi veriyor!
Don't you worry, soldier boy.
Merak etme, askercik.
Soldier boy.
Askercik.
Got any place I can lock this soldier boy up till I get them papers signed?
Kağıtlarının imzalanmasına kadar bu askeri kapatacağım bir yer var mı?
Soldier boy!
Asker çocuk!
- You just relax, soldier boy. - And I don't wanna hear that all he's got with him is a bunch of 60 or 70 penny-ante misfits.
rahat ol asker duymak istemiyorum onun tüm sahip olduğu şey 60 veya 70 penny.
No, I wouldn't want any Indian to kill that pretty soldier boy.
Hayır, Hiçbir yerlinin bu cici çocuğu öldürmesini istemem.
But that young, trough-fed Mrs. Penmark... she might get kind of Ionesome with that soldier boy of hers gone.
Ama genç ve körpe Bayan Penmark asker kocası gidince kendini yalnız hissedebilir.
I guess you've come for the soldier boy?
Galiba genç asker için geldin.
There must be a ton of it. I'm sure gonna be looking forward to seeing that soldier boy's face when we bring this in.
Çok işe yarayacak,... bunları kaleye götürelim, emrimdeki 100 gönüllü askerin bunlara ihtiyacı vardı.
Well, you've come just in time, soldier boy.
Pekala, tam zamanında geldin, asker!
Now, this here no lynching be, soldier boy.
Linç edilmeyecek.
Well, hi, soldier boy.
Selam, askercik.
Oh, look at the soldier boy!
Aman aman, askerciğe de bakın.
Well, soldier boy, you found your Apaches.
Pekâlâ asker çocuk, Apaçilerini buldun.
That's right, soldier boy.
Doğru, çocuk.
I know what they cut off, but at least they don't make tobacco pouches out of them uhah... that's something else you soldier boy's made up...
Neyi nasıl kestiklerini bilmiyorum. Geri dönmemiz mümkün değil ha, ah başka bir şey olmazsın bunlar senin gibi askerlerin yaptığı sıradan işler.
Come on, come on, soldier boy.
- Hadi, asker çocuk hadi.
- Still playin'soldier boy, Jody?
Hala askercilik oynuyor musun Jody?
When you gonna go play soldier boy?
Ne zaman oynamaya gidiyorsun askercik?
That's the soldier boy that tipped me on Hawk and his gang.
Bana Hawk ile çetesi hakkında önemli bilgi veren bir askerdi o.
I understand ella and that soldier boy have rounded up enough cattle to hang on for another year.
Görünen o ki, Ella ve asker çocuk bir yıl daha dayanmalarını sağlayacak kadar sığır toplamış.
Who's that soldier boy out there strutting around like a banty rooster?
Dışarıda, küçük ve agresif bir horoz gibi çalım atan asker çocuğu kim?
Hey, soldier boy!
Hey asker çocuk.
Soldier boy... I'll look for something to eat.
Yiyecek bir şeyler arayacağım.
Hallo! Hi, soldier boy.
Selam asker çocuk.
Take care, Soldier boy!
Kendine iyi bak! Asker!
Soldier boy!
Asker oğlan!
Soldier boy! Soldier boy!
Asker çocuk!
Soldier boy! Help!
Asker çocuk!
I must help Soldier boy!
Ben asker çocuğa yardım edeceğim!
Soldier boy
Asker çocuk!
Soldier boy, get up here!
Asker çocuk! Çık hadi!
Wake up, Soldier boy!
Uyansana, Asker çocuk!
Did you see that, Soldier boy?
Gördün mü bak, Asker çocuk! ?
Be careful! Soldier boy!
Dikkat et!
Where are you, Soldier boy?
Asker çocuk, neredesin?
Hi, soldier boy.
Merhaba asker.
Only thing you're gonna be able to handle, soldier boy, is a wheelchair.
Kontrol altına alacağın tek şey bir tekerlekli sandalye, asker.
That soldier boy and his goons hit every one of my operations.
O asker çocuk ve fedaileri bütün mekanlarımı basmışlar.
The soldier boy is here, man!
Asker çocuk burada be!
All right, soldier boy.
Pekala, asker çocuk.
Oh, I see a small Ohio farm boy becoming a great soldier.
Büyük bir asker olan Ohiolu küçük bir köylü çocuk görüyorum.
And before you were born, sir, when you were nothing but a toss-up between a girl's and a boy's name, I was a soldier.
Hatta siz henüz doğmamışken daha cinsiyetiniz bile belli olmamışken ben yine askerdim.
I was what they called a boy soldier. Me dad joined me.
Babam zorladı Hep bir asker olmamı istiyordu.
Farm boy into soldier.
Köy çocuğu asker olmuş.
By God, boy, you're a good soldier.
Tanrı biliyor ki sen iyi bir askersin.
Uhhh... it's that soldier boy.
Bu, o asker çocuk.
- You can't just leave them. - This boy's gone, soldier.
- Onu burada bırakamazsınız.
- You a soldier, boy?
- Asker misin, evlat?
My boy was an American soldier.
Benim oğlum Amerikan askeriydi.
boyle 310
boys 7010
boyka 121
boyd 649
boyfriend 977
boyce 31
boyfriends 122
boyo 55
boy or girl 87
boy meets girl 28
boys 7010
boyka 121
boyd 649
boyfriend 977
boyce 31
boyfriends 122
boyo 55
boy or girl 87
boy meets girl 28
boychik 17
boys and girls 256
boys will be boys 42
boy wonder 27
boy scout 43
boykewich 37
boyd crowder 43
boycie 17
soldier 943
soldiers 381
boys and girls 256
boys will be boys 42
boy wonder 27
boy scout 43
boykewich 37
boyd crowder 43
boycie 17
soldier 943
soldiers 381