We will find them Çeviri Türkçe
188 parallel translation
We will find them.
Onları bulacağız.
We will find them most vulnerable when they hover.
En kolay havada asılı dururken vurabiliriz.
Whatever happens to them, we will find them.
Onlara ne olursa olsun, onları bulacağız.
I doubt we will find them in Mrs. Doyle's cabin.
Bayan Doyle'un kamarasında bulacağımızı hiç sanmıyorum.
You think we will find them?
Onları bulabileceğimizi düşünüyor musun?
If we don't find them, their cost will be deducted from your pay.
Onları bulamazsak, bedelleri ödemelerden düşülecek.
All right, if we don't find them here, will we still have another search on Gamma II?
Tamam. Burada onları bulamazsak, Gamma II'de yeni bir araştırma yapabilir miyiz?
We will just laugh at them and find new bodies and new victims.
Onlara gülüp geçeceğiz ve yeni bedenler ve kurbanlar bulacağız.
"We will find In them in the temple of Yasukuni", where the leached ashes of deceased were blessed, it was the place of the farewell to soldiers who left for the war wrapped up in haramaki,
"Yasukuni Tapınağı'nda buluşacağız." Burası, ölenlerin küllerinin 1.000 ilmekle yapılan Haramaki'ye sarılarak kutsandığı geleneksel bir veda törenine sahne olan yerdi.
- If we catch them, will we find out?
- Onları yakalayabilirsek, kimin..?
Until we find a stream or pool that is free of them, we will have no drinking water.
Onlara özgürce yüzecekleri.. bir havuz buluncaya kadar, hiç birimiz su içemeyeceğiz.
We must find them immediately or Daniela also will be possessed.
Onları bir an önce bulmalıyız yoksa Daniela'ya da musallat olacak.
A handful of Colonials prevail, but we will soon find them.
Ama, yakında onları da bulacağız.
A handful of Colonials prevail, but we will soon find them.
Bir avuç dolusu kolonili başardı ama yakında onları bulacağız.
Then you'll bring those leaves to my study and we will count them and if I find one leaf more or less, I will thrash you, Morlar.
Sonra o yaprakları bana getireceksin ve sayacağız eğer tek bir yaprak bile eksik ya da fazla çıkarsa seni geberteceğim Morlar.
- How will we ever find them under all that rock?
Hala içerideler.
I'm sure we will find him in one of them.
Onlardan birinde olduğuna eminim.
I'm going to find them, as those we have will not be sufficient. Where are these weapons?
Onları bulmaya gidiyorum, yoksa gerekli niteliğe sahip olamayacağız.
These are all very important questions, and perhaps I will find answers to them in the past. But now we have a potentially dangerous threat from the Romulans.
Bunlar önemli sorular belki de bunların cevabını geçmişte bulacağım ama şu an için bir Romulan tehdidi var.
If we stay still, maybe it will take them longer to find us.
Burada kalırsak bizi bulmaları daha uzun sürebilir.
With any luck, nobody will find them until we get back from the mission, whatever it is.
Şansımız da yaver giderse, biz dönene kadar kimse onları bulamaz.
I'm afraid we can't do that, but I am sure that my government will find some productive activity for them.
Maalesef bunu yapamayız. Hükümetimin onlara verimli olacakları iş alanları yaratacağına eminim.
We will find them.
- Onları bulacağız.
We'll find them, and when we do and we've got this thing working, then, my friend, then this young man will be a liability.
Onu bulacağız ve onu bulduğumuzda bu şeyi çalıştıracağız. ondan sonra dostum, Bu genç adam bir engel olacak.
I vow we will find these people and we will put them in jail!
Söz veriyorum, bunları bulup cezaevine tıkacağız!
If we do not find them, I will pay whatever you ask for the loss of Carter.
Eğer onları bulamazsak Carter'ı yitirdiğiniz için istediğiniz bedeli öderim.
How will we find them?
Onları nasıl bulacağız?
Surely, we will find justice in one of them.
İçlerinden biri mutlaka adaleti yerine getirecektir.
But only that we had loved them,..... and that they hadn't heard us calling,..... still do not hear us calling them out of those rooms..... where they went to be alone for all time,... .. and where we will never find the pieces to put them back together.
Önemli olan, onları sevdiğimiz onları çağırdığımızı duymamış olmaları ve hala onları o odalardan dışarı çağırdığımızı duymayışları oraya ebedi yalnızlık için gidişleri ve orada onları tekrar bir araya getirecek parçaları asla bulamayacak oluşumuz.
Then we will find other symbiotes, then discard them when they mature.
O zaman başka ortakyaşamlar bulur, olgunlaştıklarında onları da çıkarıp atarız.
We'll go try and find something in the car that will lead us to them.
Arabaya bakıp bizi onlara yönlendirebilecek bir şeyler arayacağız.
