English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ S ] / Sounds delicious

Sounds delicious Çeviri Türkçe

138 parallel translation
- Oh, that sounds delicious.
Kulağa çok leziz geliyor.
- Sounds delicious, doesn't it, Diane?
- Kulağa güzel geliyor, değil mi Diane?
Sounds delicious.
Kulağa lezzetli geliyor.
No, but he sounds delicious.
Hayır, ama lezzetli gibi.
It sounds delicious.
Lezzetli geliyor.
Sounds delicious but I've already had my vacuum-packed oatmeal.
Mmm, sesi çok lezzetli geliyor bu sabah ben sadece vakumlanmış paketten yulaf ezmesi yiyebildim.
Sounds delicious.
Çok lezzetli bir isim.
Sounds delicious.
Lezzetli görünüyor.
Sounds delicious.
- Kulağa lezzetli geliyor.
It sounds delicious!
Kulağa harika geliyor!
Sounds delicious.
Lezzetli gözüküyor.
That sounds delicious.
Kulağa lezzetli geliyor.
Sounds delicious.
Çok lezzetli geliyor kulağa.
Sounds delicious.
- Ne kadar güzel.
Sounds delicious.
Ne kadar leziz.
Sounds delicious.
Çok lezzetli görünüyor.
- That sounds delicious.
- Kulağa çok lezzetli geliyor.
- Sounds delicious.
- Ağzım sulandı.
But he sounds delicious.
Ama kulağa lezzetli geliyor.
Well, deep fried ham sounds delicious.
İyi, kocaman jambon kızartması kulağa hoş geliyor.
That sounds delicious
Çok lezzetli geliyor.
Sounds delicious.
Kulağa çok hoş geliyor.
Mmm, it sounds delicious.
Mmm, kulağa güzel geliyor.
That sounds delicious.
Kulağa harika geliyor.
Double-D sounds delicious.
Double-D, kulağa hoş geliyor.
Mmm, he sounds delicious!
Kulağa çok lezzetli geliyor!
That sounds delicious.
Çok hoş.
Sounds delicious, but we don't serve them here.
Çok lezzetli geliyor ama burada onları satmayız.
That sounds delicious.
Çok nefismiş gibi geldi.
If you're going to name a food, you should give it a name that sounds delicious.
Bir yemeğe isim vereceksen, en azından kulağa hoş gelen bir isim olmalı.
You're just saying random syllables, and it still sounds delicious.
Öylesine heceler söylüyorsun ama hala lezzetli görünüyor.
- Sounds delicious. - Y'all come on, you gotta get'em while they're hot.
- Hadi hepiniz gelin, sıcakken hemen yiyelim.
Sounds delicious... And filthy.
Kulağa lezzetli ve iğrenç geliyor.
sounds delicious.
İştahımız açıldı.
Water sounds delicious.
Su kulağa çok lezzetli geliyor.
? Sounds delicious!
Enfes olmalı.
- Candy bar sounds delicious.
- Çikolata iyiymiş. - Öyledir.
- Oh, that sounds delicious.
- Kulağa hoş geliyor.
- Sounds delicious.
- Kulağa güzel geliyor.
Brains sounds delicious right now.
Şu an beyin çok leziz geliyor.
Mm, sounds delicious!
Kulağa lezzetli geliyor.
No, but it sounds delicious.
Hayır ama eğlenceli bir şeye benziyor.
That sounds delicious.
Kulağa çok lezzetli gibi geliyor.
- Sounds d-delicious.
- Le-lezzetli gibi.
And that meat loaf sounds so delicious.
Köfteler de çok lezzetli görünüyor.
- It sounds potentially hazardous... and utterly delicious.
- Potansiyel olarak çok tehlikeli ama aynı zamanda çok lezzetli görünüyor.
THAT SOUNDS DELICIOUS.
Kulağa çok lezzetli geliyor.
Going cold turkey isn't as delicious as it sounds.
Esrarı bırakmak düşündüğüm kadar kolay değilmiş.
Sounds delicious.
Adı bile çok lezzetli.
Uh, the... Sounds, sounds pretty delicious.
Oldukça lezzetli gibi duruyorlar.
Wow, that sounds really delicious.
Vay, çok lezzetli görünüyorlar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]