That a problem Çeviri Türkçe
7,536 parallel translation
- Is that a problem?
- Bu bir sorun mu?
Is that a problem, Krumitz?
- Bu bir sorun mu, Krumitz?
Oh, that's a problem.
Bu bir sorun.
But if he lies to us, that's going to be a problem.
Ama bize yalan söylerse, bu bir sorun olacak.
Anyone's got a problem with that... Well, after the week I've had, they can keep it to themselves.
Buna karşı olan varsa geçirdiğimiz haftadan sonra, bunu kendilerine saklasınlar.
You ever consider the possibility that you not trusting me is a you problem?
Bana güvenmeyişimde asıl sorunun sen olduğunu hiç düşündün mü?
We're going to have a problem starting that.
Yeni bir sorunla baş başayız. Siktir!
Well, that's a good problem to have.
Bu güzel bir sorun.
Well, if that's true, it shouldn't be a problem for you to tell your board
Eğer doğruysa, kurula söylemen bir problem olmamalı.
Well, you can't guarantee that a customer won't want intercourse and that's a problem.
Müşterinin cinsel ilişki isteyip istemediğini garanti edemezsin işte bu problem.
Henry, will that be a problem?
Henry, bu problem olacak mı?
Larry, you understand that Danny's a person of interest - in a murder investigation. - That's not a problem.
Larry, şunu anlamalısın, Danny bir cinayet soruşturmasında baş şüpheli.
You got a problem with that?
- Sorunun mu var?
No, I don't got a problem with that.
Hayır, sorunum yok.
The problem I got is that my snitch is a fat, annoying, hairy moron.
Problemim muhbirimin şişko, sinir bozucu kıllı bir moron olması. - Bir saniye gelsene.
That's a big damn problem.
Bu koca lanet bir problem.
I didn't say gay was a problem, just that he's gay and has problems.
Gay olmasının problem olduğunu söylemedim sadece gay olduğunu ve problemli olduğunu söyledim.
I'm going to worry about things that You don't think are a problem.
Senin için sorun olmayan konular benim için endişe verici.
But, sir, there's a new problem that I really need your attention for.
Ama efendim, şu anda dikkatinizi çekmem gereken yeni bir sorun var.
You got a problem with that?
Bununla ilgili bir sorunun mu var?
And believe me, it's not just the homos that she has a problem with, because it took that bitch 50 years to talk to a black person, and it was her mailman, and then she accused him of stealing her Christmas cards.
Ve inan bana, problemi olduğu insanlar sadece eşcinseller değil, o cadının siyahi bir insanla konuşması 50 yılını almış, ve o da postacısıymış, sonra da onu yılbaşı kartlarını çalmakla suçlamış,
The problem isn't removing a chair ; the problem is adding chairs, because several other members of Santana's family want that spot.
Sorun ; sandalyeyi kaldırmak değil, sorun sandalye eklemek, çünkü Santana'nın ailesindeki birkaç üye o yeri istiyorlar.
If you have a problem with that... and I hope you do... Jimbo says to call him personally.
Eğer bununla ilgili bir sorunun varsa ki umarım vardır Jimbo onu bizzat aramanı söyledi.
I don't have a problem with that.
Bununla bir sorunum yok. O haklı.
I'm just saying that if you diverted a small percentage of your masturbation energy towards fixing the water problem, you might be going potty in a toilet right now.
Diyorum ki, mastürbasyona verdiğin enerjinin ufacık bir kısmını su sorununa yöneltseydin normal bir lazımlığa gidiyor olabilirdin.
My problem is that I'm trying to have a nice time With my best friend, and you are just here all the fucking time.
Benim derdim en iyi arkadaşımla hoşça vakit geçirmek ve sen sürekli buradasın.
Ah, s-s-see, that... that... that's the problem with a family business.
İşte bu... Aile işlerindeki sıkıntı budur.
Well, now, that's a problem.
Bu sıkıntı çıkarır.
That's a problem, right?
Bu bir sorundur, değil mi?
That feels like a problem.
Bu bir sorun gibi geliyor.
I'm truly sorry that I wasn't there for you, but we have a problem...
Yanında olamadığım için gerçekten üzgünüm. Ancak bir sorunumuz var.
You will be pleased to know that Finn is no longer a problem.
Finn'in artık sorun olmadığını duyduğuna sevineceksin.
We better find a way to stop that dagger from melting because if the thief is who I think it is, we've got a problem.
Hançerin erimesine mani olmalıyız eğer hırsız düşündüğüm kişiyse başımız dertte.
You're learning what I've known for over 200 years, that if you're not a Mikaelson, you're cannon fodder, but right now, their problem is my problem.
Benim zaten 200 yıldır bildiğim şeyi yeni öğreniyorsun eğer bir Mikaelson değilsen yalnızca bir teferruatsın ancak bugün onların sorunu benim de sorunum.
And if any of you have a problem with that, I can send a gift wrapped package to the d.A.
Ve bununla ilgili sorunu olan varsa savcılık ofisine bir hediye paketi gönderebilirim.
Of course, if you got a problem with that, you don't have to take the picture.
Tabi bu konuda bir problemin varsa fotoğrafı alma.
That won't be a problem at all.
Bu hiç sorun değil.
That gonna be a problem for you?
Sorun olur mu?
I don't think that's gonna be a problem.
- Sorun olacağını sanmıyorum.
You don't have a problem with that?
Bunu sorun etmiyor musun?
- Reece : That's not a problem.
Dert değil.
Is that gonna be a problem?
Sıkıntı olur mu?
The problem is that he has no idea where he is 24 hours a day.
Günün 24 saati nerede olduğunun bile farkında değil.
Look, I'm not gonna pretend I don't know these things, that you have a problem with me...
Bak, benimle olan sorunların hakkındaki şeyleri, bilmiyor gibi davranmayacağım.
With separation, that wouldn't be a problem.
Ayırma ile bu sorun olmaz.
You have a problem with that?
Bu durumla ilgili bir derdin mi var?
It's the rest of the damned world that has a problem.
Sıkıntısı olan dünya.
Well, I got a problem with that, because a Tribunal implies that you have the authority to judge, and in order to judge you have to know the difference between right and wrong.
Bu bana ters çünkü... mahkeme olması için yargıçlık edecek yetkiniz olması gerekir. Bunun için de doğruyla yanlış arasındaki farkı bilmeniz gerek. Ama siz bilmiyorsunuz.
- That wouldn't be a problem.
- Bu sorun değil.
Well, now, that's gonna be a problem.
- Orası biraz problem olacak.
Do you have a problem with that?
Sorun olur mu senin için?
that all started with a big bang 89
that about sums it up 19
that again 44
that ain't gonna happen 38
that ain't happening 22
that asshole 33
that ain't it 24
that ain't true 31
that actually makes sense 16
that ain't funny 16
that about sums it up 19
that again 44
that ain't gonna happen 38
that ain't happening 22
that asshole 33
that ain't it 24
that ain't true 31
that actually makes sense 16
that ain't funny 16
that ain't good 30
that ain't right 73
that all you got 36
that ain't me 24
that all depends 16
that ain't fair 20
that and 54
that a girl 50
that all 56
that afternoon 38
that ain't right 73
that all you got 36
that ain't me 24
that all depends 16
that ain't fair 20
that and 54
that a girl 50
that all 56
that afternoon 38
that a 19
that a boy 70
a problem 89
problem 450
problems 192
problem solved 277
problem is 299
problem was 25
that a boy 70
a problem 89
problem 450
problems 192
problem solved 277
problem is 299
problem was 25