Was right Çeviri Türkçe
36,335 parallel translation
Looked like everything was right where it's supposed to be.
Anlaşılan her şey yerli yerindeymiş.
He was right in front of me.
Tam önümdeydi.
I know it sounds crazy, but my source was right about room 105.
Kaynağım 105. oda ve MacLeish hakkında haklı çıktı.
It was right in front of you.
Gözünün önündeydi.
I thought I was working for the good guys, doing what was right, what official channels couldn't.
İyilerin yanında olduğumu sanmıştım. Doğru olanı yaptığımı, resmi güçlerin yapmayacağı şeyi yaptığımı sanıyordum.
The autopsy was right about the timeline... and so were you.
Otopsi, zaman aralığında haklıydı sen de öyle.
Be damned, Bennett was right.
Yok artık. Bennett haklıymış.
Thornton was right...
Thornton haklıydı.
Bozer was right.
Bozer haklıydı.
The timing was right.
Harika zamanlamaydı.
And it turns out, I was right.
Ve sonucunu gördüm, haklı çıktım.
My little princess, I was right
Haklıymışım küçük prensesim
He was right on the hook
Tam da kancaya takılmıştı
Back when I didn't have a clue what was right
O zamanlar neyin doğru olduğunu hiç bilmiyordum
And obviously, I was right.
Ve tabii ki, yanılmadım.
I think he was right and you were wrong, but you did what you believed was right.
Bence o haklıydı ve sen haksızdın. Fakat doğru olduğuna inandığın şeyi yaptın.
I did what I thought was right.
Doğru olduğunu düşündüğüm şeyi yaptım.
Stan was right about that.
Stan haklıydı.
He was right behind me.
Hemen arkamdaydı.
I mean, he was right there.
Demek istediğim, o oradaydı.
She was hot, right?
Ateşli kızdı.
MacLeish's kid was taken, right?
- Saldırının olduğu akşam MacLeish'in çocuğunun kaçırıldığını söyleyen sen değil miydin?
- It was the right move, sir.
- Doğru hamle buydu.
She was right about MacLeish, so there's got to be something to this.
Bir şeyler olmalı yani.
So, I was thinking, now that MacLeish is confirmed, we should start scheduling committee hearings right away to push the president's cabinet nominees through.
MacLeish onandığına göre Bakanlar Kurulu adayları için oturumlar ayarlamamız lazım.
So, since Thomas Jefferson's inauguration in 1800, swearing-in ceremonies have been held at the Capitol, and the president felt it was both symbolic and necessary to continue with that tradition, all right?
Thomas Jefferson, 1800'de başkanlık yeminini ettiğinden beri yemin yörenleri Meclis'te yapılıyor. Başkan, bu geleneği sürdürmenin sembolik ve gerekli olduğunu düşündü. Şimdilik bu kadar.
Prentiss was unit chief at Interpol, right?
Prentiss Interpol'de birim şefiydi değil mi?
I was eliminated right off the bat.
Hemen elendim.
So was I, over 20 years ago, before I learned to look at the world the right way.
20 yıldan fazla bir zaman önce, dünyaya doğru açıdan bakmayı öğrenmeden evvel ben de merak ediyordum.
So was Cole right?
Yani Cole haklı mıydı?
Was he right?
Haklı mıydı sence?
He was killed on Monday night, right?
Pazartesi gecesi öldürüldü, değil mi?
All right. That was Aram. No dice.
- Arayan Aram'dı, bir şey bulamamış.
It was weird, right?
- Garipti değil mi?
You said the food was poisoned during a break-in the night before, right?
Yiyeceklerin bir gece önce içeri zorla giren birisi tarafından zehirlendiğini söylediniz, değil mi?
No, no, she's right- - the error was entirely mine.
Hayır, hayır, o haklı, hata tamamıyla benim.
I was talking about and I'll head right over. You'll head right over now.
Hemen gidiyorsun.
You know what? You're right. I was thinking the same thing.
Ne diyeceğim, haklısın, ben de aynı şeyi düşünüyordum, gidip bakacağım.
I was told he was en route right now.
Bana yolda oldukları söylendi.
Yu was always right.
Yu hep haklıydı.
Having a baby, you said it was a mistake, right?
- Hamile kalmak hataydı dedin, değil mi?
I was looking right at you.
Aslında tam da seni arıyordum.
That... that hit you had at right field, that was a bomb. You're amazing.
Sağ taraftan yaptığın sayı inanılmazdı.
All right, look, Arcaro was moving product in a neighborhood back in your Narco days.
Tamam Arcaro sen narkotikte görevdeyken mal alım satımı yapıyormuş.
- He was next to me in the group photo, right?
- Grup fotoğrafında benim yanımdaydı, değil mi?
You damn right they were having problems. She was vibing with me and he was jealous.
Tabii ki problem yaşıyorlardı, hatun benimle takılıyordu, o da kıskandı.
It was Professor Chen, right?
Profesör Chen miydi o?
Yeah, but she was a teacher, right?
Ama öğretmendi, değil mi?
Okay. So if she was a Nightingale, then they only way they could have met was up there, right?
Tamam.Eğer Nightingale kurbanıysa tanışmış olmalarının tek yolu orasıydı, değil mi?
It was my first summer staying at the shore, but I had a feeling that I, Nick "The Situation" Carraway, would fit right in.
Kıyıdaki evde kaldığım ilk yazımdı, ama içimden bir his ben, yani "olay" Nick Carraway, tam yerime gelmiştim.
Mmm, because he was inside you, right?
Çünkü o şey içindeydi, değil mi?
right 138679
right now 7642
rights 33
righteous 110
righty 73
righteousness 17
righto 145
right back at you 108
right here 3759
right on 537
right now 7642
rights 33
righteous 110
righty 73
righteousness 17
righto 145
right back at you 108
right here 3759
right on 537
right there 2847
right behind you 176
right on time 239
right back at ya 34
right foot 41
right as rain 57
right in the middle 29
right on schedule 82
right or wrong 91
right away 1349
right behind you 176
right on time 239
right back at ya 34
right foot 41
right as rain 57
right in the middle 29
right on schedule 82
right or wrong 91
right away 1349