You know I am not a religious man... but I believe this... if there is a wound, we must try to heal it... if there is someone whose pain we can cure... we must search till we find them... if the gods have chosen that we should survive... it will be for a reason.
Bilirsin, ben dindar bir adam değilimdir ama şuna inanıyorum :.. ... Ortada bir yara varsa, onu iyileştirmeye çalışmalıyız... Eğer acılarını dindirebileceğimiz birileri varsa onları bulana dek aramalıyız.
And while you're taking it, we will try very hard to find another way to get them out.
Sen ilacı alırken biz de çıkarmanın güvenli bir yolunu bulmaya çalışacağız.
The big concern for them is... will they have a home to return to? I don't know what to expect to find... when I get back there... but I'm sure we'll be talking with the insurance company. Well, we do have insurance, thank God.
Ne yapacağımı bilemiyorum... fakat, sanırım sigorta şirketiyle görüşeceğiz... sigortaya gitmek zorundayız... sanırım uzun zaman alacak... ve bir çocuğumuz var.
Cops show up on my doorstep, we will know who sent them and we will fucking find you.
Polis kapıma gelecek olursa onları kimin gönderdiğini anlayacağız... ve seni mutlaka bulacağız.
We will find them and cut out their hearts one by one, until the First shows itself for what it really is.
Onları arayıp bulacağız. Onları bulacak, kalplerini sökeceğiz. Birer birer.
If we don't find a way to extract them soon their systems will be too integrated with the creature.
Eğer onları çok yakında ayıramazsak, sistemleri, yaratıkla çok fazla bütünleşecek.
- How will we find them in the mountain?
- Onları dağda nasıl bulacağız?
Through his will and energy, and yes, genius he encompassed, as much as one man can the joy and the anguish of his times their romance, their horrors and, of course, what laughter we could find in them.
Arzusu ve enerjisiyle, ve tabii dehasıyla kendi zamanının sevinçlerini ve acılarını anlatmıştı. Ve aşklarını ve dehşetini ve tabii bulabildiği komik yanları.
Once we have them, you and I will have a face-to-face with Mr. Walker and find out everything he knows about Julia.
O zaman Walker'la seninle ben konuşur ve Julia hakkında bildiği her şeyi öğreniriz.
Soon we will find the lost Apple Seed, and restore the Bioroids procreative ability, make them evolve into a new form of human race, and build a new Utopia.
Yakında bu kayıp "Apple Seed" i bulacağız ve... Bioroidlerin üreme yetileri tekrar kazandırılacaktır. Bu sayede yeni insanlığın gelişimine yardımcı olup... hep beraber yeni Utopia'yı kuracağız.
We will find Batman's killers and bring them to justice and that's all I can say
Batman'in katillerini bulup onları adalete teslim edeceğiz. Tüm söyleyebileceğim bu.
We did an M.R.I. on all the babies, and, unfortunately, we didn't find anything, so we're starting them on the strongest antibiotics that we've got, and we're hoping that that will take care of it.
Tüm bebeklerin MR'ını çektik ama ne yazık ki bir şey bulamadık. Bu yüzden elimizdeki en güçlü antibiyotikleri vereceğiz ve işe yaramasını umacağız.
I'll find out what they are, and we will have them.
Onların ne olduğunu bulacağım, ve alacağım.
The people will find his name on the updated witness list we provided to them this morning.
İddia makamı bu sabah onlara verdiğimiz güncellenmiş tanık listesinde adını göreceklerdir.
Because if we go into quarantine, isabelle will end up right here, or with them, and if they find out what she can do... we'll lose her forever.
Çünkü eğer karantinaya girersek, Isabelle ya burada kalır, veya onlarla, ve eğer yapabildiklerini anlarlarsa... onu sonsuza dek kaybederiz.
Then after her sisters find her wandering the streets and come looking for revenge, we will send them through too.
Kardeşleri onu sokaklarda boş dolaşırken bulunca intikam alam için gelirler, o zaman onları da yakalarız.
The more we find, the faster we find them, the better our chances of figuring out where the next ones will come from.
Sahte paraları ne kadar hızlı bulursak, bir sonraki paranın nereden çıkacağını tahmin etme ihtimalimiz o kadar artar.
How will we find them?
Nasıl bulacağız onları?
And once we find out he is one of them, then something will have to be done.
Ve onun onlardan biri olduğunu öğrendiğimizde tamamlanması gereken bir şey olacak.
So if we keep doing our job and planting the flowers, the bees will do theirs and find them.
Yani, işimizi yapmaya devam edip çiçekleri dikersek,... arılar da kendi işlerini yapıp onları bulurlar.
we will miss you 16
we will figure it out 16
we will meet again 36
we will 1454
we will be there 18
we will win 17
we will see 58
we will go 22
we will return 17
we will talk 25
we will figure it out 16
we will meet again 36
we will 1454
we will be there 18
we will win 17
we will see 58
we will go 22
we will return 17
we will talk 25