The two of them Çeviri Türkçe
2,031 parallel translation
The two of them who were separated like that, meet here in this lake, when winter comes to share their love.
Bu, ayrı düşmüş sevgililer, kış geldiğinde bu gölde buluşur, birbirlerine aşklarını sunarlarmış.
The two of them, who were separated like that, meet here in this lake when winter comes, to share their love.
Bu iki ayrı düşmüş sevgili kışları bu göle gelip, birbirlerine aşklarını gösterirlermiş.
The two of them look good together.
İkisine de iyi bak.
I wonder if the two of them were lovers
- Çıkmışlar mı merak ediyorum.
For seven days the two of them rode the Rhine downstream.
Yedi gün boyunca iki çocuk Ren nehrinde yolculuk etti.
The two of them with their faces buried in a blanket.
İkisinin de kafası battaniyenin altında.
We really can't gauge the relationship between the two of them.
Biz ikisinin arasındaki durumu ölçebilecek durumda değiliz.
But once a year, all the birds in the sky feel sad for them and they form a bridge so the two of them may be together for a single night.
Ama yılda bir defa, gökyüzündeki tüm kuşlar onların bu haline üzülüp bir köprü oluşturur.
The two of them must really love each other very, very much.
Birbirlerini gerçekten çok seviyor olmalılar.
No kids, just the two of them.
Çocukları yoktu, sadece ikisi vardı.
With just the two of them being hidden away, he made his peace with God.
İkisi inzivaya çekildiler, Tanrı'yla barış imzaladılar.
And the two of them have made a habit of mixing viagra with meth-amphetamines
Ve her ikisinin de viagra ve amfetamin karistirarak kullanmak gibi bir aliskanligi vardi
You mean between the two of them?
- O ikisi arasında mı?
We should get the two of them together.
İkisini yan yana koymalıyız o zaman.
- Are the two of them friends now?
- Şimdi bunların iki arkadaş mısınız?
Oh, I always get the two of them mixed up.
O ikisini hep karıştırıyorum.
It was like the two of them grew from the same branch or something.
Sanki bir elmanın iki yarısı gibiydiler.
- Like the two of them they was gonna go find themselves some rich husbands.
- Örneğin ikisi de kendilerine zengin kocalar bulacaklardı.
The two of them, they played against each other in a game the weekend before Dan disappeared.
Bu ikisi, Dan'in kaybolmasından önceki hafta sonu birbirlerine karşı oynamışlar. Tamam.
Besides, the two of them equals one responsible adult.
Ayrıca ikisinin toplamından, anca bir tane sorumlu yetişkin oluyor.
The friend accepts, stands up, and the two of them leave.
Arkadaşı da kabul edince ayağa kalktı ve birlikte evden ayrıldılar.
The two of them shared religious and political beliefs.
- Dini ve siyasi görüşleri aynıydı.
The two of them were childhood sweethearts.
İkisi çocukluk aşkıydı.
Or the two of them are in on it together.
Ya da her ikisi de bu işin içinde mi.
The two of them were, like, attached at the hip.
Her dakika beraberlerdi.
Eleanor created an electrical storm, And the two of them left me for dead in the raging waters.
Eleanor bir fırtına çıkardı ve o ikisi beni öfkeli sularda ölüme terk etti.
I'm telling you, there were definitely sparks between the two of them.
Aralarında kıvılcımlar uçuşuyordu söylemedi deme.
As the two of them said the police determined that it was an accident.
İkisinin de anlattığı gibi polis bunun bir kaza olduğuna karar verdi.
I intend to make the two of them realise the severity of their crimes and come to appreciate the importance of life.
Suçlarının büyüklüğünü fark ettirmeye ve hayatın değerini öğretmeye niyetliyim.
I mixed a little something into the cartons of milk the two of them were drinking.
O ikisinin içtiği süt kutularına azıcık bir şey karıştırdım.
And, okay, maybe in the end, one of two of them have got what it takes to sing in a place like this, but come on, do the math.
Ve tamam, belki günün sonunda bir ya da iki tanesi böyle bir yerde şarkı söyleyecek yeteneğe sahip olabilir, ama haydi. Hesaplamasını sen yap.
Two of my guys behind us are hit and I'm yelling at them... you know, yelling, "Get out of the road"... but they're screaming so loud they can't hear me.
