English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ T ] / The good news

The good news Çeviri Türkçe

4,421 parallel translation
THE GOOD NEWS IS, WE GOT THE REPORT BACK FROM THE GENETICS LAB, AND IT'S NORMAL.
İyi haber gen laboratuvarından gelen rapora göre her şey normal.
I'll do a blood test to confirm the good news.
Ben bu güzel haberi kan testiyle onaylayacağım.
The good news is... no tumor growth.
İyi haber ise tümör büyümemiş.
The good news is you don't actually have a gambling problem.
İyi haber aslında kumar probleminin olmaması.
The good news is we caught it in time.
İyi haber, zamanında yetiştik.
That's the good news.
Bu iyi haber.
And do you know what the good news is?
- İyi haber ne biliyor musun?
The good news is Balli can get well anytime.
İyi haber, Balli her an iyileşebilir.
Well, the good news is... we know the emergency and surveillance system work.
İyi yanından bakarsak, izleme sisteminin acil durum özelliğinin çalıştığını görmüş olduk.
If that's the good news, I don't want to hear the bad.
- İyi haber buysa, kötüyü duymak istemiyorum.
So you want the good news or the bad news first?
Önce iyi haberleri mi, kötü haberleri mi istersin?
But the good news is, Santa Claus doesn't exist... so you don't have to worry about some creepy old guy...
Ama iyi haber ise, Noel Baba yoktur. Bacadan giren yaşlı bir adam için endişe etmenize gerek yok.
I'll take the good news to Captain Lilywhite.
Güzel haberleri Kaptan Lilywhite'a ulaştırayım.
And charging them for all the good news she brings.
Ve getirdiği bütün güzel haberler için onları borçlandırıyor.
Listen, here's the good news - she's heading home.
- Dinle, işte sana iyi haber... eve gidiyor.
Well, the good news is we were able to successfully remove four out of the seven bullets.
İyi haber, 7 kurşundan 4'ünü çıkarmayı başardık.
The good news is Dorothy made it through the surgery fine.
İyi haber Dorothy'nin ameliyatı iyi geçti.
What's the good news?
İyi haber nedir?
Is Lily gonna call them and give them the good news?
Lilly arayıp, iyi haberi verecek mi?
But here's the good news.
Ama iyi haber.
The good news is that you didn't accept any of the offers on your apartment.
İyi haber, daireniz için hiçbir teklifi kabul etmediniz.
But the good news is it's not too late to repair the damage.
Neyse ki zararın neresinden dönsek kârdır.
- and give him the good news.
-... müjdeli haberi ona vermelisin. - Uçmak mı?
The good news is he ´ ll take care of everything.
İyi haber ise, her şeyin icabına bakacak.
Well, the good news is we're going to see Fat Au.
İşin iyi yanı, Şişko Au'yu göreceğiz.
And? The good news is, all of his nerves are still intact, But his spinal cord is severely damaged.
İyi haber şu ki, sinirleri zarar görmemiş ama omuriliği bir hayli hasar almış.
Maybe the good news is Pamela can use this as an excuse to finally leave John Ross.
Belki de bu iyi haberdir, Pamela bunu John Ross'tan ayrılmak için bir bahane olarak kullanabilir.
The good news is, the spinal cord monitoring didn't change or worsen during the surgery.
İyi haber, omurilik, ameliyat sırasında bir değişiklik gösterip daha kötüye gitmedi.
The good news is, I'm getting a lot of helpful feedback.
İyi haberler ise bazı faydalı geri bildirimler aldım.
And the good news is we don't confiscate it.
İyi haber şu ki, buna el koymuyoruz.
He told me the good news.
Bana iyi haberleri verdi.
Well, the good news is that 40 % to 60 % of men who were able to have erections before surgery are able to after.
Güzel haber şu ki, erkeklerin % 40 ile % 60'ı ameliyattan önce olabiliyorsa, sonra da ereksiyon olabiliyor.
The good news is, that means we can survive.
İyi haber şu ki, biz de hayatta kalabiliriz.
Now, the good news is, we are hiring.
Şimdi iyi haber eleman arıyoruz.
The good news is there's a way around that, sort of.
İyi haber ise bunun başka bir yolu var, sayılır.
Okay, well, the good news is that we're treating the TB.
İyi haber. Tüberkülozu tedavi ettik.
The good news is I can now go home and marry Jim because I am so bad at this stuff. Okay.
İşin iyi tarafı şimdi eve gidip Jim ile evlenebilirim çünkü bu işlerde çok kötüyüm.
Good news is, today should be sunny with highs in the low 60s... unseasonably mild... a real change from the relentless weather of these past few weeks.
Güzel haber bugün güneşli olacak Mevsim normallerine göre ılık... geçen haftalardaki acımasız havaya göre ciddi değişim var.
Good news is, today should be sunny with highs in the low 60s... unseasonably mild...
Güzel haber bugün güneşli olacak Mevsim normallerine göre ılık...
I had the same thing happen when I saw "The Killer" play in Paris and my mate was there and he's like... comes up to me, he goes, "Well, good news." "The... the T-shirt guy selling the T-shirts."
Arkadaşım oradaydı, bana gelip "İyi bir haberim var tişörtçü tişört satıyor" dedi.
More good news from the bridge, though, Brian.
Köprüden iyi haberlerim de var Brian.
And it's all good news, gave me the all-clear.
Haberler iyi, her şey yolundaymış.
And the really good news?
Çok iyi haber nedir?
I'm afraid the news isn't good.
Maalesef haberler iyi değil.
or one particular god. And almost invariably, our ancestors concluded the news was not good.
Üzerine neredeyse hemen tüm atalarımız bunu kötü habere yordular.
I have good news for the women of Los Angeles.
Los Angeles'ın kadınları için güzel haberlerim var.
The president needs to offer a piece of good news.
baskanin iyi bir kac haber vermesi lazim.
Well, the system, it isn't crashing, which is really good news.
- Sistemin çökmemesi aslında iyi haber.
Good news. Got the shimmering essence commercial.
iyi haber, ışıIdayan esans reklamını aldım.
I didn't know that was on the table, but good news- - I have your money.
Bunun hâlâ gündemimizde olduğunu sanmıyordum ama, iyi haber, param var.
Didn't you hear the good news?
Güzel haberi duymadın mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]