Tell the truth Çeviri Türkçe
12,055 parallel translation
What was the future you saying about you having to tell the truth or something?
Gelecekteki sen doğruyu söylemenden falan bahsediyordu, neydi o?
Do you swear to tell the truth, the whole truth, and nothing but the truth, so help you God?
Tanrının önünde, gerçeği, yalnızca, tüm gerçeği söyleyeceğinize... yemin ediyor musunuz?
- Come on, Danny, tell the truth.
- Haydi ama, Danny, doğruyu söyle.
No one wants to tell the truth, huh?
Kimse itiraf etmek istemiyor öyle mi?
Why don't you tell the truth?
Neden onlara doğruyu söylemiyorsun?
I want you to tell the truth.
Doğruyu söylemeni istiyorum.
We need someone to come forward and tell the truth that the neighbors were blocking the streets.
Birilerinin gerçekleri anlatıp komşuların caddeyi kapattığını söylemesi gerek.
Just tell the truth and everything'll work out. You'll see.
Doğruyu söylersen her şey yoluna girer, görürsün.
I told him the right thing to do was to come in and tell the truth.
Ona buraya gelip doğruyu söylemenin iyi olacağını söyledim.
So, it's up to you whether you tell the truth or not.
Doğruyu söylemek sana kalmış veya adı her neyse.
You tell the truth, Dr. Williams.
Gerçeği söyle Dr. Williams.
I have to tell the truth.
Gerçeği söylemek zorundaydım.
- Tell the truth, Cynthia. - Your Honor.
- Gerçeği söyle Cynthia!
You can stay, tell the truth.
Doğruyu söylersen kalabilirsin.
Can't tell the truth and lies apart?
Gerçekle yalanı ayıramıyor musun?
So, if I were you, I would, um... well, I'd tell the truth.
Yerinde olsaydım doğruları söylerdim.
Hey, Shel, you want to know why people tell the truth in your hugs?
İnsanlar sarılmalarında neden doğruları söylüyor, biliyor musun Shel?
Now tell the truth.
Şimdi doğruyu söyle bakalım.
just tell the truth.
sadece gerçeği söyle.
You have to tell Mordecai the truth!
Mordecai'ye doğruyu söylemek zorundasın!
And if we can't find anything, then we tell Jessica the truth.
Bir şey bulamazsak, Jessica'ya gerçeği söyleyeceğiz.
I guess it was hard for him to tell me the truth, too.
Bana doğruyu söylemek onun için de çok zordu sanırım.
I was gonna tell you the truth once you got on board.
Gemiye geldiğinde sana doğruyu söyleyecektim.
No, they will probably let you go if you tell them the truth.
Hayir, muhtemelen serbest birakirlar eger dogruyu soylersen.
Well, you could tell him the truth.
Doğruyu söyleyebilirsin.
I'll stop when you tell me the truth.
- Bana gerçeği söylediğin an duracağım.
Look, if she is mad at you'cause she thinks that you're not looking after me, Then tell her the truth.
Eğer benimle ilgilenmediğini düşündüğü için sana kızgınsa öyleyse doğruyu söyle.
Because if they wanted to tell me the truth, They would have done it already.
Çünkü bana gerçeği söylemek isteselerdi bunu çoktan yapmış olurlardı.
Tell me the truth...
Bana gerçeği söyle...
So Pill-Brian doesn't want me to tell Rebeccathe truth about the NZT file.
Hap kullanan Brian, Rebecca'ya NZT dosyası ile ilgili gerçeği söylememi istemiyor.
Tell you the truth, I don't even like shrimp.
Ben karides sevmem bile.
Tell me the truth.
Bana gerçeği söyle.
Now tell the damn truth.
Şimdi gerçeği söyle.
We'll just - - we'll tell them the truth.
Sadece yapmamız.. onlara doğruyu anlatacağız.
Now, you need to tell Esposito the truth...
Esposito'ya doğruyu söylemelisin...
So either you trust us when we tell you the truth, or we'll find a new lawyer who can.
Ya doğruyu söylediğimizde bize inan ya da inanacak başka avukat buluruz.
Tell me the truth.
Bana doğruyu söyle.
Well, go tell him the truth.
Tamam, git doğruyu söyle.
Take him home, make it look like a hit-and-run, or I can call the police and tell them the truth, but you need to tell me to do that.
Söyle yeter. Asher'ı eve getireyim, vur-kaç süsü vereyim ya da polisi arayıp gerçeği söyleyebilirim ama ne yapacağımı söylemen lazım.
If it was an accident, we just tell them the truth.
- Hayır, hayır, polis çağıralım kazaysa...
And to tell you the truth, I don't think it really matters.
Gerçeği söylemek gerekirse önemli de değil.
Mom, that child will come to see you. This time, you have to tell her the truth.
Burada oturan kadın, bir zamanlar burada yaşayan kadını buldu.
I can't cover this up. I have to tell them the truth.
Onlara doğruyu söylemem gerek.
But you understand, as a man of the cloth, if he asks me why I'm really here, I've got to tell him the truth.
Ama beni de anlayın, neden geldiğimi sorarsa bir din adamı olarak ona gerçeği söylemek zorundayım.
I'll tell them the truth.
Gerçeği söyleyeceğim.
I'll take the heat. Tell everybody the truth.
Sorumluluğu alıp, doğruyu söyleyeceğim.
Fine, I'll tell you the truth.
Tamam sana doğruyu söyleyeceğim.
I love you, Dad, but this time, it is dangerous if I tell you the truth.
Seni seviyorum baba. Ama bu sefer gerçekleri söylemem tehlikeli.
Tell the truth.
Doğruyu söyle.
It is dangerous if I tell you the truth.
Sana gerçeği söylemem tehlike arz ediyor.
Yep. All I did was tell Mike the truth.
"Kalbinin sesini dinle."
tell them 565
tell them the truth 59
tell them that 33
tell them what 53
tell them what you told me 20
tell the others 21
the truth is out there 16
the truth will set you free 17
the truth 1031
the truth is 1715
tell them the truth 59
tell them that 33
tell them what 53
tell them what you told me 20
tell the others 21
the truth is out there 16
the truth will set you free 17
the truth 1031
the truth is 1715
the truth hurts 29
the truth will come out 23
the truth is that 24
the truth of the matter is 23
the truth about what 27
the truth was 16
truth 450
truth or dare 122
truths 27
truthfully 235
the truth will come out 23
the truth is that 24
the truth of the matter is 23
the truth about what 27
the truth was 16
truth 450
truth or dare 122
truths 27
truthfully 235
truth be told 288
truth is 598
truthful 20
tell me 9887
tell me about yourself 90
tell me more 252
tell me about it 1085
tell me again 158
tell me something about yourself 16
tell me you love me 72
truth is 598
truthful 20
tell me 9887
tell me about yourself 90
tell me more 252
tell me about it 1085
tell me again 158
tell me something about yourself 16
tell me you love me 72
tell me everything 270
tell me why 196
tell me something i don't know 107
tell me that you love me 17
tell me your name 121
tell me the truth 559
tell me what happened 368
tell me something 611
tell me what you want 123
tell me where you are 87
tell me why 196
tell me something i don't know 107
tell me that you love me 17
tell me your name 121
tell me the truth 559
tell me what happened 368
tell me something 611
tell me what you want 123
tell me where you are 87