The others Çeviri Türkçe
20,035 parallel translation
Where are the others?
Diğerleri nerede?
But the others will have to stay in general population until we can arrange their trial.
Ama diğerleri, biz duruşmalarını ayarlayana kadar... mahkumlarla kalmak zorundalar.
She has to answer for her crimes, and so do the others.
Suçları için bir cevabı var, ve diğerlerininde.
Tell Hasil and the others they're free.
Hasil'le beraber herkese özgür olduklarını söyle.
That's why all of the others came and went.
Bu yüzden diğerleri hep gelip gitti.
Not like the others.
Diğerleri gibi değildi.
And the others... The others will betray you.
Diğerleri ise diğerleri ise sana ihanet edecek.
Boys, eyes out for the others.
Çocuklar, diğerleri için gözlerinizi açık tutun!
Help the others!
Diğerlerine yardım edin!
Should I show you the others in this geographical area?
Size bu coğrafi bölgedeki diğerlerini gösterebilir miyim?
Just like all the others. You gonna talk to their admissions officer?
Kabullerle ilgilenen kişiyle konuşacak mısın?
Your son Kevin was the first... only after we found the others...
Oğlunuz Kevin ilkti sonrasında da diğerleri...
Tell the others...
Diğerlerine söyle...
No, four in the chest, two in the throat, which seem to have been delivered after the others, probably when she was on the ground.
Dördü göğüste olmak üzere boğazda da muhtemelen kız yerdeyken diğerlerinden sonra gerçekleşen iki yara var. Diğerleri kadar temiz değil.
It's not as clean as the others. There's wounds on the forearms, the hands, the dress is nearly ripped off.
Kolların ön kısımlarında ve ellerde yara var.
The others will be here soon.
Diğerleri de birazdan gelir.
I'll find the others.
Ben diğerlerini bulacağım.
For the sake of the others.
Diğerlerinin iyiliği için.
Or you've dealt with the others already?
Yoksa diğerleriyle işin bitti mi?
- Thank you, Lisa! And all the others!
Teşekkür ederim sana Liza, ve diğer herkese!
And he could identify the others in the picture.
Resimdekileri de teşhis edebilir.
Maybe she already gassed him, like all the others.
Belki onu da diğerleri gibi gaza boğmuştur.
What are the others doing?
Diğerleri ne yapıyor?
Come on. Let's find the others.
Hadi, diğerlerini bulalım.
Perhaps the others will talk.
Belki diğerleri konuşur.
Kill all the others.
Diğerlerini vur.
Arranged for the safe passage of himself, Krauss, and the others to Buenos Aires by submarine, where they will be safe from extradition.
Krauss kendisi ve diğerleri için iade edilmeleri zor bir yer olan Buenos Aires'e denizaltıyla güvenli geçiş ayarladı.
He must be getting the others.
Diğerlerini getirecek olmalı.
That's what I told the others.
Ben de diğerlerine öyle söylemiştim.
CANNERTS : The Syrian family has lost two of the 5, and of the others, only the fifth-grade girl remains healthy.
Suriyeli aile beş kişiden ikisini kaybetti diğerlerine gelince, sadece 5. sınıf kız sağlıklı durumda.
Why aren't you telling the others?
Neden diğerlerine de söylemiyorsun?
You willing to leave the others behind?
Sen diğerlerini arkadan bırakabilecek misin?
Let me worry about the others.
Diğerlerini ben düşünürüm.
The others are in grave danger.
Diğerlerinin başı büyük dertte.
Look for the others.
Diğerlerini ara.
You find the others.
Diğerlerini bul.
This is for the others, not you.
Bu diğerleri için, senin için değil.
We need to regroup with the others, and find another way to defeat...
Diğerleriyle birlik olmalıyız ve A.L.I.E'yi yenmek için başka bir yol...
The others left, but it doesn't start for another half-hour, so I figured...
Diğerleri gitti ama daha bir buçuk saat daha var bu yüzden düşündüm ki...
The others were dead when we got here. Who is this?
- Ben geldiğimde diğerleri ölmüştü.
The others are his bodyguards. You probably figured that one out.
Bunu sen de anlamışsındır.
- And the others?
- ya diğerleri?
The one entertaining the others?
Diğerlerini eğlendireni mi diyorsun?
For the health and safety of others, you are not permitted to leave the area.
Diğerlerinin sağlığı ve güvenliği için, bu bölgeyi terk etmeniz yasak.
With the others.
Diğerleri ile.
When it happens, the... the change, they can hurt themselves or others.
Değişim gerçekleştiği zaman kendilerine veya başkalarına zarar verebiliyorlar.
The president used this solemn event to express his gratitude for those who share their lives for the health and welfare of others, whether through organ donation or through their work.
Başkan bu acı buluşmada organ bağışı veya diğer çalışmalarla başkalarının iyiliği ve sağlığı için kendi hayatlarından vaz geçen kişilere olan minnettarlığını ifade etti.
- And I got the help that I needed, and... and I got sober, and now, I help others.
- Ve ihtiyacım olan yardımı aldım, ve içkiyi bıraktım ve şimdi de ihtiyacı olanlara yardım ediyorum.
Countless others that would be affected if the explosion is not contained.
Patlama kontrol edilemezse sayısız bir sürü kişi daha etkilenebilir.
I'm sure Pili would have wanted... What the fuck do you know about what others want?
Eminim Pili bunu isterdi ama sen başkalarının isteklerinden ne anlarsın?
Many conscripts deserted, others joined the rebels.
Acemi askerlerin çoğu birimlerini terk etti ve bir kısmı da asilere katıldı.
others 288
the one and only 111
the odyssey 21
the one that 19
the other half 29
the other night 242
the one that got away 33
the other me 18
the old 139
the other woman 16
the one and only 111
the odyssey 21
the one that 19
the other half 29
the other night 242
the one that got away 33
the other me 18
the old 139
the other woman 16
the other way around 24
the other guy 58
the only way 33
the one 287
the other one 318
the office 84
the old days 17
the one i told you about 27
the old woman 18
the other day 439
the other guy 58
the only way 33
the one 287
the other one 318
the office 84
the old days 17
the one i told you about 27
the old woman 18
the other day 439
the other side 74
the other way 103
the old one 21
the other thing 93
the only thing 56
the other thing is 17
the ocean 80
the opposite 109
the other two 35
the other 237
the other way 103
the old one 21
the other thing 93
the only thing 56
the other thing is 17
the ocean 80
the opposite 109
the other two 35
the other 237