Try that one Çeviri Türkçe
616 parallel translation
Well I'd like to try that one again.
Şey Bunu bir kez daha tekrarlayalım. - Tamam, haydi bakalım. Üzgünüm Davis.
All right. Let's try that one again.
Şunu tekrar deneyelim.
Try that one!
Bir de bunu dene!
I'd like to see The Great Leslie try that one.
Büyük Leslie'yi bunu yaparken görmek isterim.
All right, we'll try that one.
Pekala bir deneyelim. Atlara binin.
Let's try that one again.
Şimdi bunu bir daha deneyelim.
Ah. Mm-hmm. Let's try that one more time.
Şey, bir kez daha deneyelim.
Try that one more time...
Bir kez daha denemek ister misin...
Try that one.
Dene bunu.
You mind if I try that one?
Şunu deneyebilir miyim?
Why don't you try that one with your glasses on?
Bir de şuradakini deneyin. Gözlüğünüzü de takın.
Mmm. Why don't you try that one?
- Bunu neden denemiyorsun?
- Try that one in a court of law.
- Bunu bir de mahkemede dene.
But if you try to pull a fast one on me, I'll knock you off cold, - is that understood?
Olur da bana kazık atmaya kalkarsan seni anında yere sererim, anlaşıldı mı?
- You ought to try that at home one day.
- Bunu bir gün evde dene. - Denedi zaten.
Try to take a purse out of that pocket, but if one single bell jingles you've failed.
Cüzdanı almaya çalış, ama bir tek çan şıngırdarsa yanarsın.
If you don't like that story, I'll try to think of another one.
Eğer bu hikayeyi beğenmediysen bir tane daha düşünürüm.
You understand, I didn't try, but it seemed to me that one of them wanted the other one to do something but I couldn't tell who wanted who to do what to which.
Anlıyorsunuz ya, kulak vermedim. Ama biri diğerinden bir şey yapmasını istiyor gibi geldi. Ama kimin kimden neyi istediğini anlayamadım.
You should try again with that one.
Kurşunu tekrar kullanmak ister misin?
Try to deduce the message from the one third that we have.
Elimizdeki üçüncü kutudan iletiyi çıkarsamağa çalışacağım.
"That every maid throughout the kingdom without exception, " shall try on her foot this slipper of glass, " and should one be found upon whose foot this slipper shall properly fit,
Krallıktaki her evlenmemiş genç kız, ayrım yapılmaksızın, bu camdan ayakkabıyı ayağına giymeyi denesin, ayağı bu ayakkabıya tam olarak uyanlardan biri bulunsun ve o genç bayan bu araştırmanın sonucu olarak ilan edilsin ve Majestelerinin, sevgili oğlumuzun ve tahtın varisi olan asil prensimizin gerçek aşkı olarak kabul edilsin.
Put that one on and try to get Dry Wells.
Şunları ayaklarına giy ve Dry Wells'i ara.
They'll be here in a minute. I'm gonna try to take them alive. But if that doesn't work, I promise you not one of them will have a chance.
- bir dakika içinde burada olacaklar - onları canlı yakalamaya calişacağım eğer bu olmazsa sana söz veriyorum hiçbirinin sansı olmayacak ne yapma mı istiyorsun?
Don't even try, no one has managed that
Deneme sakın, bunu kimse başaramadı.
You're the only one I can try... the only one that doesn't worship at the shrine.
Açılabileceğim tek kişi sensin. O sunakta tapınmayan tek kişi sensin.
Look, I don't intend to advertise this, but if you ever try to slip the noose around the neck of one of my clients, that's something else.
Bak, bunu reklam etme niyetinde değilim, fakat olur da benim müvekkillerimden birinin boynuna ilmik geçirecek olursan, durum değişir.
Why don't you try this one, or one of the others? I'm sure that... don?
neden burada oturmuyoruz, veya diğerlerinden birine ben emin değilim... don?
When you get yourself a new writer to help, try and find one my size. That way you won't have to even shorten the sleeves.
