Find them Çeviri Türkçe
10,224 parallel translation
I drew up plans for a Duckingham Palace, but I can't find them, so I guess we'll just have to "wing" it.
Vakingham Sarayı'nın planlarını çizmiştim ama bulamıyorum. O kısmı gagalayıp geçeceğiz artık.
I can tell you where to find them.
Nerede bulabileceğini söyleyebilirim.
Find them!
Bul onları.
We need to find them.
Onları bulmamız lazım.
♪ Once you find them ♪
# Bunun sen olduğunu anlardım #
But I don't need my jedi powers to find them before you do.
Fakat onları senden önce bulmak için Jedi güçlerime ihtiyacım yok.
Look, I don't care which one of you finds them first, as long as you find them.
Bakın, onları bulduğunuz sürece kimin bulduğu benim için önemli değil.
I'll find them first.
Onları ilk ben bulacağım.
He would drive all over the country to find them.
Onları bulmak için bütün ülkeyi dolaşırdı.
We'll find them.
Onu bulacağız.
They're someplace nobody will ever find them.
Kimsenin bulamayacağı bir yerde.
I have to find them. Please help me.
Hırsız yüzü görmemiş suç işlenmeyen bir kasabada gizlice gömülmüş bir kadın cesedi aniden ortaya çıkıyor.
The next step is that we get them on the universal donor list, and we try to find them donors.
Öncelikle bebeklerinizi donör listesine koyup uygun donör bulmaya çalışacağız.
Even though Senator Reynolds got cold feet, you still want to find them.
Senatör Reynolds hayır dediği hâlde onları bulmak istiyorsun.
The question is what to do with the Precogs when I find them.
- Dinliyorum. Asıl soru, Ön Kâhinleri bulduğumda onlarla ne yapacağız?
Just gotta find them first.
Önce, onları bulmamız gerekiyor.
I mean, forget the fact that we have to find them. We can't cover that much ground in two weeks.
Yani onları bulmak zorunda olduğumuz gerçeğini bir kenara bırak 2 hafta boyunca o kadar saha görevine bahane bulamayız.
We better find them!
Onları bulsak iyi olur!
So we have to find them before they realize what they have.
Yani onlar ellerindeki şeyin ne olduğunu anlamadan önce onları bulmalıyız.
I had a vision that they're out there, and I've gotta find them.
Onları gördüğüm bir öngörüm oldu ve onları bulmam gerek.
Even asked Senator Organa to inquire with his sources, but we couldn't find them.
Senatör Organa'dan bile kaynaklarını kullanmasını istedik fakat onları bulamadık.
We've got to find them.
Onları bulmalıyız.
How do we find them?
Onları nasıl bulacağız?
Oh, Mike! Where did you find them?
Mike, nerede buldun?
It appears Mr. Overflow searched for the games himself in 2009, but failed to find them. " IntegerOverflow :
Görünüşe bakılırsa, Bay Overflow'un kendisi 2009'da oyunları aramış ama onları bulmayı başaramamış.
Because Eddie didn't find them.
Çünkü onları Eddie bulmadı.
It's been about eight hours since we've seen them last, and this is the point we last had them, so now we have to find them again.
Onları en son gördüğümüzden bu yana sekiz saat geçti ve burası da onları en son gördüğümüz yer. Şimdi onları tekrar bulmak zorundayız.
Well, then we need to find them.
- O zaman onları bulmamız gerekir.
You'll be led out, and we'll let it carry on for as long as it takes to find them.
Siz idama götürüleceksiniz ve biz onları bulana dek idama müdahale etmeyeceğiz.
When we come back to them in the new series, we will have been honest to their relationship previously, but we now find them in another state.
Yeni diziyle ikilimize dönüp baktığımızda, ilişkilerine önce açık yürekle yaklaştık, ancak, artık onları farklı bir durumda bulmuştuk.
Come on, we've got to find them, show them the island's ours.
Hadi, onları bulmalı ve adanın bizim olduğunu onlara göstermeliyiz.
We'll find them.
Onları bulacağız.
You'll never find them.
Onları asla bulamayacaksın.
