The night before last Çeviri Türkçe
400 parallel translation
What about the night before last?
Önceki geceye ne diyeceksin?
- And the night before last?
- Ondan önceki gece?
- Wilson where did you say you spent the night before last?
- Wilson dün gece nerede kaldığını söylemiştin?
My friends and I, and the lady in the plane left Baskul the night before last for Shanghai.
Arkadaşlarım, ben ve uçaktaki hanım... önceki gün Baskul'dan Şanghay'a doğru yola çıktık.
The night before last, Church comes in and sits in for two and a half hours... including the time MacFay was killed on the Island.
Olay gecesi, Church gelip iki buçuk saat kadar kaldı. Bu sırada da MacFay, Long Island'da öldürüldü.
Mascha, I didn't lose my head at all... even when they found out about your friend sleeping here the night before last
Mascha, aklımı tümden yitirmedim... hatta arkadaşının bir önceki gece burada uyuduğunu öğrendiklerinden sonra bile
Since the night before last.
Önceki geceden beri.
The night before last I went to Ikebukuro.
İkebukuro'ya son gidişimden önceki gece.
The night before last she even forgot it was our wedding anniversary.
Geçen gece, evlilik yıl dönümümüzü bile unuttu.
Can you tell me? The Los Angeles police picked up a smalltime stoolpigeon the night before last. Shot through the lungs and left for dead.
Los Angeles polisi önceki gece küçük çaplı bir muhbiri yakaladı, akciğerlerinden vurup, ölüme terk etti.
Now, see here, this only happened the night before last.
Şimdi, buraya bak, bu sadece geçen gece oldu.
The girl you were in here with the night before last.
Geçen gece burada birlikte olduğun kız.
I thought of it the night before last.
Evvelki gece aklıma geldi.
No, Blaney slept in a Salvation Army hostel the night before last.
Bir gece önce, Blaney, Kurtuluş Ordusu'nun yatakhanesinde yatmış.
Did you read about the shooting the night before last?
Geçen geceki çatışmayı okudunuz mu? Hayır. Ne?
- All at once, the night before last.
- Hepsini birden, önceki gece.
We found the moped where he spent the night before last.
Mopedini önceki gün gecelediği yerde bulduk.
I saw him the night before last.
Onu evvelki gece gördüm.
The commanding officer of this regiment, Colonel James Barclay, was found dead in his villa at about 10 o'clock the night before last.
Bu alayın kumandanı, Albay James Barclay, bir önceki gece, saat 10 civarında kendi villasında, ölü olarak bulundu.
I gave it to Mr. Earl the night before last when he was having dinner at my house.
Önceki gece evimde yemek yerken Bay Earl'e pipoyu ben vermiştim.
- O. Just like the night before last.
- Sıfır, aynı bir gece önceki gibi.
You know, I've only lived since last night... but that little while seems longer than all the time that's gone before.
Sadece dün geceden beri yaşıyorum... ama bu kısacık süre, daha önce geçen ömrümden çok daha uzun geliyor.
You drove Mr. Stephens and Miss Porter home from the arena night before last?
Geçen gece Bay Stephens ile Bayan Porter'i salondan eve sen mi götürdün?
Like last night and the night before. Staring at me.
Tıpkı önceki ve ondan önceki gece gibi gözlerini benden ayırmadı.
You said Harrington was rubbed out with a shotgun loaded with buckshot... the way Laura Hunt was murdered night before last.
Harrington'ın, saçma dolu bir av tüfeğiyle vurularak öldürüldüğünü yazmıştınız. Tıpkı Laura Hunt'ın, önceki gece öldürülmüş olduğu gibi.
Last night or the night before I don't remember when...
Dün gece ya da ondan önceki gün ne zaman olduğunu hatırlamadığım...
I wanted it that way but when I saw you in the wickiup and you touched me and you prayed for me I felt bad being alone and I knew that I needed to see you again before I left so that I could find out if it was the same as last night.
Ben öyle istediğim için. Ama çadırda seni gördüğümde ve bana dokunduğunda ve benim için dua ettiğinde yalnız olduğuma üzüldüm. Ve gitmeden önce seni yeniden görmem gerektiğini biliyordum.
The night before he flew out over the ocean the last time.
Okyanus üzerinden son kez uçmadan önceki gece.
Mr. Malloy is it true that the night Joey Doyle was found dead you were the last one to see him before he was pushed from the roof?