Sana yardım edecek yeni bir yazar bulduğunda, benimle aynı ölçülerde birini bulmaya çalış ki bunların kollarını kısaltmak zorunda kalmayasın.
well, it's Just that if the imagination starts to wander one has to try and drag it back to reality before- -
Hayal giicii sapmaya ba § layacak olursa insan onu ger § ekli § ; e geri § ekmelidir, yoksa...
It's just that they need a court to try to keep an eye on things and... too much for one man.
Avukatlar olmadan davanın gidişini kontrol edemezsin.
I never for one moment thought that... you might try to save my life.
Hayatımı kurtarmaya çalıştığınız ihtimalini asla bir an bile düşünmedim.
"I've collected from that one. That one, not yet. I'll have to try her."
"Bu verdi.", "Bu henüz değil.", "Şundan isteyeceğim." gibi ayırım yapıyorum.
So, how much you going to try to drag out of me if I take that one?
Peki, onu alırsam benden ne kadar para sökmeye çalışacaksın?
You're like one of those trick birthday candles that won't blow out no matter how hard you try, they keep coming back.
Hani ne kadar sert üflersen üfle sönmeyen hileli mumlar var ya, tıpkı onlar gibisin.
Try that one!
Şunu dene. Şunu.
You can at least get out of that shirt. Try this one.
En azından şu gömleğini çıkar.
If it could, would try to do that one was coming your wife... but that is impossible.
İzin verilseydi, karını zevkin doruğuna çıkarmayı büyük bir zevkle denerdim fakat bu imkansız.
They haven't been getting that sort of treatment here and I for one intend to try to do something about it.
Burada öyle davranılmıyor ve ben bu konuda bir şeyler yapmak istiyorum.
There's only one bo that's got the stuff to try me.
Bunu deneyecek sadece bir adam var.
Just try telling Rosa that one.
Bunu Rosa'ya anlatmayı denesene.
If you're hot in that jacket, why don't you try on this one?
O ceket seni yakıyordur, şunu bir denesen?
Try the taste of Martini, the most beautiful drink in the world ifs the bright one, the right one, that's Martini
Martini'nin tadına bakın, dünyadaki en güzel içki Şahane içki, leziz içki işte Martini şarkını oturarak söylemeni isterim, Daha rahat edersin.
Try that one.
Şunu dene.
I have another one that is a bit more difficult... that we can try.
Biraz daha zor olanı var istersen deneyebiliriz.
Yes, and if that's no good, we'll try the one up by the Prophylactic Emporium.
O da kötüyse... Kondom Dünyası'nın üstündeki yere bakarız.
You must promise me that, Mieze, you must try to do something because Reinhold is one of them,
Kimin aklına gelirdi ki? Ne oldu? Yok bir şey.
You must promise me that Mieze : You must try to do something, because... Reinold is one of them.
Söz ver bana, Mieze bir şeyler yapmaya çalışacaksın çünkü Reinhold da onlardan biri.
I know a lot of you soccer jocks think it's okay to go out there and try to pull one over on the referee when he's not watching, but I'm here to tell you that nobody...
Birçok futbolcu için sorun olmadığını düşündüğünü biliyorum... Hakemin göremediği zamanlarda kuralları çiğnemeyi... Buradaki kimseyi itham etmiyorum.
Try and hit that white one.
Şu beyaz olanı vur.
In that case, give me just enough juice to try one little trick.
Öyleyse, son bir numara yapabilecek kadar güç kullanmayı dene.
Now, as ridiculous as some things may sound, there comes a time of desperation, when no one's looking, that you will give the ridiculous a try.
Ne kadar saçma da gelse kulağa, çaresizlikten ve etrafta görecek kimse yokken, saçmalığa bir şans vereceksinizdir.
try that again 27
try that 85
that one over there 16
that one 1331
that one right there 19
that one time 17
that one day 20
that one there 54
that one's mine 38
ones 44
try that 85
that one over there 16
that one 1331
that one right there 19
that one time 17
that one day 20
that one there 54
that one's mine 38
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more thing 865
one moment 967
one more round 22
one more drink 18
one and two 35
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more thing 865
one moment 967
one more round 22
one more drink 18
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one game 29
one point 33
one's missing 20
one by friend 20
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one game 29
one point 33
one's missing 20
one by friend 20