English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ T ] / Tuck you in

Tuck you in Çeviri Türkçe

416 parallel translation
Suppose you was torn away from your mother when you was just a baby... nobody to tuck you in at nights... no warm, soft, caressing'trunk to snuzzle into.
Diyelim ki sizi daha bir bebekken annenizden ayırdılar geceleri sığınacağınız kimse yok sıcak, yumuşak, sizi okşayarak uyutacak birisi.
- Did she tuck you in?
- Üzerini örttü mü?
- I'll be up to tuck you in. Scoot!
Birazdan gelir üzerlerinizi örterim, şimdi fırlayın.
I'd better stay and tuck you in.
Seninle kalsam iyi olacak.
- I'll tuck you in in a few minutes.
- Biraz sonra gelip üzerine örterim.
Then later, I might even walk you home, tuck you in bed.
Daha sonra da, beraber evine yürüyebiliriz, seni yatağına yatırırım.
Now, I'll tuck you in and you'll fall asleep right away.
Şimdi güzelce üstünü örteyim, hemen uyursun.
I'll call by later and tuck you in.
Şimdi yatağa uzan, seni sonra çağırırım.
Mommy'll be up to tuck you in later.
Anneciğin de birazdan gelip yanına kıvrılır.
Coming to tuck you in, Daddy.
Üstünü örtmeye geliyorum, babacığım.
Does she tuck you in at night?
Gece seni o mu yatırır?
Don't be sad,'cause I'm gonna tuck you in tonight.
Üzülme çünkü bu gece seni ben yatıracağım.
And every night when you come home, I'll tuck you in.
Her gece eve geldiğinde seni yatağına yatıracağım.
You got a bad feeling about your pa'cause he ain't home every night... to powder your butt and tuck you in.
Her gece evde kalmıyor, kıçını pudralayıp seni yatağa yatırmıyor diye babana yükleniyorsun.
Let's go, my sweetie, I'm going to tuck you in.
Hadi canım, Yatağa gidelim.
There you go, my darling, let me tuck you in.
İşte oldu.
I'll just put you to bed and tuck you in for the night.
Seni yatağa yatırıp, üstünü örteyim.
Shall I return later and tuck you in?
Sonra dönüp seni yatırayım mı?
Let me tuck you in.
Üzerini de örteyim.
Let me tuck you in.
Üstünü örteyim.
You want me to tuck you in?
Sana doğru kıvrılmamı ister misin?
You yell when you're ready for me to tuck you in.
Üstünü örtmem için hazır olduğunda seslen.
I'll be in in a minute to tuck you in.
Biraz sonra üstünü örtmeye geleceğim.
Nowadays, you're supposed to kiss them and tuck them in.
Bugünlerde onları öpüp içeri tıkmak gerek.
If I let you alone, you'd give them chicken... and tuck them in with quilts.
Sana kalsa, her öğün tavuk verir geceleri de üstlerini örtersin.
- You better tuck her in.
- Onu yatırsan iyi olur.
So, you want me to tuck him in?
Benden onu haklamamı mı istiyorsun?
Well, but now you'd better go and tuck yourself in bed, little Maren.
Ama şimdi en iyisi gidip yatın, küçük Maren.
Will you come tuck me in?
Beni içeri alacak mısın?
I bought in before I knew who you were, but I'm glad I did, so's you can tell Tuck Ordway I'm back.
Seni kim olduğunu bilerek getirdim, ama yaptığımdan memnunum, bu nedenle Tuck Ordway'a geri döndüğümü söyle
Well, I had to go all the way to Washington to find that chink in Tuck Ordway's armor you were looking for. I had to be a detective first and a lawyer afterward.
Pekala, Her şekilde Washington'a gitmek zorundaydım Tuck Ordway'in zırhında aradığın o çatlağı bulmak için Önce bir dedektif, sonrada avukat oldum...
Maybe you figure you won't stand so tall in front of Tuck Ordway.
Belkide Tuck Ordway'ın önünde çok uzun görünmediğin içindir.
You won't be satisfied till you're sitting in Tuck Ordway's chair.
Tuck Ordway'in sandalyesine oturana kadar tatmin olmayacaksın.
You'll never tuck me away in some little town.
Sen beni asla küçük bir kasabada terk edip gitmezdin.
You want me to tuck her in bed?
Ne yapmamı istiyorsun?
Yeah, well, you go on back to Val Rogers'dinner party, and you tuck him in bed and kiss his hand or something.
Sen de Val Rogers'in partisine geri dönüp onu yatir ve elini falan öpsene.
If you really want to get better, Erno, you should lie down and tuck yourself in.
Gerçekten iyileşmek istiyorsan Erno, uzanıp üstünü iyice örtmelisin.
Friar Tuck will be led to the gallows in the village square, don't you see?
Rahip Tuck kasaba meydanındaki darağacına götürülecek.
Now, you release Friar Tuck and the others, and I'll drop in on the royal treasury.
Rahip Tuck ve diğerlerini serbest bırakırsan kraliyet hazinesini ararım.
They want you to tuck'em in bed.
Onlar senin yatırmanı istiyorlar.
Why don't you just tuck it in for him?
Neden onun için geri sokmuyorsun onları?
I'll go get a chair and you can really tuck in.
Sandalye getireyim de tıka basa yiyin.
Do you think Bedcheck Charlie's gonna tuck us in again tonight?
Sizce yine bizi yerimize mıhlayacaklar mı bu gece?
And can you tuck yourselves in, please?
Yataklarınıza yatar mısınız?
You'll fit in if you tuck up your legs.
Ayaklarını toplarsan, yerde yatabilirsin.
Tuck that in on you someplace.
Bunu üstünde taşımaya bak sen
I thought Peter Thornton was gonna tuck you away in a safe house.
Peter Thornton'ın seni güvenli bir eve götüreceğini sanıyordum.
maybe you should tuck your blouse in.
Belki gömleğini içeri sokmalısın.
No tea, thank you- - Oh, tuck in your shirt.
Hayır, teşekkürler- - Gömleğini içine sok.
I was just going to tuck you in.
Üstünü örtmeye geldim.
I'll tuck the back in for you.
Arkasını ben hallederim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]