The teeth Çeviri Türkçe
3,228 parallel translation
In France in the'80s, movies seemed to want to kick the protest films of Sayles and Renzi in the teeth.
80'lerin Fransa'sında ise sinema Sayles ve Renzie'nin protesto filmlerine tekme atmak istemektedir.
This beach was once a cannibal's banqueting hall, where the strong gorged on the weak, but the teeth, sir, they spat out, like you and I would expel a cherry stone.
Bu sahil, bir zamanlar yamyamların ziyafet yaptığı bir yerdi. Güçlülerin, zayıflarla midelerini doldurdukları yer ama dişler, efendim, dişleri tükürüyorlardı. Siz ve benim kiraz çekirdeğini tükürdüğümüz gibi.
They're stealing the teeth!
Dişleri çalıyorlar!
And the teeth!
Ve bütün dişleri aldılar!
Why would Pitch take the teeth?
Neden Pitch dişleri çalıyor ki?
It's not the teeth he wanted.
Onun istediği dişler değil.
That's why we collect the teeth, Jack.
Bu yüzden diş topluyoruz, Jack.
We will collect the teeth.
Dişleri toplayacağız.
They're collecting the teeth?
Dişleri mi topluyorlar?
Why do you care about the teeth?
Neden bu kadar umursuyorsun?
A developer paid through the teeth for that shit.
Burası için azıcık para ödediler.
Watch it with the teeth!
Dişlerinle seyret.
I mean they're arming themselves to the teeth, so we've got to move quick.
Bir araya toplanmakla kastım da baştan aşağı silahlanıyorlar. O yüzden elimizi çabuk tutmalıyız.
Tough on the teeth - but what the hell!
Sıkı dişlerle - ama her neyse!
Over the teeth, past the gums, look out stomach, here the bugs come.
Dişleri aç, sakızı geç, dikkat et miğde, işte geliyor böcekler.
Why do the teeth dissappear from nightstands then?
O zaman dişler nasıl kayboluyorlar?
Alright, so where are the teeth?
Güzel, dişlerin nerede?
Easy on the teeth, Lisa!
Lisa dişlerine hakim ol!
The man's false teeth.
Adamın takma dişleri.
Well, the heat went out at my apartment at 4 : 00 this morning and I was awakened by the sound of my chattering teeth.
Sabah 4'te ısıtıcım bozulmuş, Dişlerimin bir çatırdamasına uyandım.
What I'm hearing is he got to see the sun rise, his other leg is fine, and he's got a strong set of teeth.
Yani benim anladığım Güneşin doğuşunu izlemesi gerektiği. Diğer ayağı gayet iyi ve çok güçlü dişleri var.
It's just par for the course, unfortunately, and... this is about the age when the back teeth come in, so that's probably what you're dealing with at the moment, and I know how tough it is.
Bunun olması normal,... bu yaşlarda azı dişler çıktığında durum ne yazık ki böyle,... muhtemelen şu anda yaşanan durum bu,... ve ne kadar zor olduğunun farkındayım.
But under the Top Gear apprentice-driver training scheme, I've agreed to let the guy behind me, Toni Gardemeister, cut his teeth on this one.
fakat top gear çırak-sürücü eğitimi programı ile arkamda duran adam Toni Gardemeister ile anlaştık.
by the skin of your teeth.
ama kılpayı.
Block legend says she's feminized the guy with her teeth.
Bir erkeği dişleriyle hadım ettiği söyleniyor.
No city is without crime, but this city is without organized crime because the Dent Act gave law enforcement teeth in its fight against the mob.
Suç olmayan şehir yoktur, ama bu şehirde organize suç yoktur çünkü Dent Yasası kanun güçlerine, mafyaya karşı savaşında güç vermiştir.
Perhaps it's his luxuriant beard or his gleaming teeth or the way he smells faintly of coconuts.
Belki şatafatlı sakalı ya da parlak dişleri veya baygın Hindistan cevizi kokusu.
Look at all the pretty teeth, with little blood and gum on them!
Şu güzel dişlere bir bak hepsi kanlı ve diş eti parçalı!
Has that been on my teeth the whole time?