Bay Malloy... Joey Doyle'un ölü bulunduğu gece çatıdan itilmeden önce onu en son sizin gördüğünüz doğru mu?
He was the one that took her out last night, before she was killed.
O Dün gece öldürülmeden önce dışarı çıkardıklarından biriydi.
You know, Marcella said the very same thing last night just before I put her to sleep.
Biliyorsun, Marcella da dün gece aynı şeyi söylemişti. onu uyutmadan biraz önce.
I'd lost the night before, so last night I should've won.
Geçen gece kaybetmiştim bu yüzden dün gece kazanamam gerekiyordu.
And last night, and the one before...
Ve dün gece ve ondan önceki...
There were 30 or 40 unshod ponies here last night before the train came in.
Dün gece tren gelmeden önce burada 30 yada 40 nalsız at izi vardı.
Last night you sat before the grave of Emperor Antoku.
Dün gece İmparator Antoku'nun mezarında oturuyordun.
Night before Bubber goes to jail this last time somebody tells him the story.
Bubber'in son hapse girisinden bir gece önce biri ona bu olayi anlatmis.
The man from constable's "the hay-wain" said last night that there was no chance of a return to the pictures before the weekend.
Constable'ın Saman Arabası'ndaki adam dün akşam "Hafta sonundan önce resimlere dönüş olmaz," dedi.
- No, I mean, I I saw him, last night, just before you came back from the theatre.
- Hayır, yani... Geçen gece, sen tiyatrodan dönmeden hemen önce onu gördüm.
And last night, before the TV?
Hatırlamıyormusun dün gece tV nin önünde yaptıklarını.
As good as last night's or the night before's.
Dün akşamki ve ondan önceki akşamki kadar güzeldi.
Her smile is the last thing I see before I close my eyes at night.
Geceleri gözlerimi kapamadan önce son gördügüm sey hep onun tatli gülüsü olur.
Was last night the night before this morning?
Geçen akşam bu sabahtan önceki akşam mıydı?
He's afraid of the dark? Last night he left before dark, he won't go in the caves and what about the effect of the laser?
Sadece güzelliğin nefes kesici değil, aynı zamanda vahşi, evcilleşmemiş bir canavarın da ruhuna sahipsin!
The night before the last I made love with Anna
Bir gece önce de Anna'yla seviştik.
Just before Voyager encountered Jupiter, you could see that giant planet at night shining in the sky as our ancestors have for the last million years.
Voyager Jüpiter'e ulaşmadan hemen önce, bu dev gezegeni gece ufkunda bir milyon yıldır izleyebiliyoruz.
You told me in the Last Chance the night before you were leaving, and I never saw Stella again!
Gideceğiniz günden bir gece önce Last Chance'te söyledin ve Stella'yı bir daha hiç görmedim!
" Not last night, but the night before
" Son gece değil, ama önceki gece...
Last night, it was just as if I'd seen him the day before.
Dün gece, tıpkı eski günler gibiydi.
Patrolman smelled some ether fumes night before last, but the D.A. Won't issue a warrant until they actually see some evidence.
Devriyeler evvelki gece eter kokusu aldıklarını bildirmişler, ancak bölge savcısı kanıt görmeden arama emri çıkarmayacakmış.
Last night, before I went home, I dreamed I had to paint the whole building.
Dün gece, eve gitmeden önce,... tüm binayı boyamak zorunda olduğumun rüyasını gördüm.
But last night I saw a blazing light cross the sky and stop before me. It said to me : " Djigui, the threat hovering over the Bambara
Ama dün gece rüyamda gökte kayan parlak bir ışık önümde durdu ve dedi ki : "Djigui Bambaraların başında dönüp duran musibet ülkeyi vuracak ama ailene dokunmayacak."
the night of the murder 53
the night of the fire 17
the night before 47
the night is young 64
the night shift 17
the night she died 20
the night 83
the night he died 19
the night's still young 17
night before last 19
the night of the fire 17
the night before 47
the night is young 64
the night shift 17
the night she died 20
the night 83
the night he died 19
the night's still young 17
night before last 19
the new yorker 37
the new york times 60
the notebook 36
the noise 65
the not 21
the nose 48
the next time i see you 21
the no 36
the next one 38
the next thing i knew 36
the new york times 60
the notebook 36
the noise 65
the not 21
the nose 48
the next time i see you 21
the no 36
the next one 38
the next thing i knew 36