The gods Çeviri Türkçe
5,880 parallel translation
Put yourself in the hands of the gods, do their will.
Kendini tanrıların ellerine bırak, arzularını yerine getir.
Floki, you have betrayed the gods.
Floki, tanrılara ihanet ettin.
I was always true to the gods and Ragnar.
Tanrılara karşı daima sadıktım ve Ragnar'a da öyle.
The gods change so much I can't keep up.
Tanrılar çok değiştirir ve ben yakalayamam.
If you ask me the gods have made this life to take pleasure in our suffering.
Bana sorarsan Tanrılar, acımızdan haz almak için bu hayatı yarattı.
The gods smile on me... and I am like a son to them.
Tanrılar bana gülümsüyor ve onlara göre bir oğul gibiyim.
If I'm not to be trusted, why not have me sliced open and sacrificed to the gods?
Evet, eğer ben güvenilir biri değilsem, neden benim bileklerimi kesip Tanrılara kurban etmediniz?
gift to the gods, to grant a wish for love.
tanrılara hediyedir, bir aşk dileği istemek için.
Your leg... it's a deliberate mark, from the gods.
Bacağın tanrılardan bir işaret.
To hell with the gods!
Tanrıların canı cehenneme!
By the gods, never thought I'd be happy to see you again.
Seni tekrar gördüğüme sevineceğimi düşünmezdim.
The brothers journey to the underworld to trick the Gods.
Kardeşler, Tanrıları kandırmak için yer altına giderler.
"In Greece, it was commonly held that one could speak to the gods from the top of Mount Olympus." We should probably go there.
"Yunanistan'da, Olimpos Dağı'nın tepesinde Tanrılarla konuşabilen biri genellikle görülür." Belki de oraya gitmeliyiz.
The high priest believed I had a special connection to the gods.
Başrahip Tanrılarla aramda özel bir bağ olduğuna inanıyordu.
A pact... With the gods.
Tanrılarla bir anlaşma.
On his travels, Gilgamesh encountered a wise man named Utnapishtim, who told him the story of a flood that destroyed the world, and how one of the gods instructed Utnapishtim to build an ark to rescue his family and the animals.
Seyahatlerinden birinde Gılgamış, Utnapiştim isimli bilge bir adamla karşılaştı ve Utnapşitim ona dünyayı yerle bir eden bir tufanın ve tanrılardan birinin öğüdüyle ailesini ve hayvanları kurtarmak için nasıl gemi inşa ettiğini anlattı.
All the gods of the Earth must have been really angry about something.
Dünyanın tüm Tanrıları birşeylere kızmış olmalıydı.
The fact of the matter is, your brother was born with gifts that would make the gods jealous.
İşin aslı, kardeşin tanrıları kıskandıracak yeteneklerle doğdu.
And I am blessed by the gods.
Tanrılar tarafından kutsandım.
By the gods... I do not think there's any gods in here.
Tanrılar adına, burada bir Tanrı olduğunu sanmıyorum.
By the gods, you will pay.
Tanrılar aşkına, ödeyeceksin.
The gods are against you today.
Tanrılar bugün yanında değil.
By the gods!
Tanrılar aşkına!
Praise the gods, you've escaped! What's happened?
Tanrılara şükürler olsun, kurtulmuşsunuz!
He fights like the gods.
- Tanrılar gibi dövüşüyor.
Absolutely. But the gods gave us baseball, so...
- Ama Tanrı bize beyzbolu verdi.
It's a miracle, praise the Gods!
- Bu bir mucize, tanrılara şükür!
Ah, Stylax, thank the Gods I've found you.
Stylax, tanrılara şükürler olsun seni buldum.
As you meet the gods bearing a treasure from me.
Sen de benden aldığın bu hazineyi taşırken Tanrıların yanına gideceksin.
Let us return to the vault freely and you may be spared the gods'vengeance.
Kasa'ya dönmemiz için bizi serbest bırakırsanız Tanrılar öcümüzü almak için yakanıza yapışmaz.
You worship the gods, not God, don't you?
Sen tanrılara tapıyorsun, Tanrı'ya değil, değil mi?