Bu şey onca zamandır dişimde miymiş?
I had the glasses and the buck teeth.
Dişlektim, gözlüğüm vardı.
The last guy who came here for this package left here without his teeth.
Paketi almaya gelen son adam dişlerini burada bıraktı.
Clip his nails, file his teeth, bleach his skin, and shorten the penis.
Tırnaklarını kes, dişlerini fırçala tenini ağart ve aletini kısalt.
The sharp teeth of our warriors soon as the shattered.
Keskin dişli savaşçılarımızın hepsi parçalara ayrıldı.
"What big teeth you have, Grandma.' "'All the better
"Büyükanne dişlerin neden çok sivri?"
False teeth, a steel ball in my ankle and my dad says my one eye is smaller than the other.
Sahte dişler, ayak bileğimde platin..... ve babamın dediğine göre bir gözüm diğerinden küçükmüş.
In the meantime, I'm having my teeth cleaned and maybe a trim.
Bu arada, dişlerimi temizleteceğim ve belki saçları da kestiririm.
His assistant shot with a pistol, and he caught the ball with his teeth.
Silahı ateşletip, kurşunu yakalardı dişleriyle
And for all the guys that didn't remember everything... we're gonna knock every last one of their fucking teeth out.
Ve herseyi hatiralayamayan herkesin... tek tek dislerini kiracagiz.
It's him who took the bit between his teeth.
Söz dinlemiyor ki.
- What the hell, your teeth, Janice, They falling all out of your mouth!
Tanrı aşkına, dişlerin Janice. Ağzından dökülüyorlar.
The cost of teeth, eat this shit.
Dişler çok pahalı, yediğimiz bokları düşünürsek.
- Indeed! Bears have the hardest, and most durable teeth.
Kesinlikle, bir ayı dişi en sağlamıdır.
And the easiest bear teeth to find, are the ones that bear cubs place under their pillows.
Ve toplamak için en kolayı da, aptal ayı yavruları onları yastıklarının altına koyduktan sonradır.
Papa rots people's teeth on one side of the street...
Caddenin bir tarafında, Baba dişleri çürütür.
It's Keith Teeth that's the problem.
Şu Dişli Keith asıI sorun.
What the fuck happened to you, Keith Teeth?
Noldu sana Dişli Keith?
And the next sound you will hear is me brushing my teeth.
Şimdi de, dişlerimi fırçalama sesini dinleyeceksin.
The blood on her teeth does not match her own. If she drew blood, there'll be a nice bite mark on our killer somewhere.
Kanını akıttıysa, katilde bir ısırık izi vardır.
Black beats the shit out of Mozart, and I'll pull all your fucking teeth out of your head, then make you gargle vinegar.
Black Mozart'ın tozunu alır ben de ağzındaki tüm lanet dişleri sökerim sonra da sirkeyle gargara yaptırırım.
I'm still picking teeth off the floor from the last fight you started over those damn things.
Yerden hâlâ, o lanet şeyler yüzünden yaptığın son kavgadan kalma dişleri topluyorum.
Right, and then bed. teeth, jammies, you know the drill.
Pekala, sonra hemen yatıyoruz, dişler, pijamalar, söylememe bile gerek yok.
teeth 148
the times 79
the truth is out there 16
the truth will set you free 17
the truth 1031
the time is now 61
the time has come 121
the time will come 16
the time 110
the truck 50
the times 79
the truth is out there 16
the truth will set you free 17
the truth 1031
the time is now 61
the time has come 121
the time will come 16
the time 110
the truck 50
the three musketeers 30
the truth hurts 29
the truth is 1715
the twins 60
the toilet 49
the time masters 23
the term 42
the table 26
the train 84
the two of us 218
the truth hurts 29
the truth is 1715
the twins 60
the toilet 49
the time masters 23
the term 42
the table 26
the train 84
the two of us 218
the third 84
the time is 69
the tv 53
the trees 59
the truth will come out 23
the thing is 2099
the teacher 58
the trunk 21
the two 72
the trouble is 136
the time is 69
the tv 53
the trees 59
the truth will come out 23
the thing is 2099
the teacher 58
the trunk 21
the two 72
the trouble is 136