I'm looking to find some that are like them, but...
Onun gibi bir şey arıyordum ama biraz daha...
If we can find The Djinn first, maybe we can intercept them.
Eğer Djinn'i onlardan önce bulursak Onların işinide engellemiş oluruz.
So, uh, I am going to download her brain, her thoughts, her consciousness, her memories, preserve them digitally, until I can find another vessel after her body fails.
Onun beynini kaydedeceğim düşüncelerini, bilincini, hatıralarını ; dijital olarak saklayacağım ki vücudu çalışmayı bıraktıktan sonra başka bir taşıt bulabilirim.
Parents find out about incest, take them out of will.
Anne-baba ensestten haberdar olur, mirastan çıkarır.
The best way out of here is to help them find this guy...
Buradan çıkmanın en iyi yolu onlara bu adamı bulmada yardım etmek...
The sooner we find these bones and clean them for Dr. B., the sooner we can solve this case.
Kemikleri ne kadar erken bulup Dr. B için temizlersek bu vakayı o kadar erken çözeriz.
Unfortunately for you, what they found were dozens of internal verdiant documents, which will lead them to your warehouse in silver Ridge. And I don't need to tell you what they'll find inside.
Ama senin şanssızlığına, buldukları şey onları Silver Ridge'deki deponuza yönlendirecek düzinelerce gizli Verdiant belgesi oldu ve orada ne bulacaklarını da sana söylememe gerek yok.
So how do you expect to learn a bunch of languages and find a group of people whose entire existence relies on them being hidden, without NZT?
Nasıl birkaç dil öğrenip NZT olmadan varlıkları saklandıkları üzerine olan bir grup insanı nasıl bulmayı bekliyorsun?
You need to get out of the apartment, find a cop, and tell them that someone is trying to abduct you.
- Ne? Evden çık, bir polis bul ve birisin seni kaçırmaya çalıştığını söyle.
We don't want them to find out the truth about me, now, do we?
Hakkımdaki gerçeği öğrensinler istemeyiz değil mi?
I'm working on a plan, but in the meantime, I have to keep abducting zombies, taking them away from their families, and proving I'm a good soldier, and I'm pretty sure that Liv would find that... reprehensible.
Bir plan yapıyorum ama bu sırada zombileri ailelerinden uzakta tutup iyi bir asker olduğumu kanıtlayarak yaşıyorum ve eminim ki Liv bunu ayıplanacak bir şey olarak görür.
Once we board this thing, Chopper will plug in, find out where they have our people, and we get them out of there.
O şeye bindiğimiz an Chopper ona bağlanacak adamlarımızı nerede tuttuklarını bulacak ve biz de onları oradan çıkaracağız.
We can't find the dogs so we're gonna have a cup of tea. And have a look for them again in a minute.
Köpekleri bulamadık, bu yüzden çay içiyoruz birazdan tekrar aramaya başlayacağız.
I think the only way that we're going to get any more is to find out a way of getting consistently close to them.
Sanırım daha fazlasını elde etmenin tek yolu onlara devamlı bir şekilde yaklaşmanın bir yolunu bulmak.
Got to give them some time to find the best who can be trusted.
Kırılması gereken bazı şifreler var.
You don't find these in lagoons, you have to dive deep to get them.
Lagünlerde bulamazsın, onları almak için derine inmen gerekiyor.
The only hope is to find a way to coexist with them, before they find their Antichrist.
Tek umudumuz birlikte yaşamanın bir yolunu bulmak. Onlar Deccal'i bulmadan önce.
Before they find out this whole thing's a scam you're gonna tell them that you changed your mind.
Bu işin bir yalan olduğunu öğrenmeden onlara fikrini değiştirdiğini söyleyeceksin.
theme 39
them 588
themselves 24
theme song 16
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20
them too 26
theme song playing 16
them 588
themselves 24
theme song 16
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20
them too 26
theme song playing 16
find me 83
find it 240
find her 251
find out 171
find him 471
find someone 16
find you 17
find us 16
find what 27
find me something 16
find it 240
find her 251
find out 171
find him 471
find someone 16
find you 17
find us 16
find what 27
find me something 16