Wasting your time Çeviri Türkçe
1,507 parallel translation
I'm sure if he saw us here today he'd say, " What the hell are you wasting your time on a dead man for?
Bugün bizi burada görse eminim ki, " Ölü bir adam için vaktinizi harcayarak ne halt ediyorsunuz?
Now you're here, finally here, and you're wasting your time running hyperdrive simulations.
Şimdi, sen burdasın, sonunda burada, ve hiper motor simulasyonunu sonsuz sayıda çalıştırarak zaman kaybediyorsun.
You're wasting your time.
Zamanını boşa harcıyorsun.
You're wasting your time, Doc.
Doktor.
Then you'll be wasting your time.
- Ama benim çok şeyim var. Öyleyse, zamanını harcamış olacaksın.
Look, trust me, you're wasting your time here.
Bak, güven bana, burada vaktini harcıyorsun.
- You're wasting your time
- Harcıyorsun vaktini boşa
You're wasting your time, Brian.
Zamanını boşa harcıyorsun, Brian.
What you wasting your time with Miss Suzanne for?
Neden vaktini Bayan Suzanne'le kaybediyorsun ki?
You know, if you're thinking about my mom, you're wasting your time.
Eğer annemi düşünüyorsan vaktini harcıyorsun.
If you came here on some mission, preaching me about the Wall, you're wasting your time.
Buraya bana gaziler anıtı hakkında öğüt vermeye geldiysen, boşa zaman harcıyorsun.
You're wasting your time here.
Burada boşuna zaman harcıyorsun.
So, Miss Mills, I should tell you that I disagree with your boyfriend. I don't think you're wasting your time.
Bayan Mills, erkek arkadaşınıza katılamayacağım çünkü...
You're wasting your time.
Boşa zaman harcıyorsun.
You're wasting your time with me.
Benimle vakit kaybediyorsun.
You're wasting your time hey.
Boşuna uğraşıyorsun.
You're not wasting your time.
Vaktini boşa harcamıyorsun.
"and we think you should get a real job and stop wasting your time."
Bizce gerçek bir iş bulup, vaktinizi boşa harcamayın.
So if you're expecting me to apologize and kiss your robe, you're wasting your time.
Yani, eğer özür dileyip cüppeni öpmemi bekliyorsan vaktini boşa harcıyorsun.
And if I'm wasting your time by being polite, I'm happy to walk out of here.
Ve kibarlık yaparak vaktinizi harcıyorsam seve seve giderim.
I'm just trying to save you from wasting your time.
Ben sadece seni vaktini boşa harcamaktan kurtarmaya çalışıyorum.
But you're wasting your time.
Ama boşa zaman harcıyorsunuz.
You're wasting your time, Leonard.
Boşuna zaman harcıyorsun, Leonard.
- I'm wasting your time.
- Zamanınızı boşar harcıyorum.
- You're wasting your time.
- Vaktini harcıyorsun.
And you're wasting your time.
Boşa zaman harcıyorsun.
Well, if I am, you're wasting your time.
Öyleyse boşuna vakit kaybediyorsunuz.
Wasting your time.
Zamanınızı harcadım.
Why are you wasting your time?
Neden vaktini ziyan ediyorsun?
You're wasting your time.
Vaktini boşa harcıyorsun.
You're wasting your time.
Vaktini harcıyorsun.
Oh, what are you wasting your time with these idiots for?
Oh, Neden bu aptallar için vaktini harcıyorsun?
You're wasting your time. Right now, it's like an elephant is sitting on your- -
Vaktini boşa harcıyorsun, şuanda fil ağırlığındayım ve tam tepende...
Yeah, you'd probably be wasting your time anyway.
Evet, zaten zamanını boşa harcamış olursun.
You're wasting your time, man.
Vaktini boşa harcıyorsun dostum.
And I wouldn't even be here wasting your time except the one thing that he didn't tell you, that he probably should have, is that... on my side of the family- -
Vaktinizi boşa harcamak için buraya gelmedim. Size söylemediği bir şey dışında. Muhtemelen söylemeliydi.
I think you're wasting your time.
Bece zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
Waliver said you're wasting your time.
Waliver zamanınızı boşa harcıyorsunuz dedi
- Lieutenant, you're wasting your time.
- Teğmen, vaktini boşa harcıyorsun.
And if you took the time to really get to know me find out what kind of person I truely am instead of just stereotype me because of the way I look... Well... You'd be wasting your time.
Görünüşümü bir kenara bırakıp, klişelerden kurtulup, beni tanımak, gerçek beni öğrenmek için çaba gösterseydiniz boşa zaman harcamış olurdunuz.
Well, now you can stop wasting your time and start drinking some free beer.
Artık vaktini boşa harcamayı bırakıp beleş biraların keyfini çıkarabilirsin.
So, what say you stop wasting our time and give me your professional opinion?
Neden zamanımızı harcamayı bırakıp, bize profesyonel fikrinizi söylemiyorsunuz?
You're wasting my time, girl, and your own.
Kendi zamanını da. benim zamanımı da boşa harcıyorsun, kızım.
I'm not wasting my time, because me and your mom, we're just friends.
Vaktimi harcamıyorum, çünkü ben ve annen sadece arkadaşız.
A bad idea would be to let your client walk out of here today and drag this thing out for another year, wasting more time and more money.
Kötü bir fikir, müvekkilinin bugün buradan çıkıp gitmesi ve bu davayı bir yıl daha sürdürmesi, daha fazla zaman ve para harcaması olur.
A bad idea would be to let your client walk outta here today and drag this thing out for another year, wasting more time and wasting more money.
Kötü bir fikir, müvekkilinin bugün buradan çıkıp gitmesi ve bu davayı bir yıl daha sürdürmesi, daha fazla zaman ve para harcaması olur.
Well, at least you're not wasting all your time at Magic School.
En azından Sen Magic School tüm zaman israf değildir.
Anyway, you're wasting your time.
Bence boşa zaman harcıyorsunuz.
You're wasting your time, Lane.
Vaktini boşa harcıyorsun Lane.
Wasting our time, our resources, and throwing away your own life.
Zamanımızı ve kaynaklarımızı harcayıp hayatınızı mahvediyorsunuz.
If you think you're gonna get to Kolchak through me, you're wasting your time.
Bilirsin bu işten hem Beacon hem de Büro karlı çıkacak. Eğer Kolchak'a benimle ulaşacağını sanıyorsan, vaktini boşa harcıyorsun.
your time is up 71
your time has come 33
your time will come 36
your time 40
your time's up 35
time 2517
times 1964
timer 243
timers 88
times square 22
your time has come 33
your time will come 36
your time 40
your time's up 35
time 2517
times 1964
timer 243
timers 88
times square 22
time to go home 94
time to die 52
time to wake up 54
time flies 78
time is running out 68
time is of the essence 71
time is money 74
time to go 627
time is up 41
time to sleep 29
time to die 52
time to wake up 54
time flies 78
time is running out 68
time is of the essence 71
time is money 74
time to go 627
time is up 41
time to sleep 29
time travel 83
times are tough 45
time will tell 62
time's up 595
times are changing 28
time to eat 55
time is 18
times before 18
time for bed 134
times in a row 26
times are tough 45
time will tell 62
time's up 595
times are changing 28
time to eat 55
time is 18
times before 18
time for bed 134
times in a row 26