I have survived because I know one must be willing to destroy anyone, anything, even the things you love, to keep the gods in check.
Herkesi, her şeyi, hatta sevdiğim şeyleri yok ederek Tanrıları kontrol altında tutmam gerektiğini bildiğim için bugüne kadar hayatta kaldım.
I am the Darkness, the Devourer, the feeder of the gods, but I cannot feed them forever.
Karanlığım ben, biçici, tanrıları besleyenim. Ama sonsuza dek besleyemem onları.
Pascal, offer her blood to the gods.
Pascal, tanrılara kadının kanını sun.
Deny it, but in your heart you know the gods have power.
İnkar et. Ama kalbinde tanrıların gücü olduğunu biliyorsun.
You took the blood, not the gods.
Kanı alan sensin, tanrılar değil.
I took my people into the Blood Wood and showed them how to feed the gods, and since that day the plague has not returned.
İnsanlarımı kanlı ormana götürüp, tanrıları nasıl besleyeceklerini gösterdim. Ve o günden beri veba dönmedi.
But the gods hold it leashed, in the shadows, and if I die without a successor, it will run wild over the land.
Tanrılar onu göldelerin içine bağladılar. Ben halefim olmadan ölürsem, veba ülkeyi kasıp kavuracak.
You've been spending a lot of time with this all-father of the gods.
Bakıyorum da Tanrıların Babası ile çok vakit harcıyorsun.
Apparently, the Greeks have a bunch of different gods.
Görünüşe göre, Yunanlıların birçok özelliği olan tanrıları var.
It's a mark that pagans sometimes put on their newborns, to distinguish the baby in the eyes of their gods.
bu paganların yeni doğanlara koyduğu bebeklerini tanrılarına tanıtmalarını sağlayan bir işaret
"He told me that because Anubis " were seen as gods by the Egyptians, " pharaohs in the old kingdom believed that
" Söylediğine göre Anubisler Mısırlılar tarafından tanrı olarak görüldüğü için firavunlar, mumyalanmış bir Anubis'le birlikte gömülürlerse kendileri de tanrı olacaklarına inanırlarmış.
The further we travel from our gods, the harder it becomes to pay them tribute.
Tanrımızdan ne kazar uzaklaşırsak ona şükretmek zorlaşıyor.
Two gods, the same name!
Aynı isimde iki tanrı!
Like the gods.
- Tanrılar gibi.
Heh heh. You know, there are over 2,000 gods that the sheep of this world have chosen to believe in.
Biliyorsun, bu dünyadaki koyunların inanmayı seçtiği iki bini aşkın Tanrı var.
Like we have to vow to the hospital gods?
Hastane tanrılarına yemin ediyormuşuz gibi.
There's no escaping the wrath of the Sky Gods, Leonardo.
Gökyüzünün Tanrılarından kaçış yoktur Leonardo.
Two gods playing with the same deck of cards. Stop.
Aynı desteyle oynayan iki Tanrı.
We are the shadows at the center of the Labyrinth but we are men, not gods.
Labirent'in merkezindeki gölgeleriz. Ama insanız, tanrı değiliz.
Because according to legend Saraguros the gods, to the image of Christ,
Çünkü Saraguros efsanesine göre
gods 123
godspeed 213
the godfather 48
the great gatsby 18
the guardian 21
the good wife 16
the game 119
the gate 46
the girl 422
the gardener 44
godspeed 213
the godfather 48
the great gatsby 18
the guardian 21
the good wife 16
the game 119
the gate 46
the girl 422
the gardener 44
the game has changed 18
the greater good 16
the game is over 59
the gun 223
the good stuff 48
the game's over 47
the good old days 37
the games 17
the ghost 58
the guard 38
the greater good 16
the game is over 59
the gun 223
the good stuff 48
the game's over 47
the good old days 37
the games 17
the ghost 58
the guard 38
the gas 49
the girlfriend 25
the ground 30
the guy 205
the good ones 20
the gold 48
the great 49
the government has a secret system 84
the governor 73
the guards 59
the girlfriend 25
the ground 30
the guy 205
the good ones 20
the gold 48
the great 49
the government has a secret system 84
the governor 73
the guards 59