The matter Çeviri Türkçe
37,753 parallel translation
What's the matter with you?
Neyin var senin?
What's the matter with you?
Neyin var?
What's, uh, what's the matter with you?
Senin derdin ne?
What's the matter with you?
Senin derdin ne?
Do you honestly think you ever had a choice in the matter?
Sence bu olayda bir seçme şansın var mı?
Chin, what's the matter?
Chin, sorun nedir?
What's the matter- - these digs too low-brow for her?
Sorun ne, bu pansiyonlar onun için çok mu kültürsüz?
- Your childish attitude - on the matter is noted.
Konuya dair çocuksu tavrın fark edildi.
What's the matter, Satoru?
N'oldu Satoru?
Yes, what's the matter?
Evet, sorun nedir?
I'd like to ask Mr. Hull about his thoughts on the matter, who's behind it.
Bay Hull'a konuyla ilgili fikirlerini, arkasında kim olduğunu sormak isterim.
What the hell's the matter with him?
Neler oluyor ona?
What's the matter, Sergeant?
Ne oldu Çavuş?
What's the matter?
" Neyin var?
What's the matter?
Sorun ne?
What is the matter with you?
Senin sorunun ne!
- What's the matter with you?
- Ne yapıyorsun sen?
Hey! What's the matter?
Sorun ne?
- What's the matter?
- Ne oldu?
He's still crying, so I said, " What the fuck is the matter with you?
Hâlâ ağlıyor, dedim ki : "Neyin var amına koyayım?"
- What's the matter with you?
- Neyin var senin?
Charlie? What's the matter?
- Ne oldu Charlie?
What's the matter, Peter?
Sorun ne Peter?
What's the matter?
Ne oldu?
Hey, what is the matter with you?
Derdin ne senin ya?
Governor Florrick, you are accused of bribery, obstruction of justice, and wire fraud, in the matter of the murder trial of Patty Tanniston.
Vali Florick, Patty Tanniston davasında rüşvet, kanunu engelleme, ve izinsiz dinleme yapmakla suçlanmaktasınız.
What's the matter? You forget some...
- Ne oldu, bir şeyini mi unut...
And then there's the matter of damages.
Bir de işyerine verdiği zararlar mevcut.
Well, good. I think that settles the matter.
- Güzel, o halde anlaştık.
What's the matter?
Sorun nedir?
I need you, at the inn tonight, to discuss the matter with the Selectmen.
Sana ihtiyacım var. Bu akşam meyhanede meclis üyeleriyle bu konuyu tartışacağız.
That's my thinking on the matter.
Konu hakkında düşüncelerim böyle.
... immigration reform, but the sad truth of the matter is that Richmond can promise all he wants tonight...
.. göçmen reformu, fakat bu konunun en kötü yanı.. Richmond bu gece istediği vaatlerde buluncak..
No matter what I do, you and I will never be on the same side!
Ne yaparsam yapayım, ikimiz asla aynı tarafta olmayacağız!
- So, what the fuck does it matter?
Daha neyini konuşuyoruz amına koyayım?
Well, more specifically the total Baryonic matter in the universe.
Daha doğrusu, evrendeki toplam Baryonik karanlık madde miktarına.
Dark matter and dark energy make up 95 % of all of the matter in the... No!
- Hayır!
Daddy and I would accept you no matter what - - boy, girl, gay, straight... though, if you're a lesbian, please be the fun kind.
Seni de ne olursan ol kabulleniriz. Erkek, kız, eşcinsel, hetero. Yalnız lezbiyensen lütfen eğlenceli olanlardan ol.
With the protocols that we've developed, we can transform patient's lives in a matter of weeks.
Geliştirdiğimiz protokollerle hastaların yaşamlarını birkaç haftada değiştirebiliyoruz.
We expect the crisis to be resolved in a matter of a few hours.
Krizin birkaç saat içinde çözülmesini bekliyoruz.
Captain, when the time comes, get them to safety, no matter what.
Albay, vakti gelince ne olursa olsun güvene al onları.
So maybe it's a matter of the couple remaining engaged but removing focus from certain hot spots.
- Evet. Belki çiftlerin kalan bağlantıları söz konusu olabilir ama sıcak bölgeden odağı kaldırıyor.
Well, the timeline and the body count probably don't matter as much as geography and the copying of the M.O.
Zaman çizgisi ve ceset sayısı muhtemelen coğrafya ve yöntemin taklidi kadar önemli değil.
I'll take care of the kids'adoption process... so don't concern yourself about this matter anymore.
Evlat edinme işlemlerini ben halledeceğim. Artık bu konuya burnunu sokma.
But more importantly, we have to find the attacks that matter.
Hepsinden önemlisi hangi saldırıların ciddi tehditler içerdiğini bulmaya çalışıyoruz.
It's just a matter of finding that special something - to put it over the top.
Mesele, üstüne ekleyecek o özel şeyi bulmak.
The manufacturing of candles from the head matter of sperm whales began in America around 1748.
İspermeçet balinası kafasından mum imalatı, Amerika'da 1748 civarı başlamıştır.
You know, the learning process is just a matter of manpower and putting in more hours.
Biliyorsun, ogrenme surecinde mesele sadece daha fazla insan gucu ve daha uzun sure calismak.
I mean, you knew what he was doing, that he was in the drug trade, and you were the sheriff, but that didn't, like, really matter, so I never quite understood that part,
Onun ne iş yaptığını biliyordun, uyuşturucu işinde olduğunu. Sen de şeriftin ama pek sorun değildi senin için. Hiç anlamadım o kısmı.
Or do you think it's always worth pursuing the truth no matter what?
Ya da sence ne olursa olsun daima gerçeğin peşinden mi koşmak gerekir?
and it don't matter, because whoever does it, the baby and the mother go straight to hell.
Ve bir önemi yok çünkü kim yaparsa bebek ve anne direkt cehenneme gider.
the matter is closed 18
matter 86
matter of fact 310
the mentalist 91
the more the merrier 116
the message 46
the moon 186
the middle east 33
the merrier 49
the man 273
matter 86
matter of fact 310
the mentalist 91
the more the merrier 116
the message 46
the moon 186
the middle east 33
the merrier 49
the man 273
the music 166
the mask 38
the money 459
the moment of truth 36
the money's gone 37
the money's good 16
the men 76
the more i think about it 71
the man himself 21
the maid 51
the mask 38
the money 459
the moment of truth 36
the money's gone 37
the money's good 16
the men 76
the more i think about it 71
the man himself 21
the maid 51
the mother 105
the mall 39
the movie 102
the map 56
the more 64
the manager 72
the master 100
the music box 16
the mirror 38
the military 42
the mall 39
the movie 102
the map 56
the more 64
the manager 72
the master 100
the music box 16
the mirror 38
the military 42