Arkamızda iki adamım yol ortasında duruyorlardı. Ben de onlara bağırıyordum. Yoldan çekilin diye bağırıyordum.
Two of them, like cow udders, fit here, The third is a foul and disgusting jungle, And the fourth is some bizarre fetish having to do with calf muscles,
İki tanesi, inek memesi gibi, buradadır, üçüncüsü pis iğrenç bir ormandır ve dördüncüsü de baldır kaslarıyla ilgili tuhaf bir fetiş.
Gaurau, my friend, if you would do me the kindness of calling the hotel... telling them I'll be an hour or two late.
Dostum Gaurau, oteli arayıp 1-2 saat gecikeceğimi söyler misin?
They say there's but five upon this isle ; we are three of them If th'other two be brained like us, the state totters
Dediklerine göre adada yalnız beş kişi yaşıyormuş, üçü biziz kalan ikisinin de aklı bizimki kadarsa, vay haline bu memleketin!
No, two of them are here because they just got on the wrong elevator.
Hayır, ikisi yanlış asansöre bindi, o kadar.
I popped two of them off the draw.
İki tanesini oracıkta indirdim.
I'd lost touch with the two brothers, but I thought of them often and saw them, in a way, in parks, on the street, different places,
Onlarla bağlantımı kaybettim, ama onları sık sık düşündüm ve onları bir yolda, parklarda, sokakta, değişik yerlerde gördüm.
Two of them are heading for the head compound.
İki adamı gitti.
I saw KGB throw an entire family off the roof of a building, two of them small children.
Üstelik ikisi küçücük birer çocuktu.
- Most of them will go to the pub, but one or two of the keen boys might not.
- Çoğu bara gider, ama işine aşık bir iki kişi gelebilir.
The two of you Mickens make them look like a couple Dalai Lamas.
Onlar, siz Mickenslar'in yanında Dalay Lama gibi kaldılar.
Early in June, 1924, two of Mallory's team, Norton and Somervell, pushed on up the mountain, but Everest forced them back.
Haziran 1924'ün ilk günlerinde Malloy'nın ekibinden iki kişi Norton ve Somervell daha yükseklere çıkmayı denediler ama dağ onları geri dönmeye zorladı.
Looks like two bullets to the chest for each of them.
Her biri göğsüne ikişer kurşun yemiş.
Two of them behind Lovgren in the queue.
Kuyrukta Lovgren'in arkasında iki kişi var.
Right now we're going to move the wounded in action... there's two of them... back to LZ Eagles.
Şimdi yaralıları LZ Eagles'a götüreceğiz 2 tane yaralımız var.
Two of them died at the scene. The other one died on the way to hospital.
İkisi olay yerinde yaşamını kaybederken diğeri de hastaneye götürülürken hayata gözlerini yumdu.
If Yuu has someone you love, the two of you can become like them too.
Yuu'nun da gönlünü verdiği biri varsa, siz de onlar gibi olabilirsiniz.
I came with 3 of my friends, but two of them went to the main stage.
Aslında üç kişi geldik. Ama diğerleri ana sahneye gittiler.
The Keeper has agents everywhere, and not all of them walk on two legs.
Gardiyan'ın her yerde casusları vardır ve hepsi de iki ayaklı değildir.
Two of them are still there waiting on the tarmac.
İki tanesi hala pistte bekliyorlar.
the two of us 218
the two 72
the two of you 150
two of them 141
of them 508
the times 79
the truth is out there 16
the truth will set you free 17
the truth 1031
the time has come 121
the two 72
the two of you 150
two of them 141
of them 508
the times 79
the truth is out there 16
the truth will set you free 17
the truth 1031
the time has come 121
the time is now 61
the time will come 16
the time 110
the three musketeers 30
the truth hurts 29
the truth is 1715
the truck 50
the twins 60
the toilet 49
the term 42
the time will come 16
the time 110
the three musketeers 30
the truth hurts 29
the truth is 1715
the truck 50
the twins 60
the toilet 49
the term 42
the time masters 23
the table 26
the train 84
the third 84
the time is 69
the tv 53
the truth will come out 23
the teacher 58
the trees 59
the thing is 2099
the table 26
the train 84
the third 84
the time is 69
the tv 53
the truth will come out 23
the teacher 58
the trees 59
the thing is 2099